Son yıllarda  Küresel Isınmanın etkisiyle, kullandığımız araçların çevreye olan etkisini de düşünmek zorunda kalıyoruz. Halihazırda bulunan normal araçlar çevreye karbondioksit ve karbonmonoksit salınımı yapıyorlar. Bu gazlar küresel ısınmanın büyümesi ve iklim değişikliğinin daha da görünür hale gelmesine yol açıyor. Elektrikli araç kullanımında ise bu gazlar çevreye salınmıyor. Peki elektrikli araçlar gerçekten doğaya normal araçlardan daha mı fazla saygı duyuyor?

Daha Temiz Bir Hava

Elektrikli otomobillerin en büyük faydası, kasaba ve şehirlerde hava kalitesini iyileştirmede yapabilecekleri katkıdır. Egzoz borusu olmayan saf elektrikli otomobiller, sürüş sırasında karbondioksit emisyonu üretmez, yani araç dışına gaz salınımı yapmazlar. Bu çalışma biçimi, hava kirliliğini önemli ölçüde azaltır. Basitçe söylemek gerekirse, elektrikli arabalar bize daha temiz sokaklar vererek; kasabalarımızı ve şehirlerimizi yayalar ve bisikletliler için daha iyi bir yer haline getirir. Bir yıldan fazla bir süre içinde yollarda sadece bir elektrikli araba, ortalama 1,5 milyon gram CO2 tasarrufu sağlayabilecektir.

Peki çevreye etkisini sadece emisyon ile incelemek doğru olur mu? Bu sorunun cevabına üretim süreçlerini inceleyerek ulaşabiliriz. Bir arabanın üretimi; ham maddelerin çıkarılması, rafine edilmesi, taşınması ve arabanın kendisini üretmek için monte edilecek çeşitli bileşenlerin üretilmesiyle başlar. Bu süreç, hem geleneksel hem de elektrikli otomobillerde hemen hemen aynıdır. Bununla birlikte, Union of Concerned Scientists'in (kar amacı gütmeyen bir bilim savunucuları topluluğudur) açıklamasına göre elektrikli araçların üretiminde daha fazla karbon emisyonu üretiliyor.

4 Kasım 2016’da Avrupa ülkeleri arasında yapılan Paris İklim Anlaşması’na göre; Avrupa'nın otomobil üreticisi olan firmalar, 2030 yılının sonuna kadar elektrikli araçların üretiminde kullanılan enerjinin tamamını yenilenebilir enerjiyle karşılayacaklar. Üretimde kullanılan enerji tamamen yenilenebilir olduğunda elektrikli araçlar çevreye neredeyse hiç zarar vermeyecektir. Günümüzde üretilen araçlarda ise yenilenebilir enerji kullanım oranı %40, bu oran şu anda üretilen elektrikli araçların üretiminde geleneksel araçlara nazaran daha fazla kirlilik olduğunu gösteriyor.

Kısa Süreli Kullanımda Daha Zararlıdır

Sonuç olarak, elektrikli araçlar kısa süreli kullanımda geleneksel araçlara göre çevreye daha zararlıdır. Uzun süreli kullanımda ise geleneksel araçlar sürekli sera gazı yaydığı için daha zararlı hale geliyor. Örnek olarak; bir elektrikli bir de geleneksel aracımız olduğunu düşünelim. Başlarda elektrikli araç çevreye daha zararlıdır çünkü üretiminde daha fazla sera gazı yaymaktadır. Buna karşılık geleneksel araçlar sürekli sera gazı yayar. Ortalama 3 yıllık kullanımın ardından geleneksel araç, elektrikli aracın üretiminde kullanılan sera gazını yaymış oluyor. Yani uzun vadeli süreçte elektrikli araçlar çevreye daha faydalıdır. Bir insanın aldığı aracı kullanma süresi ortalama 5-7 yıldır. Tüm bu verilere bakarak elektrikli araçların ancak bütünsel geçişin sağlanmasıyla ve uzun süreli kullanımlarıyla çevreye daha faydalı oldukları sonucuna ulaşılır. Aynı zamanda yakıt olarak hidrojeni kullanan araçlar üzerine yapılan testler de vardır. Bu araçların çalışma disiplini ve çevreyle olan ilişkisi de incelemeye değerdir.