Burgazada’nın on yılı: Koenraad Marinus Van Lier’in fotoğraf kitabı üzerine
10 yılı aşkın süredir Burgazada'da yaşayan Hollandalı sanatçı Koenraad Marinus Van Lier, Burgazada: A Decade of Photos from the Island adlı kitabında yalnızca fotoğrafladığı anlardan ziyade, bir yaşam biçimini, bir yavaşlamayı, bir tanıklığı kayıt altına alıyor.
10 yılı aşkın süredir Burgazada'da yaşayan Hollandalı sanatçı Koenraad Marinus Van Lier, Burgazada: A Decade of Photos from the Island adlı kitabında yalnızca fotoğrafladığı anlardan ziyade, bir yaşam biçimini, bir yavaşlamayı, bir tanıklığı kayıt altına alıyor.
09 Kasım 2025, 13:00
Sabahın erken saatlerinde, Burgazada’nın eskilere götüren o melankolik sokaklarında bir siluet belirir. Elinde fotoğraf makinesiyle, neredeyse görünmez bir sisin içindedir: Koenraad Marinus Van Lier. 10 yılı aşkın süredir bu adada yaşayan Hollandalı sanatçı, “Burgazada: A Decade of Photos from the Island” adlı kitabında yalnızca fotoğrafladığı anlardan ziyade, bir yaşam biçimini, bir yavaşlamayı, bir tanıklığı kayıt altına alıyor.
Sektörden bir yayınevi logosu veya bir sponsor adı yok bu kitapta. Van Lier’in kitabı, tıpkı adanın kendisi gibi, sade, filtresiz ve dürüst. Kitap daha ortada yok iken; sosyal medya üzerinden bir ön sipariş listesi oluşturulmuş ve kolektif bilince sahip ada halkının sessiz dayanışmasını görünür kılmış. Kitap kişisel bir çabanın ötesinde, bir topluluğun kendine inanma biçimine dönüşmüş.
Van Lier’in kamerası, dünyayı belgelemekten çok, onunla sessizce düşünmenin bir yolu gibi. Onun için fotoğraf, bir anı yakalamak olmuyor, bazen anın kendini açığa vurmasını beklemek gibi. “Zaman burada farklı akar,” diyor, “günler yumuşakça birbirine karışır ve tekrar kendi türünden bir şiire dönüşür.” Bu yüzden fotoğraflarındaki durağanlık bir tercihten ziyade, adanın kendi ritminin yankısını barındırıyor.
Burgazada onun için bir öğretmen olmuş. Yavaşlamayı, beklemeyi, ışığın tepenin üzerinden denize vurduğu anı fark etmeyi öğretmiş. Burgazada aynı zamanda bir sığınak değil; bir ayna onun için. Bu aynada insan, kendini ve çevresini yeniden görür, yeniden duyar.
Van Lier kitabını hazırlarken önce fotoğrafçı, sonraları destek toplayıcı, editör, tasarımcı, dağıtıcı, hatta satış temsilcisi olmuş. Herşeyin tek kişide toplanmasının ağırlığından bahsederken, sesinde garip bir huzur var: “Her sayfa, her karar tamamen bana aitti. Bağımsızlık netlik ister; ne söylediğini bilmeni zorunlu kılar.” Bu netlik, kitabın her sayfasına sinmiş bir sadelik olarak hissedilir. Kitabın sayfalarını çevirirken, bir huzur sızar aralardan. Dalgaların kıyıya çarpma sesi, uzaktan geçen bir vapurun dumanı, rüzgârla karışan çocuk sesleri... Van Lier, izleyicisinin bunları duymasını istiyor; çünkü onun fotoğrafları andaki sessizliğin yankısı. “Umarım bir tür huzur hissederler,” diyor, “yeterince durduğumuzda çevremizdeki güzelliği fark etmenin getirdiği o durağanlık.”
