Kiracı değil topluluk üyesi: Z kuşağı evden ne bekliyor?
ABD'de genç kiracılar, artık yalnızca barınacak yer değil, aynı zamanda ruh sağlığına iyi gelen, estetik beklentileri karşılayan, topluluk duygusu yaratan ve her yönüyle hayatlarını kolaylaştıran yeni nesil konutları tercih ediyor. Kendi içine kapalı, olanaklarla donatılmış ve sosyal yaşama alan açan yapılar, Z kuşağının kentle ilişkisini yeniden tanımlıyor.
ABD'de genç kiracılar, artık yalnızca barınacak yer değil, aynı zamanda ruh sağlığına iyi gelen, estetik beklentileri karşılayan, topluluk duygusu yaratan ve her yönüyle hayatlarını kolaylaştıran yeni nesil konutları tercih ediyor. Kendi içine kapalı, olanaklarla donatılmış ve sosyal yaşama alan açan yapılar, Z kuşağının kentle ilişkisini yeniden tanımlıyor.
Bir dönemler şehir hayatı, üniversite sonrası “temel bir daire kiralayarak” başlardı. Baby boomer’dan milenyuma kadar pek çok kuşak için bu geçerliydi. 1990'ların ortasından 2010’ların başına kadar doğan, 15 ila 30 yaş arasındaki bireylerden oluşan Z kuşağı için işler farklı yürüyor.
Bu kuşak, sadece bir konutta yaşamakla kalmıyor; yaşadığı binanın sunduğu hizmetler, tasarımı, estetik uyumu ve topluluk hissiyle birlikte tüm bir yaşam tarzı satın alıyor.
Zillow verilerine göre, ABD’deki son kiracıların yüzde 47’si Z kuşağından oluşuyor. Bu kuşak, aynı zamanda toplam kiracıların dörtte birini temsil ediyor. Harvard Üniversitesi Konut Araştırmaları Ortak Merkezi'nden Alexander Hermann’a göre, 2023 itibarıyla ülkede 9,1 milyon Z kuşağı kiracı hane var.
Sadece ev değil deneyim istiyorlar
Apartman kompleksleri artık havuz, spor salonu, ortak çalışma alanı, sosyal salonlar ve hatta evcil hayvan kuaförleriyle donatılıyor. Tüm bu olanaklar, genç kiracıların hem gündelik ihtiyaçlarını karşılıyor hem de sosyal bir çevre yaratıyor.
Zillow’un kira eğilimleri uzmanı Emily McDonald, “Z kuşağı kiralamayı Uber çağırmak kadar hızlı ve sorunsuz bir süreç olarak görüyor" diyor.
Max Eulenhoefer, Josefina Londono, Christian Rivera ve Emaan Yusuf gibi gençler, bu yeni konut tarzının öncüsü.
Bir binanın sunduğu her şey: Huzur, kolaylık, sosyal çevre
Max, Florida’dan taşınırken Instagram’da gördüğü Lumaire ilanıyla yeni evine aşık oldu. Kat planlarını çevrim içi inceledi, binayı gezdi, stüdyo dairesini seçti, başvurusunu yaptı ve birkaç gün içinde taşındı. Josefina ise New York’ta yaşadığı kiralık travmalarından sonra Manhattan’dan Brooklyn’e geçti. “Beni iyi hissettirecek bir yerde yaşamalıyım, çünkü ben iyi olmazsam kurduğum şirket de olmaz" diyor.
Christian, Arizona’dan Phoenix’e taşındıktan sonra şirketinin sağladığı geçici konutu kalıcı seçti. Emaan ise Houston’da öğrenci; ortak yaşamdan yalnız yaşama geçerken binalarını değiştirmeden sürdürülebilirliği tercih ediyor.
Z kuşağı için konut, ruh sağlığına yatırım
Corey Seemiller, Z kuşağının toksik ortamlardan uzaklaştığını, kendilerine iyi gelen mekânlara yöneldiğini söylüyor. Max’in eski kiralık ev deneyimi “tam bir izolasyon” iken, Lumaire ile birlikte “yenilenmiş bir yaşam hissi” doğmuş. Josefina, ağır enerjili eski apartmanlardan çıkıp hafif ve aydınlık hissettiren bir eve geçince işine de odaklanabilmiş.
Emaan içinse zorlu tıp öncesi eğitim hayatı, doğru yaşam alanı sayesinde daha yönetilebilir hâle gelmiş durumda.