Büyük kurumsal yatırımcılar özel sermayede çıkış arıyor
Küresel finans piyasalarındaki çöküşle birlikte büyük kurumsal yatırımcılar, likit olmayan özel sermaye (private equity) fonlarındaki paylarını elden çıkarmanın yollarını arıyor. Bu eğilim, sektörün önde gelen isimleri tarafından 4 trilyon dolarlık satın alma (buyout) endüstrisi için endişe verici bir gelişme olarak nitelendiriliyor.
Küresel finans piyasalarındaki çöküşle birlikte büyük kurumsal yatırımcılar, likit olmayan özel sermaye (private equity) fonlarındaki paylarını elden çıkarmanın yollarını arıyor. Bu eğilim, sektörün önde gelen isimleri tarafından 4 trilyon dolarlık satın alma (buyout) endüstrisi için endişe verici bir gelişme olarak nitelendiriliyor.
Büyük kurumsal yatırımcılar, küresel finans piyasalarındaki çöküşün portföylerini darbelediği bir ortamda, likit olmayan özel sermaye fonlarındaki paylarını elden çıkarmanın yollarını araştırıyor. Bu durum, önde gelen özel sermaye danışmanlarına göre gerçekleşiyor.
Emeklilik fonları ve vakıfların, muhtemelen açıkladıkları değerlerinin altında iskontolu olarak satmak zorunda kalacakları yatırım paylarından çıkmanın yollarını arıyor olması, 4 trilyon dolarlık satın alma sektörüne kötü bir işaret. Blackstone, KKR ve Carlyle gibi sektörün devleri, Perşembe ve Cuma günleri hisse senetlerinde yüzde 15 ile yüzde 20’yi aşan düşüşler yaşadı.
Nakit elde etme yarışındaki bu hareket, özel sermaye fonlarındaki yatırımcıların bu yıl portföylerinden çok az nakit getirisi beklediklerinin ve yeni yatırımlar yapma konusunda likidite baskılarıyla karşı karşıya kalabileceklerinin sinyalini veriyor. Geçtiğimiz yıl, özel sermaye sektörünün varlıkları onlarca yıl sonra ilk kez düşüş yaşadı. Bain & Co’ya göre bu düşüş, 2023’te fon toplama faaliyetinin yüzde 23 gerilemesiyle paralel ilerliyor.
Yöneticiler, ABD Başkanı Donald Trump yönetimiyle birlikte işlem yapma ve halka arzların yeniden canlanacağı beklentisine girerek, yatırımcılara kâr payı dağıtmanın hızlanacağını ve yeni yatırım faaliyetlerinde bir artış yaşanacağını ummuştu. Ancak tam tersi oldu ve sektör, tarihinin en kırılgan dönemlerinden birini yaşıyor.
2008 ve pandemi benzetmesi
Sektördeki stres, 2008 finansal krizinin başlangıcına veya koronavirüs pandemisinin ilk günlerine benzetiliyor.
“Son birkaç gündür likidite arayan sınırlı ortaklardan (limited partners) aldığım telefonların sayısı, Covid’in ilk günlerinden bu yana en yüksek seviyede" diyor Houlihan Lokey özel sermaye birimi başkanı Matthew Swain. “Likidite ihtiyaçlarını karşılamak için halka arzlara (IPO) güvenen yatırımcılar, şimdi sadece sermaye çağrılarını (capital calls) yerine getirebilmek için nakde ihtiyaç duyuyor.”
Birçok büyük özel sermaye yatırımcısı, yılbaşına rekor düzeyde likit olmayan varlık pozisyonlarıyla girdi. Yatırımcıların risk limitlerini aşan ve birçok kurumun borçlanma yapmasına neden olan bu pozisyonlar, yine de yapılacak işlemlerin hızlıca canlanacağı ve durumu düzelteceği umuduyla “yönetilebilir” görülüyordu.
Şimdi, küresel hisse senedi piyasalarının trilyonlarca dolar değer kaybetmesiyle bu kurumlar çifte darbe alıyor.
İşlem yapma ve halka arz faaliyetleri durma noktasına geldi, bu da nakit getirilerini en aza indirdi. Üstelik kamuya açık piyasalardaki çöküşle birlikte ortaya çıkan “payda etkisi” (denominator effect), sadece üç ayda bir değerlemesi yapılan özel piyasa varlıklarının toplam portföy içindeki oranının artmasıyla istenmeyen bir tahsis sapmasına yol açtı.