Demokrasi 2024’teki seçim sınavını geçebildi mi?
Hindistan'dan Venezuela'ya, Senegal'den ABD'ye, demokrasi bu yıl büyük bir testten geçti ve daha önceki hiçbir yılda olmadığı kadar çok insan oy kullandı. The Guardian editörleri Jonathan Yerushalmy ve Oliver Holmes, 2024’ün demokrasi sınavını değerlendirdi.
Hindistan'dan Venezuela'ya, Senegal'den ABD'ye, demokrasi bu yıl büyük bir testten geçti ve daha önceki hiçbir yılda olmadığı kadar çok insan oy kullandı. The Guardian editörleri Jonathan Yerushalmy ve Oliver Holmes, 2024’ün demokrasi sınavını değerlendirdi.
Ocak ayında, bu yoğun seçim yılı başlarken, oylamalara dair analizler, yayınlanan onlarca köşe yazısı birçok riski açıkça ortaya koydu. Time dergisi bu yılı “demokrasi için ya tamam ya devam yılı” ilan ederken, diğerleri “demokrasinin en büyük sınavı” olarak nitelendirdi ve bu kavramın aralık ayına kadar sağlam bir şekilde ayakta kalıp kalamayacağını sorguladı.
2024 yılında, aralarında en kalabalık, en otoriter ve en kırılgan olanların da bulunduğu 80'den fazla ülkede milyarlarca insan oy kullandı. Ruslar, baskılarıyla öne çıkan seçimlerde oy kullanırken, Senegal'de seçimleri erteleme girişimi iktidarın düşmesine yol açtı. El Salvador'un başkanı çetelere uyguladığı sert baskılarla seçim kazandıran bir formül bulurken, Arap baharının doğduğu yer olan Tunus'ta kısa süreli bir demokrasi denemesi görünüşe göre söndü. Tüm bunlar olurken, küresel demokrasinin göreceli gücü ya da zayıflığı dengede kaldı ve ABD'deki başkanlık seçimleri yılın sonunda dev bir soru işaretine neden oldu. Peki, 2024'te demokrasi nasıl bir performans sergiledi?
Yılın başında uyarılar konuşuluyordu
Yıl başlamadan önce bile dünyanın dört bir yanında çeşitli krizler konuşuluyordu. International IDEA'nın araştırmasına göre 2020 ve 2024 yılları arasında tüm seçim sonuçlarının beşte biri bir şekilde bir itirazla karşılaştı. Aynı dönemde, her beş seçimden birinde kaybeden adaylar sonucu kamuoyu önünde reddederken, muhalefet partileri her 10 seçimden birini boykot etti. Bu faktörler bir araya geldiğinde, seçmenlerin seçim sürecinin yaşayabilirliğini sorgulaması ve katılımın azalması nedeniyle ciddi bir zorluk oluşturduğu söyleniyor.
Birleşik Krallık'ta yapılan genel seçimler, Muhafazakâr Parti'nin desteğinin parçalanması nedeniyle İşçi Partisi'nin neredeyse tarihi bir zaferle kazanmasıyla sonuçlandı. Katılımda rekor düzeyde azdı. İngiliz yetişkinlerin yarısından biraz fazlası oy kullandı ve bu da nüfus oranına göre en düşük katılımla sonuçlandı.
Seçimlere katılım 20 yıldır ilk kez arttı
Ancak dünya genelinde yapılan seçimlerin sonuçları incelendiğinde, Birleşik Krallık'ın bir istisna olduğu söylenebilir. Uluslararası IDEA seçmen katılımı veri tabanının analizi, ortalama olarak seçmen katılımının neredeyse 20 yıldır ilk kez arttığını gösteriyor. Yıl boyunca uzmanlar, başarılı demokrasilerin ifade özgürlüğü, katılım eşitliği gibi temel unsurlarında neredeyse benzeri görülmemiş tehditlerle karşı karşıya olduğu konusunda uyardılar. Bazıları demokrasinin içinin daha da boşalacağını tahmin ederken, iyi örgütlenmiş vatandaşlar ve muhalefetler otokrasiye kayışın nasıl engellenebileceğini gösterdi. Cornell Üniversitesi Küresel Demokrasi Merkezi Direktörü Rachel Beatty Riedl, ilham kaynağı olarak Batı Afrika'nın darbe kuşağının sınırında yer alan Senegal'i işaret ederek, “Umut için bazı gerçek olasılıklar gördük” dedi.