2025'in siyasi gerilimleri yeni yılda da sürecek mi?
Türkiye 2026'da neleri konuşacak? CHP üzerindeki baskılar ve yeni çözüm süreci gibi başlıklarda yeni yılda neler bekleniyor? Yeni anayasa tartışması gündeme gelir mi?
Türkiye'de seçimsiz bir yıl olması beklenen 2026'da siyasette tansiyonun yine yüksek seyretmesi ve bir sonraki genel seçim için partilerin hazırlıklarını artırmaları bekleniyor.
Türkiye, 2025'i CHP üzerindeki iktidar baskısı, paralel gelişen yargı süreçleri, bunlara karşı sürdürülen mücadele ve yeni çözüm süreci ekseni gibi önemli gelişmeler ile geçirdi. Bu konu başlıklarında yeni gelişmelerin beklendiği 2026'da siyasette gerilimlerin de süreceği tahmin ediliyor.
Peki yeni yılda Türkiye'nin iç siyasette konuşacağı belli başlı konular neler olacak?
CHP üzerindeki baskı devam eder mi?
2025'in Mart ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali ve tutuklanmasının yarattığı siyasi gerilimin 2026'da da devam etmesi bekleniyor.
Bu çerçevede CHP üzerindeki iktidar baskısının aynı sertlikte olup olmayacağı takip edilirken, İmamoğlu'nun yargılanma sürecinin başlamasıyla siyasetin dilinin daha da sertleşebileceği ihtimaller arasında.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in mitingleri yeni yılda da sürdürmesi bekleniyorFotoğraf: Umit Bektas/REUTERS
31 Mart 2024 yerel seçimlerinde birinci parti olan, aldığı oyu koruyan ve hatta bazı anketlere göre arttıran CHP, 2025 boyunca karşılaştığı ağır baskı nedeniyle yereldeki başarısını ulusal düzeye çekebilmenin ve halka kendini anlatabilmenin sıkıntısını yaşadı. Son kurultayında Özgür Özel'i yeniden genel başkanlığa seçen ve liderlik tartışmalarını arkada bırakan CHP'nin yeni yıldaki temel çabasının yerel yönetim başarısını ulusal siyaset dili ve programına dönüştürmek olması bekleniyor.
Bu çerçevede partinin 2026'da hükümet programının hazırlanması, bugüne kadar sayısı 77'i bulan mitinglerin devamı ve yargı süreçlerini yakından takip başlıklarına odaklanması öngörülüyor.
2026 yılı muhalefetin yalnızca iktidar eleştirisiyle değil, alternatif bir yönetim modeli sunup sunamayacağı ve halka kendini anlatıp anlatamayacağı açısından da önemli bir yıl olacak.
CHP'nin bu yıl tartışacağı bir başka konu ise cumhurbaşkanı adaylığı meselesi. Her ne kadar İmamoğlu partinin adayı olarak açıklansa da hakkındaki yargı kararlarının kesinleşmesi ya da diplomasının iptali ile ilgili gelişmeler partiyi başka bir aday düşünmeye yönlendirebilir.
Öte yandan CHP'yi yeni yılda bekleyen bir başka riskli alan ise 2025'te belediyelere yönelik mali denetimler, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) borçları üzerinden yapılan haciz işlemleri ve kayyum uygulamalarının devam ettirilmesi olabilir.
Çözüm süreci ve yasal düzenlemeler nasıl seyredecek?
2026 yılı içinde iç siyasette en çok konuşulacak ve tartışılacak konulardan birisi de iktidarın Terörsüz Türkiye olarak adlandırdığı yeni çözüm süreci olacak.
Türkiye 2025'i PKK'nın kendini feshetme kararı, sembolik silah bırakma töreni ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) komisyonunun oturumları, İmralı ziyareti ve partilerin raporlarıyla kapattı. Süreç yeni yıla ise yasal düzenlemeler beklentisi, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) ile Şam yönetimi arasındaki entegrasyon müzakereleri ve toplumsal uzlaşı tartışmalarıyla giriyor.

TBMM'de çözüm komisyonu Şubat ayı sonuna kadar çalışmalarını sürdürecekFotoğraf: ANKA
TBMM'deki Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışma süresi Şubat 2026 sonuna kadar uzatılırken, komisyon partilerin raporlarını toplayarak nihai önerilerini hazırlayacak. Bu önerilerin ne olacağı ve TBMM'ye sunulacak yasa teklifleri 2026'nın ilk aylarında gündemin en önemli başlıklarından biri olacak.
Süreç kapsamında yasal düzenlemelerin yanı sıra hasta tutukluların durumu, kayyum uygulamalarının kalkması yönünde bir açılım olup olmayacağı, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki koşulları ile ilgili gelişmeler de tartışılacak.
Bu arada Suriye'de Kürtlerin ağırlıklı olduğu SDG ile Şam yönetimi arasındaki 10 Mart mutabakatının yıl sonunda süresi dolarken, SDG'nin tam entegrasyonuna ilişkin halen devam eden belirsizlik de çözüm sürecini etkileyecek gelişmelerden.
Öte yandan Kürt siyasetçi Leyla Zana'ya Bursaspor-Somaspor maçında küfredilmesi ve ardından yaşanan tartışmalar yeni yıla da sarkabilir. DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Eş Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan adına Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, olayda sorumluluğu bulunan tüm şahıslar ve ihmali olan görevliler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Yeni anayasa tartışmaları ağırlık kazanacak mı?
2025'te iktidarın dile getirdiği yeni anayasa çağrıları somut bir metin aşamasına geçmeden tartışma düzeyinde kalırken, 2026'da bu konunun gündemde olup olmayacağı da yakından takip edilecek.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tekrar aday olması için ya erken seçime gidilmesi ya da anayasada değişiklik yapılması gerekiyorFotoğraf: Mustafa Kaya/Xinhua/picture alliance
Normal takvime göre bir sonraki genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri en geç Mayıs 2028'de yapılacak olsa da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha aday olması için anayasal engel bulunması yeni anayasa tartışmalarını daha önemli kılıyor.
Anayasa'nın 101'inci maddesine göre Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kapsamında şu an ikinci döneminde ve normal şartlarda 2028'de yeniden aday olamıyor. Üçüncü kez adaylığı için iki yol var; anayasa değişikliği veya TBMM'nin erken seçim kararı alması. Anayasa değişikliklerinin doğrudan kabulü için 400, referanduma gidilmesi için ise 360 sandalye gerekiyor. Meclis'in erken seçim kararı alması ise yine 360 vekil ile mümkün.
TBMM bütçe görüşmelerinde AKP Grup Başkanvekili Abdullah Güler, "Terörsüz Türkiye" sürecinin tamamlanmasının ardından 2026'yı reform yılı ilan ederek yeni anayasayı işaret etmiş ve "12 Eylül darbecilerinin yaptığı anayasa artık Türkiye'yi taşıyamamaktadır. Herkesin sahipleneceği anayasayı hep birlikte yapmak boynumuzun borcudur" demişti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da yıl sonu değerlendirmesinde yeni anayasayı "tarihi sorumluluk" olarak nitelendirerek parti ziyaretleriyle uzlaşı arayışını sürdüreceğini belirtmişti.
Bilal Erdoğan görünürlüğünü daha da artıracak mı?
2025'in son aylarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın etkinliklerde ve medyada giderek daha görünür olduğu gözlemlenirken, bu ivmeyi yeni yılda sürdürüp sürdürmeyeceği ve AKP içinde Erdoğan sonrası için olası senaryoların gündem olup olmayacağı takip ediliyor.
Erdoğan'ın partinin genel başkanlığını oğluna devrederek seçimlerde yeniden cumhurbaşkanı adayı olacağı bir formül kulislerde sıkça dile getirilirken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ya da Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın isimleri de farklı senaryolarda sıklıkla dile getiriliyor.
İktidar çevreleri ise son dönemdeki bu kulis bilgileri ve konuşulanları AKP'ye kurulmuş bir "tuzak" olarak niteliyor.
Meclis aritmetiği yeni yılda da değişecek mi?
2026 için en çok konuşulmaya aday başlıklardan biri de milletvekili geçişlerinin sürüp sürmeyeceği olacak.
TBMM, 2023 genel seçimlerinden bu yana milletvekili geçişleri, istifalar, vefatlar ve görev değişiklikleri nedeniyle sandalye dağılımında önemli değişimler yaşadı.
Toplam milletvekili sayısı farklı nedenlerle 600'den 592'ye düşerken; gelinen noktada AKP ve CHP diğer partilerden yaptıkları geçişlerle sandalye sayılarını artırmış durumda.
2023 seçiminde 268 sandalye kazanan AKP farklı partilerden katılımlarla sandalye sayısını 272'ye yükseltirken, Cumhur İttifakı ortakları AKP ile MHP toplam 319 sandalyeye sahip.
CHP 138 sandalye ile ana muhalefet konumunu sürdürürken; DEM Parti 56, İYİ Parti 29, Saadet, DEVA ve Gelecek Parti'nin birleşimi olan Yeni Yol Partisi 21, HÜDA PAR 4, Yeniden Refah 4, TİP 3, DBP 2, EMEP 2, Saadet Partisi 1, DSP 1, Demokrat Parti 1 sandalyeye sahip.
Bağımsız milletvekillerinin sayısı ise şu an itibariyle 11.
2025 yılında küçük partilerdeki milletvekillerinin iktidar veya ana muhalefete yaptığı geçişler çok konuşulurken, yeni yılda da bunun sürüp sürmeyeceği kritik yasa teklifleri veya anayasa tartışmaları açısından önemli olacak.