Fon piyasası 2025’i nasıl geçirdi?
Fon piyasası 2025’i nasıl geçirdi?
Fon piyasası 2025 yılını, birçok yerleşik ezberin bozulduğu ve yatırımcı ilgisinin artarak devam ettiği bir dönem olarak geride bırakıyor. Yıl boyunca para piyasası fonlarında dönemsel eksilerin görülmesi, stopaj oranlarının yüzde 15’in üzerine çıkmayacağı beklentisine rağmen yüzde 17,5’e yükseltilmesi ve serbest fonlara olan ilginin diğer fon türlerinden belirgin biçimde ayrışması, bu dönüşümün en somut göstergeleri oldu. Döviz tarafında ise fonlar, yatırımcı için güçlü bir alternatif olmaya devam ederken, bu alana yönelen para girişi fon piyasasının toplam büyümesini destekleyen ana unsurlardan biri hâline geldi.
Fon yatırımında uzun süredir portföy ve sepet yaklaşımının önemini vurguluyoruz. Ancak 2025 yılı, çeşitlendirilmiş sepet fonlardan ziyade daha sınırlı sayıda hisse veya varlığa odaklanan serbest fonların, yüksek getiri performansları sayesinde yatırımcı ilgisini çektiği bir yıl oldu. Bu eğilim, fon piyasasının uzun vadeli algısı açısından dikkatle izlenmesi gereken bir değişime işaret ediyor. Düzenleme tarafında ise sıkça gündeme gelen açıklamalara karşın, fiilen hayata geçirilen en önemli adımın, 2013’ten bu yana 1 milyon TL olan nitelikli yatırımcı beyan sınırının 10 milyon TL’ye yükseltilmesi olduğunu görüyoruz.
Toplam fon büyüklüğü 8 trilyon TL eşiğini aştı
Rakamlar fon piyasasındaki büyüklüğü net biçimde ortaya koyuyor. Toplam fon büyüklüğü 8 trilyon TL eşiğini aşarken, yıl içinde fonlara giren net para tutarı 1,4 trilyon TL’nin üzerine çıkmış durumda. Bu ölçek, fonların artık yalnızca bir tasarruf aracı değil, yatırımcı davranışını doğrudan şekillendiren ana kanallardan biri hâline geldiğini gösteriyor. Ancak bu büyüme homojen değil; fon türleri arasında belirgin bir ayrışma söz konusu.
Para girişleri incelendiğinde öne çıkan başlıklar serbest döviz fonları ile kısa vadeli ve para piyasası serbest fonlar oluyor. Özellikle serbest döviz fonlarına yönelen yüksek tutarlı girişler, yatırımcının kur beklentisinden ziyade, yabancı para mevduata alternatif, daha yüksek getirili ve görece düşük stopajlı ürün arayışını yansıtıyor. Benzer şekilde para piyasası fonları ile para piyasası serbest fonları arasındaki geçişler de yatırımcı davranışının net bir göstergesi. Tahvil tutma zorunluluğu nedeniyle getirisi dalgalanabilen para piyasası fonlarından, daha esnek yapıya sahip para piyasası serbest fonlara yönelim, aynı risk sınıfı içinde daha istikrarlı getiri aradığını ortaya koyuyor.
Fon sayısı 2.700’e yaklaşmış durumda
Fon piyasasının yapısal tarafında da önemli bir genişleme yaşandı. Türkiye’de faaliyet gösteren portföy yönetim şirketi sayısı 70’in üzerine çıkarken, yalnızca 2025 yılında sekiz yeni portföy yönetim şirketi faaliyete başladı. Bu dönemde A1 Capital, Emaa Blue, Bulls, Sparta ve Ahlatçı Portföy gibi kurumlar hızlı büyüme performanslarıyla öne çıktı. Fon sayısı ise GSYF ve GYF’ler dâhil edildiğinde 2.700’e yaklaşmış durumda. Yıl içinde 600’ün üzerinde yeni fon kurulurken, artışın önemli bölümü serbest fonlarda, hisse senedi fonlarında ve katılım fonlarında gerçekleşti. Serbest fonlardaki büyümenin ağırlıklı olarak döviz, para piyasası, arbitraj ve serbest hisse fonlarından kaynaklandığı görülüyor.
Getiri tarafına bakıldığında ise 2025 yılında öne çıkan fonların büyük bölümünün belirli dönemsel temalara odaklandığı dikkat çekiyor. Kıymetli maden fonları, katılım fonları, para piyasası fonları ve fon sepeti fonları performans sıralamalarında üst sıralarda yer alırken, hisse senedi fonları daha sınırlı bir getiri profili sundu. Bu tablo, fon piyasasında büyümenin hızlandığını ancak yatırımcı tercihlerinin büyük ölçüde kısa vadeli performans ve tema bazlı şekillendiğini gösteriyor.
2025 yılı, fon piyasası açısından yalnızca büyümenin değil, yatırımcı davranışlarının ve ürün tercihlerinin de yeniden şekillendiği bir yıl olarak kayda geçti. Artan fon sayısı, çeşitlenen stratejiler ve değişen para akımları, bu dönüşümün en somut göstergeleri oldu. Umarım 2026 yılı da fon piyasasının daha da çeşitlendiği, sağlıklı biçimde büyüdüğü ve yapılacak düzenlemelerle yatırımcıların kısa vadeli getiri arayışından uzaklaşıp daha bilinçli ve uzun vadeli yatırım yapabildiği bir yıl olur.