Dünya Etnospor Birliği Başkanı Erdoğan: Ekonomik büyüme Türkiye'yi dünyada sözü dinlenen ülke olmaya getirdi
Dünya Etnospor Birliği Başkanı Erdoğan "Ekonomik büyüme Türkiye'yi sözü dinlenen ülke olmaya getirdi. Ar-Ge harcamaları AK Parti döneminde milli gelirin yüzde 1,5'una yükseldi. Bu sayede gerçekten Türkiye bu gelişmesini başardı" ifadesini kullandı.
AK Parti İstanbul İl Gençlik Kolları, "Her Kampüsüyle İstanbul" sloganıyla düzenledikleri "ÜniAKademi" programının ikincisini gerçekleştirdi.
Beyoğlu'ndaki AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nda gerçekleştirilen programın, açılışında konuşan Dünya Etnospor Birliği Başkanı Bilal Erdoğan, AK Parti teşkilatlarında bulunmanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yürüyüşüne omuz vermenin, Türkiye'nin geleceği için kıymetli olduğunu söyledi.
Erdoğan, gençlerin bunu en iyi şekilde anlayıp kavramalarının ve bu doğrultuda arkadaşlarına anlatmalarının büyük önem taşıdığını belirtti.
📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Gençlere, 25-30 yıl önce Türkiye’nin nasıl bir durumda olduğunu sürekli anlattıklarını ve bunun anlatılması gerektiğini ifade eden Erdoğan, geleceğe bakarak gençlerin oy verdikleri, kendileri adına karar vermesini istedikleri kişilerin göreve gelmeden önce hayatlarında ne başardıklarına ve nasıl çalıştıklarına dikkat etmeleri gerektiği tavsiyesinde bulundu.
Bugüne kadar yapılan seçimlerde her zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısındaki adaya bu gözle bakmaya çalıştığını kaydeden Erdoğan, "Belediye başkanı seçildiği 94 seçiminden bu zamana kadar gerçekten her girdiği seçimde Cumhurbaşkanımızın karşısına hayattaki başarılarıyla, yaptıklarıyla, millete olan hizmetleriyle, eğitimiyle, donanımıyla, vizyonuyla rekabet edecek adaylar karşısında yoktu. Ben bu gönül rahatlığıyla insanlara gidip Cumhurbaşkanımızı anlattım." dedi.
Erdoğan, muhalefet partilerinde siyasete talip olanlar arasında kendi kadrolarındaki arkadaşları kadar kaliteli, eğitimli, donanımlı ve başarılı kişilerin neden bulunmadığını anlamaya çalıştığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Gerçekten Türkiye'de Cumhurbaşkanımızın geldiği siyasi çizgide, muhafazakar, milliyetçi, dindar, nasıl derseniz, bu çizgideki insanların hep ülkeyle ilgili, dünyayla ilgili hayalleri olmuş. Mehmet Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç hep böyle hayalleri olan insanlar. 'Bu memleket nasıl daha iyi olur? İslam alemi nasıl daha kalkınır? İslam alemi nasıl dünyada daha tesirli olur? Bu dünya nasıl daha adaletli bir dünya olur?' Hep böyle hayalleri olmuş. Onun için içlerinde çok eğitimli olanları siyasete katılıp bu vizyonlarını, hayallerini gerçekleştirmek istiyorlar. Bu geleneğin böyle bir özelliği var. Diğer siyasi geleneklerde böyle bir şey yok. Ülke için hayalleri maalesef yok. Türkiye'deki muhalif hareketlerde gördüğümüz en büyük hayal, 'Bırak kimse kimseye karışmasın.' Bunun üstüne bir dünya kurulabilir mi? 'Kimse kimseye bulaşmasın, kimse kimseye karışmasın, herkes serbest olsun.' Özgürlük diyorlar ama aslında özgürlük değil, serbestlik. Özgürlük olsa sizin özgürlüğünüzün başkalarının özgürlüklerine tecavüz etmemesi gerekir. Bunu savunan insanlar başkalarının özgürlüklerine tahammül dahi edemiyorlar."


