Deloitte: İş dünyası, deneyim açığıyla mücadele ediyor
Deloitte'un 2025 Global İnsan Kaynakları Trendleri Raporu'na göre; iş dünyasının yalnızca yetenek eksikliğiyle değil, deneyim açığıyla da mücadele ediyor. Dahası çalışanlar da bu deneyimi kazanabilecekleri ilk adım rollerine ulaşmakta güçlük çekiyor.
Deloitte'un 2025 Global İnsan Kaynakları Trendleri Raporu'na göre; iş dünyasının yalnızca yetenek eksikliğiyle değil, deneyim açığıyla da mücadele ediyor. Dahası çalışanlar da bu deneyimi kazanabilecekleri ilk adım rollerine ulaşmakta güçlük çekiyor.
14 Ağustos 2025, 14:26 Güncelleme: 14 Ağustos 2025, 14:33
Deloitte 93 ülkeden 10 bin iş lideri, insan kaynakları yöneticisi ve çalışanın görüşlerini alarak oluşturduğu 2025 Global İnsan Kaynakları Trendleri Raporu'na göre; iş dünyası, başta teknoloji olmak üzere birçok faktörle yeniden şekillenirken, dünya genelindeki organizasyonlar ihtiyaç duydukları deneyimli yetenekleri bulmakta zorluk çekiyor. Şirketin gerçekleştirdiği ankete katılan yöneticilerin ve üst düzey yöneticilerin yüzde 66'sı, son dönemde işe alınan çalışanların çoğunun değişen iş dünyası beklentilerine tam anlamıyla hazırlıklı olmadığını ve en yaygın eksikliğin "deneyim" olduğunu belirtiyor.
Kurumların yüzde 72'si çeviklikle istikrar arasında denge kurmanın önemli olduğunu kabul etmesine rağmen yalnızca yüzde 39'u, bu konuda anlamlı uygulamaları hayata geçiriyor. Çalışanların yaklaşık 3'te 2'si iş yaşamındaki hızlı değişimi "bunaltıcı" buluyor ve yüzde 49'u, bu değişim temposunun kendilerini geride bırakacağını düşünüyor. Yöneticilerin ise yüzde 85'i pazara hızlı adapte olabilmek için daha çevik yapılara ihtiyaç duyduğunu aktarıyor. Çalışanların yüzde 75'inin, gelecekte iş yaşamında daha fazla istikrar beklentisi bulunuyor.
Araştırma sonuçları, beceri temelli yaklaşımların ve yeni organizasyon yapılarının çalışan bağlılığını, inovasyonu ve anlamlı iş deneyimlerini artırdığını ortaya koyuyor. Kişisel gelişimi, hayal gücünü ve derin düşünmeyi destekleyen organizasyonlar, finansal başarıya ulaşma konusunda 1,8 kat, topluma ve müşterilere değer yaratma konusunda 1,4 kat ve çalışanlara anlamlı bir iş ortamı sunma konusunda 1,6 kat daha yüksek performans sergiliyor.
Çalışanların yüzde 68'i, iş günlerinde önemli işlere odaklanmak için kesintisiz zaman bulamadığını ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 42'si ise zamanlarının yarısını "görünür ama katma değeri düşük işlerle" harcadığını aktarıyor.
Kurumların yüzde 22'si iş süreçlerini sadeleştirme konusunda etkin adımlar atarken, toplantı yoğunluğu, eski teknolojiler ve iş yükü fazlalığı gibi unsurlar, çalışanların potansiyelini tam anlamıyla ortaya koymasının önünde engel oluşturuyor.
Yapay zeka ilişkileri etkiliyor
Yapay zekanın iş yaşamını dönüştürmesiyle, çalışanlar ve organizasyonlar arasındaki ilişki de köklü değişim geçiriyor. Çalışanların yaklaşık 10'da 6'sı yapay zekayı artık bir "iş arkadaşı" olarak gördüğüne değinirken, yüzde 54'ü ise insan ve teknoloji arasındaki sınırların bulanıklaşmasından endişe duyuyor. Katılımcıların yüzde 50'si veri gizliliği ihlallerinden, yüzde 49'u insan etkileşiminin azalmasından ve yüzde 39'u iş üzerinde hak kaybından kaygı duyduğunu ifade ediyor.
