Haritayı kim çizerse oyunu da o kurar: Türkiye’nin zihinsel haritasını yeniden tasarlamak
Dünyanın sınırları sallanıyor, yeniden çiziliyor. Haritalar, sadece kağıt üzerinde değil, sahada, masada, algoritmalarda yeniden kurgulanıyor.
Dünyanın sınırları sallanıyor, yeniden çiziliyor. Haritalar, sadece kağıt üzerinde değil, sahada, masada, algoritmalarda yeniden kurgulanıyor.
09 Haziran 2025, 12:26 Güncelleme: 10 Haziran 2025, 09:49
Sykes-Picot’tan bu yana ilk kez bu denli açık bir jeopolitik sorgulama yaşanıyor. Afganistan’dan Fas’a, Tayvan’dan Keşmir’e, Kırım’dan Abhazya’ya kadar sınır ihlalleri, işgaller ve “fiili gerçeklikler” giderek çoğalıyor. Kimileri yeni sınırlar ilan ederken, kimileri “haritalarla oynamayacağız” diyerek eski oyunun kurallarına tutunmaya çalışıyor. Ancak açık olan şu: Harita, yalnızca coğrafi bir belge değil; bir güç anlatısıdır.
Haritalar ne gösteriyor, ne gizliyor?
Tarihteki ilk dünya haritası, M.Ö. 6. yüzyılda Babil’de kil tablete kazınan “Imago Mundi”. Merkezde Babil yer alıyor. Tesadüf mü? Hayır. Harita, yön göstermez sadece. Aynı zamanda merkez tarif eder. Gücü, önceliği, görme biçimini dayatır.
Bugün kullandığımız haritaların çoğu, 16. yüzyıl Avrupası’nın ürünü olan Merkatör projeksiyonuna dayanıyor. Avrupa merkezde, büyük ve güçlü; Afrika küçülmüş, Latin Amerika aşağı itilmiş, Avustralya neredeyse silinmiş. Bu yalnızca teknik bir sapma değil; ideolojik bir kurgudur.
Dünyaya hangi açıdan bakarsanız, jeopolitik ve ekonomik gücü de o yönde algılarsınız.

Haritayı ters çevirin. Güney üste, kuzey alta gelsin. Çin’i merkez alın. Brezilya’yı üstten izleyin. Görüntü değişiyor. Anlam da. Çünkü harita yalnızca çizim değil, bir zihinsel kodlama sistemidir.
Harita = Hakikat mi?
Hayır. Harita, hakikatin yorumu; hatta çoğu zaman çarpıtmasıdır. O bir temsildir. Bir yorumdur. Bir vizyon, hatta niyettir. Harita çizmek, dünyayı tanımlamak, oyunun alanını ve oyuncularını belirlemektir.
O hâlde sormalıyız:
Biz neden hâlâ başkalarının çizdiği haritalarla düşünmeye devam ediyoruz?
Haritayı kim değiştiriyor?
Bugün dünya sahnesindeki büyük aktörler, sınırları fiilen ve zihinsel olarak değiştirmek için rekabet ediyor. Harita artık uydulardan, dronlardan, veriden ve jeoteknolojiden geçiyor.
• ABD, Soğuk Savaş sonrası tek kutuplu düzenin sahibi olarak Irak, Suriye ve Afganistan’da fiili harita değişiklikleri yapıyor. Bugün Panama, İzlanda ve hatta Kanada gibi bölgelerde bile stratejik yeniden konumlanma arayışı içinde.
• Rusya, Güney Osetya, Abhazya ve Donbas’ta sahayı yeniden kuruyor; Kırım’ı haritasına ekliyor.
• Çin, Güney Çin Denizi’nde yapay adalarla, Tayvan konusunda sert retoriğiyle ve “Tek Çin” politikasıyla harita algısını yeniden şekillendiriyor.
• İran, Şii nüfuz kuşağı üzerinden Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de haritanın görünmeyen sınırlarını çizmeye çalıştı ama İsrail tarafından püskürtüldü.
• Hindistan, Keşmir’de statü değiştiriyor, Çin’le sınır geriliminde kartları yeniden karıyor.
• Avrupa Birliği, fiziki sınırları değiştirmese de dijital, ekonomik ve hukuki normlarla normatif bir harita kuruyor. Egemenliğin doğasını yeniden tanımlıyor. Genişleme ve komşuluk stratejileri harita oyunları yaratıyor.
