KOBİ’ler neden ihracat yapmalıdır?
KOBİ’ler neden ihracat yapmalıdır?
Yabancı paraların Türk Lirası karşısında değer kazanmaları, işletmelerin ihracata olan ilgisini her zaman arttırmıştır.
Her ne kadar son zamanlarda Türk Lirasının olması gerekenden daha değerli tutulduğu ve özellikle ABD doları ile Avro değerlerinin Türk Lirası karşısında düşük kaldığı söylense de ihracata dönen yüzlerin sayısı gittikçe artmaktadır.
Ancak ihracata yönlenmede görülen en önemli unsur ne yazık ki iç pazarda yaşanılan daralmadır.
Neden ne yazık ki diye bir ifade kullandım?
Çünkü ihracata bu şekilde yönelen işletmelerin ezici bir çoğunluğu maalesef birkaç ihracat denemesinden sonra başarısızlıkla yüzleşince ihracat yapmaktan vazgeçmektedir.
Ya da iç piyasada işlerin düzelmesi, bu tür işletmelerin hızla iç pazara dönerek ihracatı arka plana atmalarına neden olmaktadır.
Oysa sürdürülebilir bir ihracat, işletmelerin hem daha sağlıklı bir finans yapısına sahip olmalarına hem de ticari ve politik risklere karşı daha dirençli olabilmelerine imkân vermektedir.
Dövizle yapılan ihracat, ithalata bağlı olan ekonomimizde bizlere dövizle satın almada rahatlık getirir.
Daralan piyasa sonucu düşen kapasite kullanım oranı ihracatla yükselir.
Artan taleple beraber gelen kalite gereksinimine uyum hem iş süreçlerimizi iyileştirir hem de verimliliğimizi arttırır.
Doğal olarak işletmemizin rekabet gücü yükselir.
TUİK verilerine göre 2023 yılı sonu itibariyle 3.713 milyon KOBİ bulunmaktadır.
Bunlar da tüm **girişimlerin % 99,7’**sini oluşturmaktadır.
Öte yandan KOBİ’ler, işgücünün % 70,5’ini istihdam etmekle beraber üretimin sadece % 41,6’sını üretmekte, cironun % 47,4’ünü yapmakta ve ücretlerin % 47,9’unu ödemektedir.
Ayrıca bu KOBİ’lerin sadece % 12,3’ü de imalat sanayi sektöründe faaliyet göstermektedir ki bu da 456.700 adet üretici işletme eder.
Ancak ve ne yazık ki ekonomimizde yer alan bu 456.700 adet üretici KOBİ’nin ihracat yapan kısmı ise olması gereken sayının epeyce altındadır.
2024 yılı sonu itibariyle ihracat yapan işletmelerimizin sayısının 140 bin gibidir ve bunların da önde gelen ilk 1.000 adeti Türkiye ihracatının % 64’ünden fazlasını yapmaktadır.
Bu ihracatçıların en son bininci sırada yer alıp en düşük ihracat yapanının da 32 milyon ABD doları ihracat yaptığını gördüğümüzde KOBİ olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Her ne kadar TÜİK, ihracatçı KOBİ’leri çalışan sayısı ile belirlediğini beyan etse de KOBİ tanımı belirtilirken hem ciro hem de istihdam sayıları ele almaktadır. Ben de bu yasal KOBİ tanımı kıstaslarıyla değerlendirme yapıyorum.
Ulusal çıkarlarımız ve ülke ekonomimiz açısından baktığımızda, KOBİ’lerin ihracata daha fazla yönelmelerinin sağlanması cirolarının yükselmesine, ekonomimizin büyümesine, istihdamın artmasına ve çalışan ücret ödemelerinin yükselmesine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. Olaya bu açıdan baktığımızda KOBİ’lerin ihracata daha fazla girmelerinin önemi çarpıcı bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
KOBİ’lerin ihracatta daha fazla yer alması hem ekonomiyi canlandırır hem de refahı ülke çapında yayar.
Tüm KOBİ’lerimize ihracata girdikleri, ihracatlarını arttırdıkları ve sürdürülebilir ihracatlara yelken açtıkları bir yeni yıl dilerim.