ABD'nin getirdiği yeni otomobil tarifeleri, üretimini Almanya dışına taşımayan Porsche’yi doğrudan vuruyor. Elektrikli dönüşümde hız kaybeden marka, düşen satışlar ve sert piyasa gerilemesiyle zor bir sınavdan geçiyor.

Almanya’nın Stuttgart kentindeki Zuffenhausen bölgesi, 1930’lardan bu yana Porsche AG’nin merkezi olarak öne çıkıyor. Spor otomobil üreticisi Porsche, hâlâ büyük ölçüde "Made in Germany" etiketini taşıyor ve bu özelliği, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın yeniden tırmandırdığı ticaret savaşının en büyük kaybedeni olabileceği anlamına geliyor.

Trump’ın otomobil ithalatlarına yüzde 25 oranında gümrük vergisi getirme kararının gelecek haftadan itibaren yürürlüğe girecek olması, Almanya genelinde otomotiv sanayisini etkiliyor. Münih’ten — BMW AG’nin merkezi — Bremerhaven’e — Alman otomobillerinin dünya geneline gönderildiği kuzey limanı — kadar geniş bir coğrafyada etkiler hissediliyor. Ancak hiçbir bölge, Porsche’nin 911 gibi yüksek kârlı modellerini ürettiği Zuffenhausen kadar doğrudan etkilenmiş değil.

Sendikalardan uyarı: En son ihtiyacımız olan şey bu

IG Metall sendikası yetkililerinden Barbara Resch, “Şu anda en son ihtiyacımız olan şey, kilit pazarlardan biriyle tam kapsamlı bir ticaret çatışması" diyerek durumu özetledi. Resch, artan ticaret geriliminin, Çin’de düşen satışlar ve elektrikli araçlara geçişin getirdiği yapısal dönüşümle zaten mücadele eden bölge otomotiv sektörünü daha da zorlayacağını ifade etti.

Otomotiv devleri temkinli, stratejiler netleşmedi

Trump’ın geçmişte anlaşmaya açık tavırlar sergilemesi, Alman otomotiv yöneticilerini "bekle-gör" pozisyonunda tutuyor. Yeni tarife açıklamasına rağmen, ABD'de üretim gibi büyük stratejik kararlar alınmadan önce belirsizliğin giderilmesi bekleniyor. Almanya’nın büyük otomobil üreticileri konuya ilişkin resmî bir açıklama yapmazken, şirket içi görüşmelerde hâlâ tarifelerin önlenebileceği ya da kısa sürede kaldırılabileceği yönündeki umutların etkili olduğu belirtiliyor.

BMW, yaptığı açıklamada Avrupa Birliği ile ABD arasında “büyümeyi destekleyecek ve ticari yalnızlaşma ile engeller sarmalını önleyecek” bir anlaşmanın hızla sağlanması gerektiğini ifade etti. Porsche gibi Stuttgart merkezli olan Mercedes-Benz Group AG ise, tarifelerin etkisini değerlendirme sürecinde olduğunu bildirdi.

Porsche’nin en zayıf noktası: ABD’de üretim tesisi yok

Mercedes ve BMW’nin ABD’de fabrikaları bulunması sayesinde kısmen esneklikleri olsa da Porsche’nin Kuzey Amerika’da hiçbir üretim tesisi yok. Porsche markasının temel pazarlama vaadi, özgün Alman mühendisliğini Zuffenhausen’dan sunması üzerine kurulu. 1960’larda üretilen ilk 911 ve James Dean’in sahibi olduğu Speedster versiyonu gibi ikonik modeller burada üretildi. Şirketin logosu da Stuttgart şehir arması esinlidir.

Markanın müzesinin önünde üç 911 modelinin göğe yükseldiği bir heykel bulunuyor. Ancak bu gösterişli özgüven, günümüzün ekonomik gerçeklikleri karşısında zayıf kalıyor. Satışlar düşüşte, kârlılık geriliyor, üst düzey yöneticiler koltuklarından oluyor. Geçtiğimiz ay, Volkswagen AG bünyesindeki Porsche, zayıf elektrikli araç talebi ve küresel siyasi belirsizlikler nedeniyle 1.900 kişilik bir işten çıkarma planı açıkladı.

Kârlılığı tehdit eden tarifeler

ABD tarifeleri, talebi azaltarak ya da kâr marjlarını düşürerek — belki de her ikisiyle birlikte — Porsche’nin kârlılığını tehdit ediyor. 911 modelinin alıcıları yüksek fiyatlara direnç gösterebilir ancak ABD’de en çok satılan Macan ve Cayenne SUV modelleri daha yoğun bir rekabet ortamında yer alıyor. Şirketin 2025 tahminlerinde ek ithalat kısıtlamaları hesaba katılmamıştı.

Elektrikli araç stratejisi beklentileri karşılamadı

Porsche, iki yıl önce koyduğu iddialı hedeflerin gerisinde kalmış durumda. Şirket, spor otomobil müşterilerinin elektrikli araçlara geçme isteğini yanlış değerlendirdi. İlk tamamen elektrikli modeli Taycan, 2020’de hızlı bir çıkış yaptı; ancak geçtiğimiz yıl satışlarda büyük düşüş yaşandı. Macan modelinin yeni elektrikli versiyonu ise yıllar süren gecikmeyle piyasaya çıkmasına rağmen beklentileri karşılamadı.

Mayıs 2023’te zirveye ulaşan yaklaşık 44 milyar euroluk piyasa değerinin bugün yarısına kadar gerilemesi, Porsche ve Volkswagen CEO’su Oliver Blume üzerindeki baskıyı artırıyor. Ürün gamını doğru belirleyememe sorunuyla boğuşan şirketin kâr marjı bu yıl yüzde 10 seviyesine kadar düşebilir ki bu oran, 2022 yılındaki halka arz öncesi belirlenen hedefin sadece yarısı. ABD pazarı geçen yıl Çin’deki talep düşüşünü telafi eden nadir bölgelerden biri olurken, yeni tarifeler bu dengeyi daha da bozabilir.

Üretimi ABD’ye taşımak maliyetli olur

Porsche, tarifelerden kaçınmak için ana şirketi Volkswagen’in Tennessee’deki fabrikasında üretim yapmayı düşünebilir. Ancak burada üretilen araçların Porsche modelleriyle altyapı uyumu bulunmadığı için bu maliyetli bir adım olur. Şirket, ürün yelpazesine daha fazla içten yanmalı ve hibrit model eklemek için bu yıl 800 milyon euroluk ek bir yatırım yapmayı planlıyor.

Mart ayında konuşan CEO Blume, ABD’de üretim yapma fikrini değerlendirdiklerini ancak bu pazardaki satış hacminin özel bir fabrika açmak için yeterli olmadığını ifade etti. Yine de Amerikan müşteri kitlesine yönelik olarak Cayenne’in elektrikli versiyonunu bu yıl sonunda Kaliforniya’da tanıtacaklarını duyurdu. Şirket, geleceğe yönelik stratejileri hakkında yorum yapmayı ise reddetti.

Sadece Porsche değil, Mercedes de üretimi kısmaya başladı

Stuttgart’ın diğer yakasında Mercedes-Benz, Untertürkheim’daki fabrikasında S-Serisi sedan üretiminde iki vardiyadan birini kaldırdı. Çin’deki yavaşlayan satışlar bu kararda etkili oldu.

Eyalet yönetimi de kaygılı: ABD en büyük ticaret ortağımız

Porsche, Mercedes ve Avrupa’nın en büyük otomotiv tedarikçisi Bosch gibi dev firmalara ev sahipliği yapan Baden-Württemberg eyaletinin Ekonomi Bakanı Nicole Hoffmeister-Kraut, Trump’ın önerdiği otomotiv tarifelerinin onlarca yıllık transatlantik ticaret bağlarını tehdit ettiğini söyledi.

“ABD bizim en önemli ticaret ortağımız. Tarifelerin artması ve fiyatların yükselmesi, ihracata dayalı ekonomilerin çıkarına değildir" diyen Hoffmeister-Kraut, ticari ilişkilerde yaşanacak gerilimin zincirleme etkiler doğurabileceğine dikkat çekti.