Buzdağının altı: Gelir uçurumu, gölge ekonomi ve vergi gerçeği
Dünya ekonomisinin parlak yüzünün ardında görünmeyen bir kütle büyüyor: gelir adaletsizliği, kayıt dışı ekonomi ve vergi eşitsizliği. Türkiye’nin önündeki asıl sınav, büyümeden çok adalet ve güven üzerine yeni bir ekonomik denge kurmak.
Dünya ekonomisinin parlak yüzünün ardında görünmeyen bir kütle büyüyor: gelir adaletsizliği, kayıt dışı ekonomi ve vergi eşitsizliği. Türkiye’nin önündeki asıl sınav, büyümeden çok adalet ve güven üzerine yeni bir ekonomik denge kurmak.
Dünya ekonomisi bir buzdağıdır: yüzeyde büyüme rakamları, borsa endeksleri ve ihracat maratonları parlar. Ama asıl belirleyici olan suyun altındadır — görünmeyen kütle: derinleşen gelir eşitsizliği, kayıt dışı ekonomi ve vergiden kaçan servet. Gerçeği yakalamak isteyenlerin gözleri rakamların ötesine, buzdağının altına inmeli.
Gelir dağılımı: Zenginleşme mi, adaletsizlik mi?
Eşitsizlik artık akademik bir tartışma olmaktan çıktı; toplumsal bir kırılma hattı hâline geldi. Gini katsayısı bize bu hattın eğimini gösterir: sıfıra yaklaştıkça eşitlik, bire yaklaştıkça uçurum. Güney Afrika, Brezilya gibi ülkeler en yüksek uçlarda; İskandinavlar ise düşük uçlarda yer alıyor. Büyük ekonomilerse farklı biçimlerde ayrışıyor: ABD, gelişmişler arasında öne çıkan eşitsizlikle dikkat çekerken; Çin’in hızlı sanayileşmesi kır-kent ve bölgesel farkları derinleştirdi. Fransa ve İngiltere’nin dahi eskisi kadar dengeli olmadığı açık: Fransa’da eşitsizlik yükseliyor, İngiltere’de finansal gelirler üretim gelirlerini geride bırakıyor.
Türkiye, yaklaşık 0.39’luk Gini ile orta-yüksek eşitsizlik grubunda. İstanbul ile Anadolu; sermaye sahipleri ile ücretliler; beyaz yaka ile mavi yaka arasındaki makas derin. Cumhur Doğan’ın işaret ettiği gibi son yirmi yılda en zengin yüzde 10’un payı artarken, alt grupların payı daraldı — bu, büyümenin topluma yayılmadığının açık işareti.
Gölge ekonomi: Görünmeyen ama hayat kadar gerçek
Eşitsizliğin yakıtı gölge ekonomidir. Kayıt dışı faaliyetler devleti, sosyal güvenliği ve adil rekabeti zayıflatır. Türkiye’de gölge ekonominin milli gelire oranı yüzde 25–30 olarak anılıyor; yani ekonominin üçte birine yakını resmi defterlerde yok. Tarım, küçük ticaret ve hizmetlerde yaygın kayıt dışılık vergi gelirlerini daraltır, sosyal güvenlik ağlarını zayıflatır.
Gölge ekonominin biçimleri ülkeden ülkeye değişir: Çin’de kentlere göç eden milyonlarca işçi ölçek sorunu yaratırken; ABD’de gig economy modern kayıt dışılığın yüzünü oluşturuyor. Avrupa’da göçmen emeği ve küçük ev hizmetleri gölge ekonominin ana taşlarını oluşturuyor. Dünya genelinde kayıt dışı ekonominin hacmi onlarca trilyon dolar; unutmayalım ki görünmeyen gelir, adaletsizliğin en etkili besleyicisidir.
Vergi gerçeği: Kim ödüyor, kim kaçıyor?
Gelir ve servet adaleti büyük oranda vergi adaletiyle ilgilidir. Sermaye kazançlarıyla emek gelirinin farklı vergilendirilmesi, vergi yükünün düşük gelirdekilere kaydırılması, uluslararası vergi rekabeti ve sermaye kaçışları eşitsizliği pekiştirir. ABD ve İngiltere’de sermaye lehine vergileme, Fransa’nın servet vergisi tarihi, Çin’de yüksek gelirliye yönelik adımlar farklı tercihleri yansıtır.
Türkiye’de vergi sistemi ters piramit gibidir: taban geniş ama tavan dar. Vergilerin önemli kısmı dolaylı vergilerden —tüketim üzerinden— toplanıyor; bunun sonucu, yük en çok düşük gelirli grupların omzuna biniyor. Gerçek vergi adaleti sadece oran meselesi değil; görünmeyeni görünür kılmak, beyanı ve hesap verebilirliği güçlendirmektir.