Çin'in Amerika ile savaşı için inşa ettiği kale
Çin son yıllarda yaptığı yatırımlarla ve geliştirmelerle birçok sektörde dışa bağımlılığını azaltmayı başardı. Pekin robotlar, uydular ve yapay zeka da dahil olmak üzere ileri teknolojide hızla ilerliyor ve bazı alanlarda ABD'yi yakalıyor.
Çin son yıllarda yaptığı yatırımlarla ve geliştirmelerle birçok sektörde dışa bağımlılığını azaltmayı başardı. Pekin robotlar, uydular ve yapay zeka da dahil olmak üzere ileri teknolojide hızla ilerliyor ve bazı alanlarda ABD'yi yakalıyor.
Ülkenin lideri Şi Cinping Mayıs 2018'de Pekin'de önde gelen bilim insanlarını bir araya getirdiğinde Çin için fırtına bulutları toplanıyordu. ABD, Çin'e teknoloji satışını kısıtlamaya başlamıştı ve daha fazla kısıtlama da yolda. Şi o dönem yaptığı konuşmada Çin'in teknoloji için başkalarına yalvarmak zorunda bırakılmaması gerektiğini söyledi. Sadece kendine güvenerek “ulusal ekonomik güvenliği temelden koruyabiliriz” dedi
O zamandan bu yana Çin birçok stratejik sektörde öne geçti ve bazı durumlarda ABD'yi yakaladı. Elektrikli otomobil şirketleri dünyanın en iyileri arasında yer alıyor. Çinli yapay zeka girişimleri OpenAI ve Google'a rakip. Ülkenin biyologları ilaç araştırmalarının sınırlarını zorluyor ve fabrikaları gelişmiş robotiklerle doluyor. Denizde, Çin yapımı kargo gemileri küresel deniz taşımacılığına hükmediyor. Ülke uzayda, Dünya'nın her köşesini izlemek için yüzlerce uydu fırlatıyor. Sınır teknolojisinin ötesinde Pekin, gıda ve enerjide kendine daha fazla güvenmenin peşinde ve ordusunu güçlendirdi.
Başarıları ekonomisini güçlendiriyor
Şi, ülkeyi ABD ile süregelen ticaret savaşı da dahil olmak üzere düşmanlıkların devam edeceği bir döneme hazırlarken, bu başarılar Çin'i ve ekonomisini güçlendirmeye yardımcı oluyor. İki taraf, son gümrük vergilerinin birçoğunun geçici olarak askıya alınmasıyla birlikte karmaşık müzakerelere giriyor. Bu ilerlemeler Çin'i mal ve hizmetler için dünyanın geri kalanına daha az bağımlı hale getiriyor. Genel olarak ithalat, on yıl önceki yaklaşık yüzde 22'lik orana kıyasla 2023 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 18'inin altına düştü. Ancak geçen yıl 164 milyar doları ABD'den olmak üzere 2,5 trilyon dolardan fazla mal ithal eden Çin'in tam anlamıyla kendi kendine yetmesi pek mümkün görünmüyor.
Şi, Çin'in sosyalizm ve devlet planlaması sisteminin geleceğin teknolojileri için yarışı kazanmaya çok uygun olduğunu ve devletin kaynakları gerektiği yerde yoğunlaştırmasına izin verdiğini söyledi. Şi'nin bu çabası, kendine güven kampanyasından kaynaklanan büyük israfın Çin'in borç dağını daha da kötüleştirmesi ve ekonomisini uzun vadede geri götürme tehdidiyle geri tepebilir.
‘Maden in China’ politikası
Çin'in kendi kendine daha yeterli hale gelme çabaları ABD Başkanı Donald Trump Beyaz Saray'a gelmeden önce de devam ediyordu. 2015 yılında “Made in China 2025” olarak adlandırılan bir politika, aralarında robotik, havacılık ve yeni enerji araçlarının da bulunduğu 10 sektörü ulusal öncelikler olarak belirledi.
Şi, Trump'ın 2018'de Çin'e karşı bir ticaret savaşı başlatmasının ardından daha milliyetçi bir ton aldı. Özellikle de Çin'in sınırlarını büyük ölçüde kapatmasına yol açan pandemiden sonra “kendine güven” çağrıları daha belirgin hale geldi. Çinli yetkililer, 2020'de yüzde 2,2 büyüyerek o yıl genişleyen tek büyük ekonomi olan ekonomilerinin dış dünyayla temasının azalmasına rağmen ayakta kalabileceğine dair güven kazandılar.