Anestezi Keşfedilmeden Önce Cerrahlar Ameliyatları Nasıl Yapıyorlardı?
Anestezi; cerrahi operasyonlardan önce hastanın belirli bir bölgesini ya da vücudunun tümünü uyuşturma işlemidir. Antik Çağ dönemlerinden beri çeşitli yöntemler denenmiştir. Fakat çok etkili yöntemler bulunamadığı için ameliyatlar oldukça acı vericiydi.
1774 yılından beri ameliyatlarda anestezi kullanılmaktadır. Geliştirilen anestezik teknikler sayesinde ameliyat olmak günümüzde çok da acı verici bir şey değildir. Çünkü olacağımız kolay ya da zor herhangi bir ameliyatta uygulanan ilk işlem anestezidir. Fakat hiç düşündünüz mü, yıllar önce anestezi henüz keşfedilmemişken insanlar nasıl ameliyat oluyorlardı?

Anestezi Nedir?
Anestezi ya da bir diğer adıyla narkoz; cerrahi operasyonlardan önce hastanın belirli bir bölgesini ya da vücudunun tümünü uyuşturma işlemidir. Bu işlemde kullanılan maddeler ise anestezik ilaçlardır. Anestezik ilaçlar hastayı bilinçsiz hale getirmenin yanı sıra ayrıca hissedilen ağrıların azaltılmasında ve kasların gevşemesinde de kullanılmaktadır. Anestezi işlemi; yapılacak bir ameliyat nedeniyle vücudun tümüne de etki edebildiği gibi gittiğiniz bir diş kliniğinde hekimin diş etinize yaptığı lokal uyuşturma işlemi ya da doğum sırasında bel bölgesinden yapılan bir iğne ile belden aşağısının uyuşturulduğu işlem de olabilir.
Anestezi Nasıl Keşfedildi?
Modern anestezi hayatımıza 16 Ekim 1846 yılında yani nispeten yakın tarihlerde Doktor William Morton sayesinde girmiştir. Fakat anestezinin henüz keşfedilmediği yıllarda ağrı ve acı ile mücadele insanlar için adeta bir yaşam mücadelesiydi.
Antik Roma döneminden Orta Çağa kadar bulunan tüm el yazısı kaynaklarda ‘dwale’ olarak bilinen sakinleştirici bir karışım tarifi verilmektedir. Ayrıca Orta Çağ dönemine ait bulunan bazı yazılarda tentür adı verilen bir karışım hazırlanıyordu. Bu karışım; yaban domuzu safrası, toplumda afyon olarak bilinen anestezik madde, adamotu (Mandragora) suyu ve baldıran otu gibi bitkilerden ve sirkeden oluşmaktaydı. Tentür sayesinde hastalar vücutlarında bir bölge kesilirken uyuyorlardı.

Antik Yunan Döneminde doktorlar atardamara karotis adını vermişlerdi. Bu kelime Yunanca sersemletmek anlamına geliyordu. Yapacakları herhangi bir operasyonda atardamara ya da işlemin yapılacağı uzuvdaki sinirlere güçlü bir şekilde baskı uyguluyorlar ve bilinç kaybı ya da ani uyuşma sağlıyorlardı. Fakat bu oldukça tehlikeli ve çok nadir uygulanan bir yöntemdi. Çünkü çok büyük ihtimalle kişinin ölümü ile sonuçlanıyor üstelik doktorlar da cinayet suçlaması ile mahkemeye çıkıyordu.
Tarihte Anestezi Nasıl Kullanıldı?
1600’lü yıllardan itibaren ise Avrupa’da afyon olarak bilinen anestezik madde ve o maddeyi belirli bir miktarda içeren laudanum denilen tentür, ağrı kesici olarak kullanılıyordu. Fakat buraya kadar okuduğunuz tüm bu karışımları hazırlamak bir hayli emek gerektiriyor, kişiye göre özel şekilde formüle ediliyor ve bazen dalgınlıkla yanlış hazırlanabiliyordu. Dalgınlıkla baldıran otunun fazla eklendiği bir karışım kişinin ölümle sonuçlanan zehirlenme vakalarına ya da adamotunun fazla kullanılması kişilerin halüsinasyon görmesine ve anormal düzeyde kalp atışına sebep oluyordu. Bazen de kişilerin afyon ve laudanuma karşı bağımlılıkları gelişebiliyordu.

