İngiliz bayrağı nasıl yeni bir kültür savaşının odak noktası haline geldi?
İngiltere’de bir okulda bayrak temalı elbise giyen bir öğrencinin eve gönderilmesi, büyüyen bir kültür savaşının fitilini ateşledi. Artan göçmen karşıtlığı ve siyasi kutuplaşma eşliğinde, İngiliz bayrağı artık sadece bir yurtseverlik sembolü değil; kimileri için bir aidiyet göstergesi, kimileri içinse dışlayıcı bir tehdit.
İngiltere’de bir okulda bayrak temalı elbise giyen bir öğrencinin eve gönderilmesi, büyüyen bir kültür savaşının fitilini ateşledi. Artan göçmen karşıtlığı ve siyasi kutuplaşma eşliğinde, İngiliz bayrağı artık sadece bir yurtseverlik sembolü değil; kimileri için bir aidiyet göstergesi, kimileri içinse dışlayıcı bir tehdit.
İngiltere’de bayrak, kimileri için yurtsever gelenekleri yeniden canlandıran bir sembel. Diğerleri için ise bir gözdağı aracı. Stuart Field, ilk bayraklarını yemmuz ayında astı: İngiltere’nin Aziz George haçı ve birkaç da İngiliz kırmızı-beyaz-lacivert bayrağı. Kendi kasabasındaki sokak lambalarına astığı bu bayraklar, bir tepkinin göstergesiydi.
Kızının, okulun her yıl düzenlediği kültürel kutlama gününde, Union Jack (Birleşik Krallık bayrağı) temalı parlak elbisesiyle geldiği için eve gönderilmesi onu öfkelendirdi. Okulun dağıttığı broşürde etkinlik, öğrencilerin temsil ettiği farklı kültürleri tanıma günü olarak tanımlanmıştı. Field, “‘Okul üniformanız yerine geleneksel kültürel kıyafetlerinizi giyin’” denmişti. Kıyafetiniz, milliyetinizi veya aile kökeninizi yansıtmalı” dedi.
Okulun tavrı fitili ateşledi
13 yaşındaki Courtney Wright, İngiliz kültürünün kendisi için ne anlama geldiğine dair bir konuşma hazırlamıştı: Beş çayı, kraliyet ailesi ve İngiliz mizah anlayışı gibi konulara değinecekti. Ancak konuşmasını yapma fırsatı bulamadı. Okula geldiğinde diğer öğrencilerden ayrıldı ve ardından evine gönderildi. Babası, “Bayrakla ve Birleşik Krallık’ın tarihiyle gurur duyuyor ama ona yanlış bir şey yapmış gibi hissettirdiler” diye konuştu.
Okul, aileden özür diledi ve kısa süre sonra özel bir İngiliz kültürü günü düzenledi. Ama fitil çoktan ateşlenmişti. Field, İngiltere’nin Midlands bölgesindeki kasabasında bayrak asmak için bir WhatsApp grubu kurdu. İngiltere ve yurtdışından binlerce destek mesajı aldığını, yoldan geçenlerin bayrakları astığını gördüğünde alkışladığını, tezahürat yaptığını, hatta gözyaşı döktüğünü anlattı.
Siyasetin merkezinde
Kamuya açık alanlara daha fazla bayrak asılması fikri uzun süredir marjinal bir hareketti ancak artık İngiltere'deki siyasi yaşamın ana akımına taşındı. İngiltere'nin dört bir yanında kasabalar ve şehirler, İngiliz bayrakları ve Aziz George haçıyla donatıldı; sokak lambalarında, kavşaklarda, yaya geçitlerinde boy gösteriyor. Hatta köpekler bile bayraklı kıyafetler giyiyor. Spor karşılaşmaları veya kraliyet törenleri dışında bayrak sallamaya çekinen bir ülke için bu görüntüler oldukça dikkat çekici.
Ancak bu kampanya zamanla, son yıllarda artan yasal ve yasadışı göç dalgasına karşı daha geniş bir tepkiye dönüştü. Bayrakların ne anlama geldiği üzerine ulusal bir tartışmayı da beraberinde getirdi: Yıpranan topluluk bağlarını yeniden kurma amacı mı taşıyor, yoksa siyasilere ve göçmenlere yönelik bir uyarı mı?
Göçmen karşıtı etkinlik
Bu özellikle geçen hafta sonu Londra’da düzenlenen büyük bir göçmen karşıtı gösteri sonrasında Britanya’da oldukça hassas bir konu. Gösteriye yaklaşık 110 bin ila 150 bin kişi katıldı, başkent adeta bir bayrak denizine dönüştü. Sahneye çıkan çok sayıda sağcı konuşmacının yanı sıra Elon Musk da video bağlantısıyla İngiltere’de hükümet değişikliği çağrısı yaptı. İngiltere Başbakanı Keir Starmer, daha sonra İngiliz bayrağını “şiddet, korku ve bölünmenin sembolü” olarak kullananlara asla teslim etmeyeceğine dair söz verdi.