İşyeri psikolojisi: Çalışanlar neden maske takıyor?
Çoğu işyeri çalışanlara gerçek anlamda psikolojik güvenlik sunmuyor. Bu durum kişileri ruh sağlıkları, aile sorumlulukları veya alışılmadık kariyer tercihleri gibi hayatlarının çeşitli yönlerini gizlemek için adeta bir maske takmaya zorluyor. Savunmasızlığı zayıflık, farklılığı ise eksiklik olarak gören yaygın damgalama, özgünlük, güven ve yenilikçiliği engelliyor; nihayetinde hem kurumsal sağlığa hem de bireysel refaha zarar veriyor.
Çoğu işyeri çalışanlara gerçek anlamda psikolojik güvenlik sunmuyor. Bu durum kişileri ruh sağlıkları, aile sorumlulukları veya alışılmadık kariyer tercihleri gibi hayatlarının çeşitli yönlerini gizlemek için adeta bir maske takmaya zorluyor. Savunmasızlığı zayıflık, farklılığı ise eksiklik olarak gören yaygın damgalama, özgünlük, güven ve yenilikçiliği engelliyor; nihayetinde hem kurumsal sağlığa hem de bireysel refaha zarar veriyor.
16 Ağustos 2025, 09:00
Psikolojik güvenlik, kapsayıcılık ve modern liderlik ne kadar konuşulursa konuşulsun birçok çalışan hâlâ sessiz bir yük taşıyor. Bunun nedeni beceri veya özgüven eksikliği değil; hayatlarının belirli yönlerini açığa çıkarmanın maliyetli olabileceğini düşündükleri için gizli bir şüpheye sahip olmaları.
Bazıları akıl sağlıklarını saklıyor, bazıları aile sorumluluklarını küçümsüyor. Birçoğu ise kariyerlerindeki kesintileri veya iletişimde hiyerarşi yerine derinliği tercih ettiklerini açıklamaktan kaçınıyor. Bunlar kusur değil, hayatın gerçekleri. Ancak birçok şirkette hâlâ risk olarak görülüyor.
Damgalama bir kural değil, daha çok bir fısıltı gibi. Fazla dürüstlük, başkalarının size bakışını değiştirebilir hissi. Bu yüzden çalışanlar uyum sağlıyor, saklanıyor ve kendilerinin yalnızca bir kısmını gösteriyor. Sonuç olarak işyerinde herkes rol yaptığında, kültür, iletişim ve yaratıcılık zarar görüyor.
Zayıflık ve kırılganlık arasındaki fark
Çalışanların her zaman güçlü görünmeleri gerektiği düşüncesi yerleşmiş durumda. Ancak güven bir performansa dönüştüğünde altında yatan gerçekler kayboluyor.
Bitkin olsalar bile çalışanlar ilerlemeye devam ediyor, yetişemeyecekleri son tarihlere uyuyor, toplantılarda gülümsüyor ve zihinsel olarak hazır olmaya çalışıyor. Çünkü “Bugün iyi değilim” demek, güvenilmezlik olarak yorumlanabilir. Bu yüzeysel güç, güveni beslemiyor; aksine gerçekleri gizliyor. Ekipler rol yapmaya devam ettikçe, yaratıcı fikirler duraklıyor ve kararlar olumsuz etkileniyor. Gerçek güven, paylaşılan dürüstlük üzerine kurulur; mükemmellik üzerine değil.
Atipik kariyerlere yönelik önyargılar
Doğrusal bir kariyer yolu izlemeyen çalışanlar—ebeveyn izni alan, sektör değiştiren veya sağlık nedenleriyle ara veren kişiler—gizli bir incelemeye tabi tutuluyor.
Mülakat soruları, üslup ve hızlı varsayımlar, bu önyargıyı açıkça gösteriyor. Kariyerine ara veren biri paslanmış, sektörden ayrılan biri ise hırsı eksik olarak görülebiliyor. Oysa atipik yollar, genellikle daha net vizyon, güçlü sınırlar ve geniş bir duygusal zenginlik getiriyor. Sorun kariyerde ara vermek değil; ona hangi gözle bakıldığı.
