Dubai neden yeni nesil sermayenin stratejik üssü?
Son yıllarda iş dünyasının Dubai’ye yönelmesindeki artış yalnızca sıfır vergi avantajına indirgenemez elbette; bu eğilim, değişen küresel dinamiklerin ve yatırımcıların çok katmanlı motivasyonlarının bir yansıması. Artan jeopolitik istikrarsızlık, hızlanan iklim krizi, yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler ve gelişmiş ülkelerdeki sermayeye yönelik artan vergilendirme politikaları, yatırımcıların güvenli, şeffaf ve fırsat odaklı lokasyonlara yönelmesine neden oluyor.
Son yıllarda iş dünyasının Dubai’ye yönelmesindeki artış yalnızca sıfır vergi avantajına indirgenemez elbette; bu eğilim, değişen küresel dinamiklerin ve yatırımcıların çok katmanlı motivasyonlarının bir yansıması. Artan jeopolitik istikrarsızlık, hızlanan iklim krizi, yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler ve gelişmiş ülkelerdeki sermayeye yönelik artan vergilendirme politikaları, yatırımcıların güvenli, şeffaf ve fırsat odaklı lokasyonlara yönelmesine neden oluyor.
Henley & Partners Türkiye Ülke Direktörü Burak Demirel
07 Temmuz 2025, 08:00 Güncelleme: 13 Eylül 2025, 21:48
Henley & Partners olarak 2025 Private Wealth Migration Raporu’nda da ortaya koyduğumuz gibi, yalnızca bu yıl içinde yaklaşık 142.000 milyonerin ülke değiştirmesi bekleniyor. Bunların 9.800’ü doğrudan Birleşik Arap Emirlikleri’ne taşınıyor; bu da Dubai’yi dünyanın en fazla servet çeken merkezi konumuna getiriyor. Karşılaştırmak gerekirse, aynı dönemde İngiltere’den net çıkış yapan milyoner sayısının 16.500’ü bulması bekleniyor. Bu veriler, yatırımcıların artık yalnızca finansal avantajları değil; jeopolitik istikrarı, süreç yönetimindeki netliği, altyapı kalitesini ve yaşam standardını da karar mekanizmalarına entegre ettiklerini açıkça gösteriyor. Aynı şekilde, hazırladığımız 2025 World’s Wealthiest Cities raporuna göre ise şehirde bugün 81.200 milyoner, 237 centi-milyoner ve 20 milyarder yaşıyor. Bu, son 10 yılda yüzde 102’lik bir büyüme anlamına geliyor. Dubai, küresel sıralamada 21. sıradan 18. sıraya yükselerek dikkatleri üzerine çekmiş durumda.
Bu çarpıcı rakamlar, yatırımcıların sadece vergi yükünü değil; aynı zamanda jeopolitik istikrar, altyapı kalitesi, yasal şeffaflık, dijitalleşme, hatta kripto ve dijital varlıklara hukuki zemin gibi unsurları da değerlendirdiğini gösteriyor. Görüldüğü gibi ekonomik veriler de bu trendi doğruluyor. 2024 itibariyle Birleşik Arap Emirlikleri'ne giren doğrudan yabancı yatırım (FDI) hacmi 45,6 milyar ABD dolarına ulaşarak ülkeyi küresel sıralamada ilk 10’a taşıdı. Bu rakam, bölgedeki toplam yatırım girişlerinin yaklaşık yüzde 37’sine denk geliyor. Dahası, 2015 ile 2024 yılları arasında BAE’nin FDI büyüme oranı yıllık ortalama yüzde 10,5 seviyesinde gerçekleşti ki bu, sürdürülebilir bir sermaye çekim gücünün göstergesi. BAE hükümeti, bu stratejik ivmeyi daha da ileriye taşıma hedefinde. 2023 yılında 112 milyar AED (yaklaşık 30 milyar USD) olan yıllık FDI hacmini, 2031 yılına kadar 240 milyar AED’ye (yaklaşık 65 milyar USD) çıkarmayı planlıyor.
Tüm bu veriler ışığında yatırımcıların karar süreçlerinde yalnızca vergi avantajlarına değil; jeopolitik istikrar, kurumsal yönetişim kalitesi, dijitalleşme seviyesi, altyapı standardı ve kripto varlıklar gibi yeni nesil enstrümanlara yönelik düzenleyici çerçeveye de dikkat ettiklerini çok net biçimde gözlemliyoruz.
