Berlin ‘Fakir ama seksi’ kent artık ruhunu geride bırakıyor
Berlin’in sembol yapılarından Tacheles’in lüks konutlara dönüşmesi, şehrin “fakir ama seksi” kimliğinin yerini yükselen yaşam maliyetlerine ve büyüyen ekonomiye bırakışını gözler önüne seriyor.
Berlin’in sembol yapılarından Tacheles’in lüks konutlara dönüşmesi, şehrin “fakir ama seksi” kimliğinin yerini yükselen yaşam maliyetlerine ve büyüyen ekonomiye bırakışını gözler önüne seriyor.
Art house Tacheles, bir zamanlar Berlin’in alternatif sanat ve kültür sahnesinin merkeziydi. Başkentte 1908 yılına uzanan beş katlı etkileyici bir binaydı ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra sanatçılar tarafından işgal edilmişti. Ancak 2012 yılında bu döneme son verildi; binadaki partiler sona erdi ve sanatçılar tahliye edildi. Bina, bir New Yorklu yatırımcıya satıldıktan sonra yenilenerek apartmanlar, ofisler, mağazalar, bir süpermarket ve İsveçli bir fotoğrafçılık müzesine yer açtı.
Berlinli 52 yaşındaki Oliver Putzbach için Tacheles’in geçirdiği dönüşüm, başkentin genel dönüşümünün bir simgesi. Ekonomisi büyüyüp yatırımlar arttıkça, Putzbach gibi uzun süreli sakinler Berlin’in keskin karakterini ve eski bohem çekiciliğini kaybettiğinden endişe ediyor. Berlin’in eski belediye başkanının 20 yıl önce kenti “fakir ama seksi” diye tanımlaması hâlâ akıllarda.
“Şimdi tipik bir Alman tren istasyonu gibi görünüyor... sadece bir alışveriş merkezi gibi" diyor Putzbach, haftada üç kez grubu Beat Organization ile sahne aldığı, çok kültürlü bir köy olarak hatırladığı bina hakkında. Putzbach'ın ifadesiyle: Berlin ruhunu sattı
On yıllar boyunca Berlin, Avrupa başkentleri arasında farklı bir yerdeydi; bölünmüş bir şehir oluşu ve yeniden birleşmenin getirdiği ekonomik yük nedeniyle ülkenin geri kalanına göre daha fakirdi. Ancak son 10 yılda Berlin’in büyüme hızı, Avrupa’nın en büyük ekonomisinin genel performansını geride bıraktı. Verilere göre, Berlin ekonomisi geçen yıl yüzde 0,8 büyürken, ülke genelinde ekonomi ikinci yıl üst üste küçüldü. Bu gelişmeyle birlikte, uzun süre ülke ortalamasının gerisinde kalan Berlin’in kişi başına ekonomik çıktısı 54.607 euro ile ülke ortalaması olan 50.819 euroyu aştı.
Berlin Almanya’nın GSYİH büyümesinde öne çıkıyor
“Berlin zengin değildi ama bu, daha da zenginleşmesinin temelini oluşturdu: Berlin, hayatlarını yeniden şekillendirmek ve fikirlerini gerçeğe dönüştürmek isteyen genç yetenekleri kendine çekti" diyor Almanya Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden (DIW Berlin) araştırmacı Martin Gornig. Şehir, her yıl kurulan yaklaşık 500 yeni girişimle Almanya’nın girişimcilik başkenti hâline geldi ve e-ticaret devi Zalando ya da fintech şirketi N-26 gibi dijital tüketici hizmetleri firmaları Berlin’i merkez olarak seçti.
Tesla’nın Berlin’e yaklaşık bir saat uzaklıktaki gigafactory’si ve uzun gecikmelerin ardından 2020’de açılan yeni havaalanı da bölgeye binlerce yeni iş kazandırdı. Berlin’in yüksek kültür, karşı kültür ve tarihi harmanlayan eşsiz yapısı, onu Londra ve Paris’in ardından Avrupa’da geceleme sayısına göre üçüncü sıraya taşıyan bir turizm merkezi hâline getirdi.
Şimdi zengin ve pahalı mı?
Ancak bugün Berlin, ekonomik başarısının bedelini ödemeye başlamış durumda. Artan yaşam maliyetleri, Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından ucuz kiralar ve terk edilmiş binalar nedeniyle buraya akın eden sanatçı ve bohemlerin geçim kaynaklarını tehdit ediyor. Yıllar sonra start-up patlamasını takip ederek gelen yeni sakinler de artık artan fiyatlarla mücadele ediyor.