Hamburg limanı iki ateş arasında: Almanya'nın ekonomik sorunları ve Trump'ın ticaret savaşı
Hamburg Limanı, Almanya'nın küresel ticaretteki kritik rolünü sürdürüyor. Ancak ABD'nin tarifeleri ve küresel ticaret savaşları şehri zorluyor. Liman, otomasyon ve yeşil enerji yatırımlarıyla geleceğe hazırlanırken, Almanya’nın ekonomik rekabet gücünü artırması gerektiği vurgulanıyor.
Hamburg Limanı, Almanya'nın küresel ticaretteki kritik rolünü sürdürüyor. Ancak ABD'nin tarifeleri ve küresel ticaret savaşları şehri zorluyor. Liman, otomasyon ve yeşil enerji yatırımlarıyla geleceğe hazırlanırken, Almanya’nın ekonomik rekabet gücünü artırması gerektiği vurgulanıyor.
Almanya’nın ekonomisi durgunluk sinyalleri veriyor olabilir, ancak ülkenin en büyük limanı Hamburg’daki hareketlilik, bunun aksini düşündürüyor.
Elbe Nehri boyunca römorkörler, feribotlar, mavnalar, polis botları, yangın söndürme gemileri ve hatta bir Mississippi tarzı paletli buharlı gemi, yoğun bir trafik içinde ilerliyor. Limanda devasa vinçler, konteynerleri Kuzey Denizi’ne ve oradan da dünyaya açılan gemilere yükleyip boşaltıyor.
Ancak Hamburg’un yüzyıllardır süregelen uluslararası ticarete bağımlılığı, şehri ABD Başkanı Donald Trump’ın başlatmaya niyetli olduğu küresel ticaret savaşının tam merkezine yerleştiriyor. Almanya’nın hem siyasi hem ekonomik olarak hassas bir dönemden geçtiği düşünüldüğünde, bu durum daha da büyük bir risk oluşturuyor.
Almanya ticaret savaşına hazır mı?
Hamburg, Almanya’dan geçen tüm malların üçte ikisini işleyen bir liman olarak, ülke genelinde olduğu gibi önümüzdeki zorluklara karşı kendini hazırlıyor. ABD’nin çelik ve alüminyum ithalatına yüzde 25 gümrük vergisi uygulama kararı, küresel ticaret gerilimlerini daha da artırıyor. Trump yönetimi, Çin mallarına yüzde 10 ek vergi koyarak Pekin’i misillemeye zorladı ve Meksika ile Kanada’ya yönelik yeni yaptırımlar tehdidinde bulundu.
Avrupa Birliği (AB), ticaret savaşına karşı harekete geçeceğini duyurdu ve misilleme için Amerikan mallarının listesini hazırladı. Ancak Hamburg Limanı Pazarlama CEO’su Axel Mattern, ticarete konan vergilerin kimseye fayda sağlamayacağını düşünüyor. Mattern, bu tür tarifelerin “gülünç” olduğunu belirtirken, “Bu, ABD işletmelerine avantaj sağlamak yerine Amerikan ekonomisi ve sanayisi için daha zararlı olabilir” diyor.
Küresel ticarette bir dönüm noktası mı?
Deniz yoluyla taşınan küresel ticaretin yaklaşık yüzde 90’ı, Hamburg gibi büyük limanları bu savaşın ön cephelerinden biri haline getiriyor. Şehirde işlenen her üç konteynerden biri Çin’den geliyor ya da Çin’e gidiyor.
Alman Marshall Fonu kıdemli uzmanı Sudha David-Wilp, Almanya’nın ABD ve Çin gibi iki ekonomik dev arasında sıkıştığını belirtiyor ve “Gümrük tarifeleri bu durumu tamamen yeni bir seviyeye taşıyor” diyor.
Hamburg, küreselleşmenin gerilediği ve ticari korumacılığın arttığı bir dünyada, değişen ekonomik dengelerin en net hissedildiği şehirlerden biri. Almanya’da, AB ve avro karşıtı politikalar izleyen aşırı sağcı AfD partisi yükselişte olsa da Hamburg, geleneksel olarak Sosyal Demokrat Parti’yi (SPD) destekliyor. Anketlere göre, SPD, önümüzdeki Hamburg bölgesel seçimlerinde yeniden iktidara gelecek gibi görünüyor.