Anne sütü inanılmaz derecede besleyicidir ve uzmanlar bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesi gerektiğini söylemektedir. Anne sütü, bebeğin sağlıklı büyüme ve gelişmesi için çok önemlidir, ayrıca içerdiği akyuvarlar ve koruyucu maddeler sayesinde bebeği hastalıklara karşı korur. Araştırmalar bilinenin aksine annenin yediklerinin anne sütünün içeriğini etkilediğini ve bu sayede bu tatların gıda tercihimizi etkileyebileceğini göstermiştir. Acaba bu durum bizlerin bazı tatlara neden alışık bazılarına ise neden yabancı olduğumuzla alakalı olabilir mi?

Münih Teknik Üniversitesi (TUM) tarafından yürütülen bir araştırmaya göre annenin beslenmesiyle anne sütüne geçebilen keskin bazı aroma ve tatlar olabileceğini ve bu erken tat deneyiminin yetişkinlikte yeme davranışlarını etkileyebileceğini belirtmektedir. Keskin tatlardan olan karabiber, zerdeçal ve acı biber bu araştırma için kullanılmıştır. Annelerden öncelikle süt örneği alınmış ve içeriği analiz edilmiştir. Sonrasında bu annelere içeriğinde karabiber, zerdeçal ve acı biber bulunan bol baharatlı köri yemeğinin tüketilmesi istenmiştir. Köri yemeğini tüketen annelerden belli aralıklarla süt örneği alınmıştır ve bu maddelerin besinlerden anne sütüne geçip geçmediği, geçiyorsa hangileri olduğu araştırılmıştır.

Araştırmaya göre, zerdeçalda bulunan kurkumin ve acı biberde bulunan kapsaisin bileşikleri anne sütünde bulunmazken karabiberde bulunan ve biberin keskinliğinden sorumlu bileşik olan piperin bileşiğinin anne sütünde mevcut olduğu görülmüştür. Piperin 1 saat sonra anne sütüne geçebilmiş ve böylece tespit edilebilmişti. Gıda Kimyası ve Moleküler Duyusal Bilimler Başkanı Profesör Corinna Dawid, litre başına bulunan piperin miktarının, bir yetişkinin tat algılama eşiğinin çok altında olduğunu söylemekteydi. Başka bir bilim insanı ise bebeklerin bu düşük konsantrasyonları algılamasının pek de mümkün olmadığını fakat keskin maddelerden sorumlu TRPV1 reseptörünün düşük eşikli aktivasyonunun bu tür maddelere karşı toleransı artırmaya yardımcı olabileceğinden bahsetmiştir.

Sonuçlara göre annenin tükettiği yiyeceklerin tat ve aromanın birebir anne sütüne geçmediği, sadece seçilen belli keskin tatların süte geçebildiği görülmüştür. Ayrıca bu çalışma, bebeklikteki bazı tat deneyiminin yetişkinlikte bu tatlara karşı tolerans oluşturabileceğini, bu yüzden bu tada alışkın olmayı sağlayabileceğini belirtmektedir. Belki de bu bulgular bebeklikten itibaren gıda tercihlerimizi şekillendiren mekanizmanın ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.