Jeopolitiğin yeni yüzü ve Türkiye
Jeopolitiğin yeni yüzü artık sadece sınırlar ve ordularla değil; teknoloji, finans, enerji-su-gıda güvenliği ve algılarla şekilleniyor. Türkiye’nin masadaki rolü, stratejik aklını ne kadar etkin kullanabildiğine bağlı.
Jeopolitiğin yeni yüzü artık sadece sınırlar ve ordularla değil; teknoloji, finans, enerji-su-gıda güvenliği ve algılarla şekilleniyor. Türkiye’nin masadaki rolü, stratejik aklını ne kadar etkin kullanabildiğine bağlı.
04 Eylül 2025, 08:00
Jeopolitika, devletlerin gücünü ölçmek ve dünyadaki yerlerini tanımlamak için başvurdukları temel kavramlardan biri olageldi. Yüzyıllar boyunca sınırlar; haritalar, deniz yolları, askeri üsler ve enerji hatları üzerinden şekillendi.
Dışişleri’nde görevli olduğum yıllarda “jeopolitika ustası” olmak, coğrafi bilgiyi stratejik akılla birleştirmek anlamına gelirdi. O dönemde İngiliz coğrafyacı Halford Mackinder’ın “Heartland” teorisi ya da Amerikalı tarihçi Alfred Mahan’ın deniz üstünlüğü yaklaşımı bizim reçetemizdi. Kıbrıs sorunu, Ermeni meselesi, Kürt dosyası, AB ve ABD ile ilişkiler, NATO içinde Yunanistan ile çekişmeler, Orta Doğu’dan uzak durma yaklaşımı hep geçmiş deneyimlerimiz ışığında şekilleniyor, ona göre tutum takınıyorduk.
