Kerkük-Baniyas hamlesi: Orta Doğu’da enerji ve güç dengeleri yeniden şekilleniyor
Dünya kamuoyu Gazze, Ukrayna ve Güney Çin Denizi’ndeki sıcak krizlere kilitlenmişken, Orta Doğu’da sessiz fakat son derece önemli bir yeniden yapılanma yaşanıyor. Üstelik bu değişim, sınırlar ya da ordular üzerinden değil, petrol boru hatları, limanlar ve modern ekonomilerin atardamarı olan ham petrol üzerinden şekilleniyor.
Dünya kamuoyu Gazze, Ukrayna ve Güney Çin Denizi’ndeki sıcak krizlere kilitlenmişken, Orta Doğu’da sessiz fakat son derece önemli bir yeniden yapılanma yaşanıyor. Üstelik bu değişim, sınırlar ya da ordular üzerinden değil, petrol boru hatları, limanlar ve modern ekonomilerin atardamarı olan ham petrol üzerinden şekilleniyor.
Geçtiğimiz hafta, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin özel temsilcisi Hamid El-Şatri başkanlığındaki üst düzey Irak heyeti, Şam’a giderek Suriye Devlet Başkanı Ahmed El-Şaraa ile kritik temaslarda bulundu.
Terörle mücadele ve ticaret gibi standart başlıkların yanında, öne çıkan asıl konu ise 2003 Irak Savaşı’ndan bu yana atıl durumda olan Kerkük-Baniyas petrol boru hattının yeniden canlandırılması projesiydi.
Mühendislik ve finans gibi teknik detayların ötesinde, bu girişim Orta Doğu’nun kırılgan dengelerini altüst edebilecek yüksek riskli bir jeopolitik hamle anlamına geliyor: Irak’ın ihracat rotalarını yeniden şekillendirme, Kürt özerklik hareketlerini zayıflatma ve bölgedeki ittifak yapılarını kökünden değiştirme potansiyeline sahip.
Irak’ın çeşitlendirme ihtiyacı
Bugün Irak, günde yaklaşık 3,5 milyon varil petrol ihraç ediyor. Ancak bu akışın %85’ten fazlası Basra Körfezi’ndeki terminallere bağımlı durumda. Körfez’de çıkabilecek herhangi bir çatışma, ambargo ya da deniz güvenliği krizi, Bağdat’ın hayati gelir kaynaklarını bir gecede kurutabilir.
Tarihsel olarak Irak, kuzeyde Türkiye üzerinden uzanan Kerkük-Ceyhan boru hattını da kullanıyordu. Ancak bu hat, militan saldırılar, siyasi gerilimler ve nihayetinde 2023 yılında Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin Kürt petrolünü taşıyan hatla ilgili aldığı karar sonrası fiilen devre dışı kaldı.
İşte tam bu noktada, Kerkük-Baniyas hattının yeniden devreye alınması, Bağdat için hayati bir alternatif oluşturuyor:
• Suriye limanları üzerinden güvenli bir Akdeniz çıkışı sağlanacak,
• Körfez’deki riskler azaltılacak,
• Türkiye’ye olan enerji bağımlılığı da minimize edilecek.
Başlangıçta günlük 100 ila 150 bin varil arasında bir akış hedefleniyor. Ancak zamanla yapılacak onarımlar ve kapasite artırımlarıyla bu miktar çok daha yukarı çekilebilir.
Fakat mesele yalnızca boru hatlarıyla ilgili teknik bir mesele değil; aynı zamanda Kürtlere karşı siyasi baskı kurma, devlet otoritesini yeniden tesis etme ve bölgesel ittifakları yeniden dizayn etme meselesi.
Kürtler: Boru hattı ile kıskaca alınan hayaller
Irak’ın kuzeyinde, Erbil, Duhok ve Süleymaniye gibi bölgelerde büyük petrol sahalarını kontrol eden Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), yıllardır Türkiye’nin Ceyhan limanı üzerinden bağımsız petrol ihracatı yaparak fiili ekonomik özerklik sağlıyordu.
Ancak bu özerklik bugün ciddi bir tehdit altında.
Ceyhan hattı kapanmış durumda, Bağdat ise kuzey petrolünün kontrolünü tamamen eline almak için alternatif rotalar geliştiriyor.