Hürmüz daralırsa dünya nefes alabilir mi?
Dünya petrolünün yaklaşık yüzde 20’sinin, LNG sevkiyatlarının ise üçte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı, artan İran–İsrail gerilimiyle küresel tansiyonun odağında. ABD’nin bölgeye askeri yığınak yapması, ticari gemilere yönelik İHA ve füze saldırılarının artması enerji akışını tehdit ederken, olası bir çatışma senaryosu sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini sarsabilir. Enerjide transit güvenliği yeniden masaya yatırılırken, Türkiye’nin doğu-batı enerji hatlarındaki rolü, krizi fırsata çeviren yeni bir jeostratejik avantaj yaratabilir.
Dünya petrolünün yaklaşık yüzde 20’sinin, LNG sevkiyatlarının ise üçte birinin geçtiği Hürmüz Boğazı, artan İran–İsrail gerilimiyle küresel tansiyonun odağında. ABD’nin bölgeye askeri yığınak yapması, ticari gemilere yönelik İHA ve füze saldırılarının artması enerji akışını tehdit ederken, olası bir çatışma senaryosu sadece bölgeyi değil, tüm dünya ekonomisini sarsabilir. Enerjide transit güvenliği yeniden masaya yatırılırken, Türkiye’nin doğu-batı enerji hatlarındaki rolü, krizi fırsata çeviren yeni bir jeostratejik avantaj yaratabilir.
23 Haziran 2025, 12:55
Basra Körfezi’nin ucundaki 40 kilometrelik bir boğaz, dünya ekonomisinin nabzını tutuyor. Küresel petrolün yüzde 20’si ve LNG’nin üçte birine yakını Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. İran–İsrail gerilimi, ABD’nin askeri yığınağı, ticari gemilere yönelik İHA ve füze saldırıları, taa Missouri’den kalkıp gelen B-2’lerin nükleer tesisleri bombalaması, siber sabotajlar ve son olarak Rus Rosatom’un Buşehr Nükleer Santrali için yaptığı “Çernobil benzeri felaket” uyarısı; boğazı yeniden kapanma noktasına getirdi.
Peki ya Hürmüz gerçekten kapanırsa?
Bu, sadece bölgesel bir kriz olmaz. Küresel ekonominin atardamarı kesilir. Enflasyon artar, tedarik zincirleri dağılır, enerji fiyatları fırlar. Ancak her kriz gibi bu da yeni bir düzene yol açabilir. Türkiye içinse bu, ithalat bağımlısı bir ülkeden enerji diplomasisinin ve lojistiğinin merkezi haline gelme fırsatıdır.
Hürmüz kapanırsa ne olur?
Her gün yaklaşık 21 milyon varil petrol ve 100 milyar metreküp LNG eşdeğeri Hürmüz’den geçiyor. Boğaz kapanırsa:
• Brent petrol fiyatı 150–200 dolar/varil seviyesine çıkabilir,
• LNG spot fiyatları 2022 savaş dönemindeki zirveleri aşabilir,
• Navlun ve sigorta maliyetleri katlanır,
• Tedarik zincirleri kırılır,
• ABD ve AB’de enflasyon %1.5–2 puan artar.
En çok etkilenecek ülkeler: Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Tayvan. Bu ülkeler enerjilerinin %60–85’ini Körfez’den ithal ediyor. Artık Hürmüz’ün güvenliği sadece Batı’nın değil, Doğu Asya’nın da varoluşsal meselesi.
Gerçekçi alternatifler var mı?
Doğrusu tam anlamıyla bir ikame yok, ancak bazı kısmi çözümler devreye sokulabilir:
• Suudi Arabistan: Doğu-Batı boru hattıyla Kızıldeniz’deki Yanbu Limanı’na günlük 5 milyon varil sevk edebiliyor. Ama bu, açığı tamamen kapatmaz.
• BAE (Abu Dabi): Fujairah limanı üzerinden Umman Denizi’ne doğrudan çıkış sağlıyor—kapasite sadece 1.5 milyon varil/gün civarında.
• Siyasi ve güvenlik engeller aşılırsa, Kuveyt ve BAE petrolü de buradan Akdeniz’e aktarılabilir.
• İsrail ve Mısır gazı, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşabilir. Ancak bu yolun önünde diplomatik ve teknik engeller bulunuyor.
• Çin ve Japonya, Hürmüz-Malakka ikilisine bağımlı. Çin bu yüzden Orta Asya’dan geçen kara boru hatları ve Rusya üzerinden kuzey deniz yollarına yöneliyor.
