İsrail kendi ayağına kurşun sıkıyor
İsrail, güçlü ABD desteğine sahip küçük bir ülke olarak büyük emeller peşinde. Ancak demografik dezavantajlar, Gazze’deki yıkım ve artan ekonomik maliyetler, askeri üstünlüğün uzun vadeli güvenliği garanti etmediğini gösteriyor. Vicdani üstünlük kaybolurken, ABD desteği ve bölgesel ittifaklar da giderek kırılganlaşıyor. Uzmanlar, İsrail’in kalıcı güvenlik ve barışı sağlayabilmesi için gücü adalet ve diplomasiyle harmanlaması gerektiğini vurguluyor.
İsrail, güçlü ABD desteğine sahip küçük bir ülke olarak büyük emeller peşinde. Ancak demografik dezavantajlar, Gazze’deki yıkım ve artan ekonomik maliyetler, askeri üstünlüğün uzun vadeli güvenliği garanti etmediğini gösteriyor. Vicdani üstünlük kaybolurken, ABD desteği ve bölgesel ittifaklar da giderek kırılganlaşıyor. Uzmanlar, İsrail’in kalıcı güvenlik ve barışı sağlayabilmesi için gücü adalet ve diplomasiyle harmanlaması gerektiğini vurguluyor.
15 Eylül 2025, 13:22
İsrail küçük bir ülke ama büyük emellerin peşinde. Orta Doğu’nun en gelişmiş ordusuna, nükleer caydırıcılığa ve neredeyse koşulsuz sayılabilecek bir ABD desteğine sahip. Fakat saldırganlığı ve askeri genişleme politikası yüzünden yüz milyonlarla ifade edilen, genç ve öfkeli toplumlarla çevrili.
Güvenliği sağlamak için askeri güce dayalı politikaları kısa vadede caydırıcı görünse de, uzun vadede İsrail’in geleceğini daha kırılgan hale getiriyor.
Demografi ve ekonomi tuzağı
İsrail’in nüfusu yaklaşık 10 milyon: 7,5 milyonu Yahudi, 2 milyonu Arap. Buna karşılık çevresinde 110 milyonluk Mısır, 89 milyonluk İran, 86 milyonluk Türkiye ve 45 milyonluk Irak bulunuyor. Ne kadar ileri teknolojiye sahip olursa olsun, bu demografik gerçek İsrail’in en zayıf noktası.
Şu anda harabeye dönmüş olan Gazze’de tablo daha da çarpıcı. İşsizlik %65’in üzerinde, genç işsizliği %90’a ulaşıyor. UNDP verilerine göre yoksulluk oranı keskin biçimde artarken, hanelerin çoğu gıda yardımlarıyla ayakta kalıyordu son krize kadar. Her yıkılan ev, her öksüz kalan çocuk yalnızca bir insani trajedi değil; aynı zamanda gelecekte yeni bir militan neslin tohum yatağı.
Bitmeyen savaşların bedeli
2008’den bu yana İsrail Gazze’de altı büyük operasyon düzenledi. Son çatışmalarda, kimi kaynaklara göre, 200.000’den fazla Filistinli öldü ya da yaralandı. Altyapı çöktü, ekonomi iflas etti.
Askeri üstünlüğü tartışılmaz; ancak bunun ekonomik faturası giderek ağırlaşıyor. Savunma harcamaları GSYH’nin %5’inden fazla. Yüksek teknoloji ihracatı ülkeyi ayakta tutsa da, kalıcı çatışma ortamı yatırımcı güvenini zedeliyor, borçlanma maliyetlerini artırıyor ve “start-up nation” imajını yıpratıyor.
Vicdani üstünlüğün kaybı
Bir zamanlar Holokost’un mağduru olarak dünya vicdanında özel bir yeri olan İsrail, bugün Gazze’de ölen çocukların, Batı Şeria’daki yerleşimlerin ve yıkıntılar arasındaki görüntülerle anılıyor.
Batı kamuoyunda özellikle genç kuşaklar artık İsrail’i “David” değil, çevresine kolektif cezalar uygulayan “Golyat” olarak görüyor. Bu yalnızca sokaklarda değil; üniversitelerde, parlamentolarda ve ABD Kongresi’nde bile açıkça dillendiriliyor.
