Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Türkiye ekonomisine ilişkin son değerlendirmesinde büyümenin 2026’da yüzde 3,4’e, 2027’de ise yüzde 4 seviyesine çıkacağı öngörüsünü paylaştı. Raporda, enflasyonla mücadelenin ekonomi politikasının merkezinde yer almaya devam ettiği vurgulandı.

---

17 Kasım 2025, 15:18

Komisyonun “Avrupa Ekonomik Öngörüsü 2025 Sonbahar” raporu yayımlandı.

Raporda, sıkı para politikasına rağmen Türkiye’de iç talebin yılın ilk yarısında canlılığını sürdürdüğü belirtildi. Ekonomi, ikinci çeyrekte yıllık bazda yüzde 4,8 büyüdü. Hane halkı tüketimi yüzde 5,1, yatırımlar ise yüzde 8,8 artış gösterirken, üçüncü çeyrekte de tabloya benzer bir ekonomik performansın devam edeceği öngörüldü.

Komisyon, ekonominin dirençli yapısı sayesinde büyümenin hem bu yıl hem de 2026’da yüzde 3,4 seviyesinde kalacağını, 2027’de ise yüzde 4’e yükseleceğini tahmin ediyor.

Tüketim ve yatırımlar büyümeyi destekleyecek

Yüksek altın fiyatlarının sağladığı servet etkisiyle birlikte istihdamdaki artışın devam etmesi, hane halkı tüketiminin büyümenin ana motoru olmayı sürdüreceği anlamına geliyor. Finansal koşulların iyileşmesiyle yatırımların da istikrarlı biçimde artması bekleniyor.

Ticaret dengesinin ve cari açığın genel hatlarıyla istikrarlı bir seviyede seyredeceği, istihdamdaki artışın ise kademeli şekilde hızlanacağı ifade edildi. İşsizliğin 2025-2027 döneminde yüzde 8,6 civarında kalacağı tahmin ediliyor.

Enflasyonla mücadele öncelik olmaya devam ediyor

Raporda, Türkiye’de enflasyonun düşürülmesinin öncelikli hedef olduğu vurgulandı. Tarımsal üretimi olumsuz etkileyen hava koşulları, gıda fiyatlarındaki artış, hizmet enflasyonunun yüksek seyri ve altın fiyatlarındaki yükselişin enflasyon üzerinde baskı yarattığı bildirildi. Bu nedenle sıkı para politikası duruşunun önemini koruduğu kaydedildi.

Enflasyonun kademeli olarak gerilemesi öngörülüyor:
• Bu yıl yüzde 35,4
• 2026’da yüzde 24,8
• 2027’de yüzde 17,7

Mali tarafta ise bütçe açığının GSYH’nin yüzde 3’ü civarında kalmaya devam edeceği, deprem harcamaları dışarıda tutulduğunda daha sıkı bir mali politikanın enflasyonla mücadeleye sınırlı da olsa destek vereceği ifade edildi. Kamu borcunun da GSYH’ye oranla yüzde 25 seviyesine yakın ve yönetilebilir düzeyde kalacağı aktarıldı.

"Türkiye belirsizlikleri başarıyla yönetti"

AB Komisyonu, Türkiye’nin son yıllarda yaşanan jeopolitik riskler ve iç belirsizliklere rağmen bu süreci görece başarılı şekilde yönettiğini belirtti. İlkbahardaki siyasi tansiyonun piyasaları kısa süreli dalgalandırdığı ancak finansal istikrarın hızlı biçimde sağlandığı ifade edildi.