Fransa, İtalya’nın yerini aldı: Avrupa’nın mali sıkıntılarının yeni simgesi
Fransa, bir hafta içinde ikinci kez kredi notunun düşürülmesinin ardından, İtalya'nın uzun süredir üstlendiği rolü devralarak euro bölgesinin mali kriz merkezi haline geldi. Fitch Ratings'e göre Fransa ve İtalya'nın kredi notları arasındaki fark daralıyor ve iki ülke arasında artık sadece üç basamak fark var.
Fransa, bir hafta içinde ikinci kez kredi notunun düşürülmesinin ardından, İtalya'nın uzun süredir üstlendiği rolü devralarak euro bölgesinin mali kriz merkezi haline geldi. Fitch Ratings'e göre Fransa ve İtalya'nın kredi notları arasındaki fark daralıyor ve iki ülke arasında artık sadece üç basamak fark var.
Fransa'nın uzayan siyasi krizi, ülkeyi euro bölgesinin mali kriz merkezi haline getirdi. Bu durum ülkenin, Avrupa’da uzun süredir İtalya'nın üstlendiği rolü devralmasını sağladı. Bu değişim, geçen hafta Fransa'nın bir hafta içinde ikinci kez kredi notunun düşürülmesi ve İtalya'nın ise 2021'den bu yana ilk kez Fitch Ratings tarafından kredi notunun yükseltilmesi ile daha da belirgin hale geldi. Fitch Ratings'in değerlendirmesine göre iki ülke arasındaki fark azalıyor ve şu anda sadece üç basamak fark var.
Paris ile ilgili kısa vadeli endişe nedenleri açık: geçen yıl yapılan erken seçimlerden bu yana süren istikrarsızlık, bütçe açığı hedeflerinin tutturulamaması ve mali düzelme yolunda net bir yolun olmaması. Parlamento uzlaşmaz gruplara bölünmüş durumda ve Fransa’da iki yıldan kısa bir sürede beşinci başbakan göreve başladı.
Uzun vadeli faktörler
İtalya'da ise Başbakan Giorgia Meloni liderliğindeki mevcut hükümet, alışılmadık derecede uzun bir süre olan yaklaşık üç yıldır görevde ve hatta bütçe açığının azaltılma hızını artırmayı başardı. Ancak her ülkedeki kısa vadeli gelişmelere rağmen, uzun vadeli faktörler de devreye giriyor. Aslında, Paris'teki mevcut sorunlar onlarca yıldır gelişiyordu. Küresel finans krizi, Fransa ve İtalya arasında neredeyse 20 yıllık bir ayrışmayı tetikledi.
Derecelendirme şirketleri, İtalya'nın yüksek kamu borcu ve kronik olarak düşük büyümesine 2011'den itibaren bir dizi not indirimi ile yanıt verdi. Fransa da aynı dönemde en yüksek kredi notunu kaybetti ancak düşüşü o kadar şiddetli olmadı ve 2016'dan itibaren istikrar kazandı. Emmanuel Macron'un 2017'deki seçimi, derecelendirme kuruluşları ve yatırımcıların onun büyüme ve iş dünyası dostu planlarını takdir etmesiyle bu istikrar dönemini uzattı.
Tahvil piyasası da benzer bir tablo çizdi. Küresel finans krizinde ülkelerin kaderleri farklı yönlere sapmaya başladıktan sonra, İtalya diğer güney Avrupa ekonomileriyle birlikte euro bölgesinin borç krizinin merkezine sürüklendi. Fransa ise Almanya'nın çok gerisinde kalmadan, para birimi bölgesinin sözde çekirdek üyesi statüsünü korumayı başardı.
Covid döneminde harcamalar arttı
İtalya’nın eski Başbakanı Silvio Berlusconi, borçlanma maliyetlerindeki artışın ardından istifa etmek zorunda kaldı. Ülkenin istikrarlı bir yola girip, çeşitli yönetimlerin parça parça mali çabalarının meyvesini vermeye başlaması yıllar sürdü. İtalya'nın düşük performans gösterdiği dönem boyunca, Fransa'daki harcamalar aslında oldukça yüksekti. Macron göreve geldikten sonra bu harcamalar önemli ölçüde azaldı ancak Covid-19 pandemisi başladığında her iki ülke de büyük miktarlarda harcama yaptı. Fransız cumhurbaşkanı, ekonominin çökmesini önlemek için “ne pahasına olursa olsun” her şeyi yapacağına dair söz vererek İtalya'nın Mario Draghi'sini taklit etti.