Kayıp Şehir Atlantis Bir Efsane mi Yoksa Gerçek Mi?
Atlantis, Platon'un eserlerinde bahsettiği, ileri bir uygarlığa sahip olduğu söylenen efsanevi bir kayıp şehirdir. Hikayeye göre, Atlantis büyük bir felaket sonucu denize batmış ve izleri silinmiştir; bu olay, yüzyıllar boyunca gizem konusu olmuştur.
Atlantis, uzun yıllar boyunca hayalperestleri büyüleyen, dünya barışını sağlayabilecek ideal bir toplum olarak gösterilen "kayıp" bir ada fikridir. Atlantis, günümüzde hala yüzlerce kitaba, dergiye, filme ve diziye konu olmakta ve insanların merakını cezbetmeye devam etmektedir. Peki gerçekten Atlantis daha önce var olmuş mudur yoksa sadece bir masaldan mı ibarettir?
Atlantis'in Kökeni Nereden Geliyor?
Kökenleri zamanla kaybolan pek çok efsanenin aksine, Atlantis'in hikayesinin ilk kez ne zaman ve nerede ortaya çıktığı tam olarak bilinmektedir. Hikâye ilk olarak Platon'un MÖ 360 yılları civarında yazdığı "Timaeus" ve "Critias" adlı iki diyalog eserinde anlatılmıştır.
"Timaeus", evrenin yaratılışı ve yapısı üzerine odaklanır, Demiurgos adlı ilahi bir zanaatkarın evreni akıl ve düzenle şekillendirdiğini anlatır. Dört elementin (toprak, su, hava, ateş) evrenin temel yapı taşları olduğunu ve insan ruhunun ölümsüz olduğunu vurgular. "Critias" ise Atlantis efsanesine odaklanır; Atlantis'in Poseidon tarafından kurulan, başlangıçta erdemli fakat zamanla ahlaki yozlaşma nedeniyle tanrılar tarafından yok edilen bir uygarlık olduğunu anlatır. Bu eserler, Platon'un kozmoloji, ahlak ve ideal toplum hakkındaki görüşlerini yansıtır.
Günümüzde Atlantis barışçıl bir toplum olarak bilinmektedir ancak Platon’un anlattıklarına bakıldığında durum öyle gözükmemektedir. Arkeoloji profesörü Ken Feder, "Şüpheli Arkeoloji Ansiklopedisi" adlı kitabında, Platon'un yazdıkları hakkında şu açıklamaları yapmıştır: "Atlantis, hiçbir şekilde onurlandırılacak ya da örnek alınacak bir yer değil. Atlantis mükemmel bir toplum değil... Tam tersine, Atlantis, zenginliği, gelişmişliği ve gücü yüzünden yozlaşmış, maddi açıdan zengin, teknolojik açıdan gelişmiş ve askerî açıdan güçlü bir ulusun vücut bulmuş hali."

Platon'un Atlantis Hakkında Yazdıkları
Platon'un "Timaeus" adlı eserinde, Atlantis'e dair bazı detaylara yer verilmiştir. Platon'a göre, Atlantis büyük bir adada veya bir kıtada, Herkül Sütunları olarak bilinen bir yerde bulunmaktadır. Aynı zamanda Atlantis o dönemde hâkimiyetini sürdüren büyük bir krallığın merkezidir. Tanrılar ve insanlar arasında adil bir anlaşma yapılırken, Atlantis'te yaşayan insanlar, ada halkının tanrılarla olan ilişkilerini de içeren ilginç bir medeniyete sahiptir.
İşte eserde Atlantis’in konumu hakkında yazılanlar;
“İlk olarak şunu unutmamalıyız ki Herkül sütunlarının içindeki halk ile sütunların dışındaki insanlar arasında patlak veren bir savaşın kaydedilmesinden bu yana kabaca söylemek gerekirse yaklaşık 9000 yıl geçti. Bu savaşı şu an anlatmam gerekiyor. Şimdi bu Atina şehrinin halklarının hükümdarı olduğunu ve savaş boyunca savaştığını söylediler. Onlar da Atlantis adasının krallarının diğer halkların hükümdarları olduğunu söylediler. Bu ada, daha önce belirttiğimiz gibi, bir zamanlar hem Libya hem de Asya'nın birleşiminden daha büyüktü. Fakat şimdi Atlantis depremler sebebiyle Büyük Okyanusun için hapsoldu ve Yunan sularından Büyük Okyanusa yelken açacak denizcilerin geçişini engelleyen büyük bir çamur denizi oluşmasına neden oldu. Bu sebeple okyanus artık gemi geçişleri için elverişli değildir.”
