Gıda enflasyonuna karşı SOA modeli: Menüler üç ayda bir revize ediliyor
Pandemide tedarik zincirlerinin bozulmasıyla artışını kesintisiz sürdüren gıda fiyatları toplu yemek üreten firmaları üç aylık anlaşmalar yapmaya zorladı. Bu sayede kendisini korumaya alanlardan birisi de SOA Toplu Yemek. İstanbul’da en basit menünün maliyeti 250 liradan başlıyor.
Pandemide tedarik zincirlerinin bozulmasıyla artışını kesintisiz sürdüren gıda fiyatları toplu yemek üreten firmaları üç aylık anlaşmalar yapmaya zorladı. Bu sayede kendisini korumaya alanlardan birisi de SOA Toplu Yemek. İstanbul’da en basit menünün maliyeti 250 liradan başlıyor.
20 Nisan 2025, 09:00 Güncelleme: 21 Nisan 2025, 11:07
Melih Can Kocabaş (Fotoğraf: Ergun Candemir)
80’li yıllar… Üç kuşak kasaplık yapan bir aileden gelen Metin Kocabaş doğduğu Bursa İnegöl’den 10 yaşında taşındığı İstanbul’da bir kasap dükkanı açıyor. O yıllarda toplu yemek üretimi yok tabii. Şirketler etlerini kasaplardan alıp kendi yemeklerini üretiyor. İşçiler için en önemli şey et, beden gücüyle çalıştıkları için yemekte et varsa doyuyor çünkü. “Kasap demek aşçı demek, aşçı demek kasap demek” anlayışından yola çıkan Metin Kocabaş, 1985 yılında Singer fabrikasına yemek üretmeye başlıyor. Ardı ardına gelen özelleştirmeler sektörün önünü açıyor. Kocabaş’ın “sabah-öğle-akşam” adından esinlenerek kurduğu SOA’nın ilk müşterilerinden birisi de Anadolu Holding. Şu anda SOA’nın şirket merkezinin bulunduğu Ataşehir Quick Tower’ın yerinde o zamanlar Anadolu Holding var. Melih Can Kocabaş da 6-7 yaşlarında o sıralar. Babası 10 lira harçlık veriyor ona ama elbette karşılığı var. Melih Can Kocabaş yemekhaneye gelen holding çalışanlarına “Afiyet olsun” diyor, tepsilerini topluyor, sürahilerini dolduruyor, masalarını siliyor. “O zamanlar para tatlı gelmişti. Bu mesleğin ilk tozunu da orada yuttum” diye anlatıyor Kocabaş o günleri.
Kocabaş Kanada’daki politika ve uluslararası ilişkiler eğitiminin ardından 2020 Ekim’de pandeminin tam ortasında şirkette çalışmaya başlıyor. Birçok iş yeri evden çalışma sistemine geçince işlerine üretimin kesintiye uğramadığı fabrikalarla devam ediyorlar. Tedarik zincirleri bozulduğu için gıda fiyatlarının sürekli arttığını görünce hizmet verdikleri fabrikalarda yıllık yerine üç aylık anlaşmalara dönmüşler. Sektör de bu modele geçmiş. Her ne kadar bazıları şu anda altı aylık anlaşmalara geçse de SOA eskisi gibi devam ediyor.
Menü fiyatı oluştururken formülleri şöyle: Yemek maliyetinin yüzde 50’sini gıda enflasyonu, yüzde 30’unu asgari ücret, yüzde 20’sini de tüketici fiyatları endeksi (TÜFE)-üretici fiyatları endeksi (ÜFE) ortalaması olarak alıp üç ayda bir revize ediyorlar. Bu formülle kendilerini korumaya aldıklarını ve hizmetlerini sürdürülebilir kılabildiklerini söyleyen Kocabaş, “Bunu yapmasaydık çok zorlanırdık. Çünkü pandeminin pik yaptığı süreçte perakendeye yansıyan cezalar da fiyatları oldukça artırdı. Örneğin, bazen marketlerden yağ almak toptan almaktan daha ucuza geldi” diyor. Şu anda bu modele devam ettikleri için enflasyondan etkilenmediklerini söylüyor.
