İK çelişkileri nasıl değere dönüştürüyor?
İnsan kaynakları (İK) artık sadece süreç yönetmekle sınırlı değil; kurum ve paydaşlar için değer yaratmakla ölçülüyor. Dave Ulrich’e göre stratejik çok yönlülük, çelişkili talepleri dengeleyerek uzun vadeli yetenek ve rekabet avantajı yaratmayı sağlıyor. İK’nın görevi, iç sistemleri dış kimlikle uyumlu hale getirerek bütçe, verimlilik, inovasyon ve insan odaklılık gibi paradoksları yönetmek. Başarılı İK, yalnızca işleri yürütmekle kalmıyor, somut iş sonuçlarına dönüşen stratejik değer üretiyor.
İnsan kaynakları (İK) artık sadece süreç yönetmekle sınırlı değil; kurum ve paydaşlar için değer yaratmakla ölçülüyor. Dave Ulrich’e göre stratejik çok yönlülük, çelişkili talepleri dengeleyerek uzun vadeli yetenek ve rekabet avantajı yaratmayı sağlıyor. İK’nın görevi, iç sistemleri dış kimlikle uyumlu hale getirerek bütçe, verimlilik, inovasyon ve insan odaklılık gibi paradoksları yönetmek. Başarılı İK, yalnızca işleri yürütmekle kalmıyor, somut iş sonuçlarına dönüşen stratejik değer üretiyor.
01 Kasım 2025, 11:00
İnsan kaynakları (İK) uzun yıllardır “stratejik” olmakla anılıyor. Konferanslar, sertifika programları ve danışmanlar bu vurguyu tekrar ederken, pratikte çoğu İK uygulaması somut sonuç üretmeden iş terminolojisini benimsemekle sınırlı kaldı. Liderler ise yetenek ve becerilerin gerçek değerini ölçmeden sunulan İK stratejilerini onayladı.
Bu yaklaşımı yeniden yorumlayan Dave Ulrich, İK’nın artık sadece iç programlara odaklanmak yerine kurum ve paydaşlar için değer yaratması gerektiğini savunuyor. HRBP (İK Stratejik Ortağı) rolünün öncüsü olarak bilinen Ulrich, bu rolün evrimini de şöyle özetliyor: İnsanlar ve kurumsal konular iş başarısı için kritik hale geldi. İK etkinliği, artık süreç performansıyla değil, paydaşlara sağladığı değerle ölçülüyor; odak ise “insan sermayesi”nden “insan yetenekleri”ne kayıyor.
Bu değişim, İK’nın rolünü kökten yeniden tanımlıyor. Artık görev sadece bireysel becerileri geliştirmekle sınırlı değil; uzun vadeli rekabet avantajı sağlayacak kolektif yeteneklerin yaratılmasını kapsıyor.
Paradoksları yönetmek, çok yönlülüğün anahtarı
Ulrich’e göre liderliğin temel yetkinliği, paradoksları yönetebilmek. Örneğin büyüme ve uyumluluk, inovasyon ve standartlar, verimlilik ve insan odaklılık gibi çelişkili talepler, İK tarafından dengeleyici bir yaklaşımla ele alınmalı. “Seçeneğiniz yok. Büyümeyi desteklerken uyumu sağlamalı, inovasyonu teşvik ederken standartları uygulamalısınız,” diyor Ulrich.
Stratejik çok yönlülük, bu çelişkileri yönetme disiplinidir. Temel üç sütuna dayanır:
-
Akışkanlık: Kurum, müşteri, yatırımcı ve teknolojiyle uyumlu etkileşim kurabilmek.
-
Paradoksları yönetme: Çelişkili talepleri değer yaratacak şekilde uzlaştırabilmek.
-
Sonuç disiplini: Alınan kararların ölçülebilir iş sonuçlarına dönüşmesini sağlamak.
Ulrich, çok yönlülüğü “daha fazlasını yapmak değil, tüm paydaşlar için önemli olanları aynı anda başarabilmek” olarak tanımlıyor.
