Forbes seçkisi: 2024’ün en kötü dizileri
2024’te birçok uyarlama ya da spinoff dizi yayına girdi ancak sevilen dizilerden farklı hikayeler anlatan bu serilerin hepsi beğenilmedi. Forbes yazarı Erik Kain, bu yıl hayal kırıklığına uğradığı dizileri yazdı.
2024’te birçok uyarlama ya da spinoff dizi yayına girdi ancak sevilen dizilerden farklı hikayeler anlatan bu serilerin hepsi beğenilmedi. Forbes yazarı Erik Kain, bu yıl hayal kırıklığına uğradığı dizileri yazdı.
30 Aralık 2024, 10:27 Güncelleme: 31 Aralık 2024, 10:09
2024'ün en kötü dizilerinin ortak bir noktası var: Hepsi ya daha önce yapılmış dizilerin yan ürünleri ya da eskiden harika olan dizilerin sonraki yeni sezonları ya da bu ikisinin bir kombinasyonu. Söz konusu spinoff’lar ve uyarlamalar olduğunda son yıllarda yapılan işler çok başarılı değil. Marvel ve Star Wars gibi büyük seriler de uzun süreli hayranları memnun etme konusunda zor zamanlar geçirdi. Pek çok diziye muazzam miktarlarda para yatırılmış olsa da deneyimsiz showrunnerlar ve kötü senaryo, projelerin peş peşe batmasına neden oluyor. Tabii 2024’te çok birçok harika dizi de yayınlandı. Ancak her yıl olduğu gibi bu yıl hem yüksek hem de düşük puanlara sahip birçok dizinin olduğu karışık bir yıldı. 2024’ün en kötü dizileri:
6. The Ones Who Live
Yıllar süren bekleyişin ardından Rick Grimes ve Michonne, The Walking Dead’in yan dizisi olan The Ones Who Live'de nihayet bir araya geldi. Bu sevilen karakterlerin hakkının verileceğine dair çok az inancım vardı. Yanılmamışım. Dizi baştan sona berbattı. Akla gelebilecek en garip final sahnelerinden biri olan Rick, Michonne ve çocuklarının bir araya gelişi o kadar kötüydü ki neredeyse hafızamdan silecektim.
5. Daryl Dixon: The Book Of Carol
Son The Walking Dead uyarlamalarından olan dizi iyi bir ilk sezon geçirdi ama gülünç önermeler çok fazlaydı. Bazı çok güzel sinematografilere ve bazı harika yeni karakterlere rağmen, içine giremedim. Ancak ikinci sezon, ilk sezonun bir televizyon başyapıtı gibi görünmesini sağlıyor. Daryl Dixon: The Book Of Carol ilk sezondaki tüm mantıksızlıkları çoğalttı. Zombileri uzak tutmak için elektrikli kapılar kullanan bir yerleşkeden (jeneratör bozulduğunda kolayca açılacak olan) Carol'ın tam da ihtiyacı olduğu anda tesadüfen bulduğu küçük bir uçakla Fransa'ya giden yolu bulmasına kadar inanmakta güçlük çektiğim pek çok inanılmaz derecede saçma gelen olay vardı. Devam edebilirim ama her şeyi listelemeye yer yok. Sadece korkunçtu.
4. Reacher - 2. sezon
Prime Video'daki Reacher'ın ilk sezonunu çok beğenmiştim ama ikinci sezon tam bir felaketti. Aptalca kötü adamlar, sıkıcı bir olay örgüsü ve Reacher'ın kendi ekibine karşı ikinci planda kalması bir araya gelerek bu sezonu aksiyon dizilerinin en kötü sezonlarından biri haline getirdi. Görünüşe göre bu dizinin senaristleri Jack Reacher'ın gerçekte kim olduğunu tamamen unutmuşlar ve onu sırf bir roketle vurabilmek için kötü bir adamın gitmesine izin veren cani bir psikopata dönüştürmüşler. Dizi için mükemmel bir oyuncu olan Alan Richman, 2. sezon için çok fazla kilo aldı ve Reacher'ın kitaplarda anlatıldığı şeklinden ziyade onu hantal bir vücut geliştiriciye dönüştürdü. Bu şikayetlere şunları da ekleyin: Yapmacık dövüş sahneleri, yavan sinematografi ve bolca olay örgüsü boşluğu… Umalım da 3. sezon bunları düzeltsin.
3 - The Acolyte
Skywalker destanındaki olaylardan yüz yıl önce geçen bir Jedi cinayeti gizemi, Star Wars için oldukça havalı bir hikaye gibi görünüyor. Ne yazık ki her şey gülünç derecede amatörceydi. Showrunner ve yaratıcısının deneyimsizliğine rağmen bu projeye yüz milyonlarca dolar aktarıldı. Pazarlama büyük ölçüde dizideki ırk çeşitliliğine odaklandı ve dizinin savunucuları, diziyi beğenmeyenleri yobazlar olarak nitelendirdi ancak bana kalırsa, çeşitliliğe sahip bir kadroya berbat bir senaryo vermek ve ardından ne kadar kötü olduğu için hayranları suçlamak herkesi küçümsemek anlamına geliyor. The Acolyte neredeyse akla gelebilecek her seviyede başarısız oldu. Yazım özensizdi, hikâye karmaşıktı ve sondaki büyük sürprizler zorlama ve aceleye getirilmiş gibi hissettirdi. Neredeyse her ilginç karakter öldürüldü. Disney diziyi bir sezon sonra iptal etti.
2. The Rings Of Power - 2. sezon
The Rings Of Power’a bayılmaya çok hazırdım. Ne de olsa Yüzüklerin Efendisi'ne bayılıyorum ve Tolkien'in Orta Dünya'sının İkinci Çağı'nda geçen yeni bir dizi kulağa oldukça harika geliyor. Ne yazık ki, bu dizinin yaratıcıları kaynak materyale hiç saygı duymamakla kalmadı aynı zamanda yeteneksiz yazarlar ve film yapımında da berbatlar. Açıkçası çok daha iyi senaryoları hak eden oyuncuların birkaç güçlü performansı dışında Rings of Power’ın ikinci sezonunun neredeyse hiçbir kurtarıcı özelliği yok.
1. True Detective: Night Country
Bu listenin en tepesinde, bir şekilde hem The Acolyte hem de The Rings Of Power'ı geride bırakan, HBO'nun bir zamanlar harika bir antoloji dizisi olan True Detective'in Emmy ödüllü dördüncü sezonu yer alıyor. Eleştirmenlerin sürekli övmesi ve dizinin ödül törenlerinde sürekli öne çıkması sezonu daha da kötü hale getiriyor. Night Country 19 dalda Emmy'ye aday gösterildi ve Jodie Foster'a en iyi kadın oyuncu ödülü kazandırdı. Night Country, True Detective'in yeni bir bölümüydü ve açıkça kendi başına bir dizi olması gerekiyordu ama True Detective markasını üstlendi. Beni yanlış anlamayın, True Detective genel olarak karışık bir dizi. İlk sezon televizyonda şimdiye kadar yapılmış en iyi sezonlardan biriydi ancak 2. sezon tam bir karmaşaydı ve 3. sezon ilkinin biraz daha türevi gibiydi. Yine de bu iki sezon Night Country'nin yanında fan-fiction gibi kalıyor.