Küçük Alışkanlıklar Büyük Değişimlere Yol Açabilir Mi?
Kötü alışkanlıklar kazanmaktan kaçındığımız gibi iyi alışkanlıklar oluşturmaya daha fazla zaman ayırmalıyız. Çünkü insan alışkanlıklarıdır. Doğru alışkanlıklarla daha üretken ve hayattan daha çok keyif alan insanlar olabiliriz.
Ankara’dan İstanbul’a havalanan bir uçak hayal edin. Kalkıştan hemen önce uçağı yalnızca 3 derece sağa kaydırırsanız düz bir çizgide uçmaya devam etse bile hedefi sapabilir ve İstanbul yerine Bursa'ya ulaşabilir. Aynı durum alışkanlıklarımız için de geçerlidir. Alışkanlıklarımızdaki küçük değişiklikler, hayatımızın gidişatını uzun yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda bile fark edemeyeceğimiz kadar değiştirirler. İnsanlar, alışkanlıklarıdır.

Hedefler Yerine Sistemlere Odaklanmak Gerekir
Genel olarak peşinden koştuğumuz herhangi bir hedefte, büyük bir başarının kitlesel eylemlerle mümkün olduğunu düşünürüz. Hayatımızda diğer insanların dikkatini çekecek kadar büyük sıçrayışlar yapmayı bekleriz. Oysa inanılmaz bir değişimi yapan ilk başta fark edilmeyen küçük iyileştirmelerdir. Biraz matematiği kullanacak olursak hayatımızda bir yıl boyunca her gün %1 iyileştirme yaparak, şu anki halimizden yaklaşık 38 kat daha iyi olabiliriz. Aynı şekilde her gün %1 geri gidersek grafikteki 0 noktasına yaklaşacağız. Alışkanlıklarımız yüzünden stres gibi olumsuzluklar bize karşı birleşebilir. Aynı şekilde üretkenlik ve beceriler gibi olumlu özellikler de bizim yanımızda saf tutabilir. Aslına bakarsak başarı, hayat boyu bir kez gerçekleşen sıçrama anı değil günlük alışkanlıkların bir ürünüdür. Hedefler yerine sistemlere odaklanmak gerekir. Hedef başarmak istediğimiz sonuçtur. Sistem ise sonuçlara yol açan süreçlerle ilgilenir. Geleneksel görüş; hayatta istediğimiz her şeyi elde etmenin, daha sağlıklı olmanın, başarılı bir iş kurmanın, aynı zamanda iyi ilişkiler kurmanın en iyi yolunun gerçekçi hedefler belirlemek olduğunu öne sürer. Ancak hedefleri tamamen göz ardı edip yalnızca sisteme odaklansaydık yine de başarılı olur muyduk? Bu soruya cevabımız kesinlikle "evet" olmalıdır.
Çünkü; yalnızca hedeflere sahip olmanın bazı çıkmazları vardır. Başarılı ve başarısız insanlar aynı hedefleri paylaşabilirler. Bu yüzden hedef, kazananları kaybedenlerden ayıran şey olamaz. Bir hedefe ulaşmak hayatımızı yalnızca bir an için değiştirir. Hedefler bir yön belirlemek için iyidir ancak ilerleme kaydetmek için en iyisi sistemlerdir. Alışkanlıklarımızı değiştirmedeki sorun biz değiliz. Aynı kötü alışkanlığı uzun süre tekrarlamamızın nedeni değişmek istemememiz değil, değişim için yanlış sisteme sahip olmamızdır. Atomik alışkanlıklar zamanla artımlı olumlu sonuçlar üretmek için biriken küçük rutinler ve davranışlardır. Büyük atılımlar küçük iyileştirmelerden daha fazla dikkat çekme eğilimindedir. Ancak; asıl önemli olan günlük olarak algıladığımız küçük kararlar ve eylemlerdir. Atomların moleküllerin yapı taşları olduğu gibi atomik alışkanlıklar da dikkate değer sonuçların yapı taşlarıdır. Davranış değişikliğinin üç katmanı vardır: İlk katman sonuçları değiştirir. Kilo vermek, kitap yazmak ve madalya kazanmak gibi. Sonuçlar elde edilen şeylerdir. İkinci katman süreci değiştirir. Günlük okuma alışkanlığı geliştirmek ya da egzersiz rutini oluşturmak gibi. Üçüncü katman ise kimliği değiştirir. İnandığınız şeyler dünya görüşünüzdür. Çoğu insan sonuçlara odaklanır, ancak alışkanlıklarınızı değiştirmenin en iyi yolu istediğiniz sonuçlar yerine olmak istediğiniz kişiye odaklanmaktır. Hayatınızda istediğiniz bir şey kimliğinizin bir parçası olduğunda davranışlarınız doğal olarak değişecektir.