Küresel rekabet için Türkiye'nin fikri mülkiyet stratejisi
Günümüz ekonomisinde, fikri mülkiyet hakları, işletmelerin sürdürülebilir bir ekonomik büyüme hedefi ve küresel piyasalarda rekabet edebilmeleri için kilit bir rol oynuyor. Türkiye’nin de sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve yenilikçi bir toplum hedefi için, fikri mülkiyet bilincini daha yaygın hale getirmesi gerekiyor.
Günümüz ekonomisinde, fikri mülkiyet hakları, işletmelerin sürdürülebilir bir ekonomik büyüme hedefi ve küresel piyasalarda rekabet edebilmeleri için kilit bir rol oynuyor. Türkiye’nin de sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve yenilikçi bir toplum hedefi için, fikri mülkiyet bilincini daha yaygın hale getirmesi gerekiyor.
Gün+Partners avukatı Hande Hançar Forbes Türkiye için yazdı
26 Kasım 2024, 14:40 Güncelleme: 03 Ekim 2025, 15:38
Dünyanın önde gelen ekonomileri, kalkınma planları çerçevesinde, fikri mülkiyete yönelik etkin ve kapsamlı yatırımlar yapıyor. Türkiye’nin de sürdürülebilir bir ekonomik büyüme ve yenilikçi bir toplum hedefi için, fikri mülkiyet bilincini daha yaygın hale getirmesi ve bu alanda güçlü bir ekosistem kurması gerekiyor. Son yıllarda gelişmeler gözlemlense de fikri mülkiyet bilinci hâlâ güçlendirilmesi gereken bir alan.
Türkiye’de fikri mülkiyet mevzuatı, özellikle, 2017 yılında Sınai Mülkiyet Kanununun da yürürlüğe girmesi ile uluslararası normlar ve standartlar ile birebir uyumlu hale geldi. Bunun yanı sıra teknolojik gelişmeler ve girişimcilik ekosisteminin büyümesi, fikri mülkiyetin önemine dair farkındalığı artırdı. Özellikle teknoloji transfer ofisleri, üniversiteler ve girişimcilik merkezleri bu bilincin yayılmasında önemli rol oynuyor.
Bununla birlikte; pek çok işletme, fikri mülkiyet haklarının ekonomik büyüme, yenilikçilik ve yaratıcılığı koruma üzerindeki kritik rolünü tam anlamıyla kavrayamadı. Bunun yanında, bir kısım işletmenin de yenilik ve yaratıcılık odaklı bir yaklaşım yerine kopyalama ve taklit faaliyetlerinde öne çıkması, Türkiye'nin bu alandaki potansiyelini ve imajını olumsuz etkiliyor.
Hukuki çerçeve, fikri mülkiyet haklarının korunması için sağlam bir temel sunsa da uygulamadan kaynaklanan bazı engeller bulunduğundan etkin bir hukuki koruma sağlanması için bazı iyileştirmelerin yapılması gerekiyor.
Örneğin, özel fikri mülkiyet uzmanlık mahkemeleri bulunmasına rağmen, bu mahkemelerde görev yapan hakimlerden bazılarının- hakimlerin atanması sistemi sebebiyle- bu alandaki uzmanlık bilgisinin sınırlı olması önemli bir engel. Bu durum, gecikmelere, tutarsız kararlara ve verimsizliklere yol açıyor. Mahkeme süreçlerinin genel olarak bilirkişi raporları üzerinden ilerlemesi de yargılama sürelerini geciktiriyor. Ancak, bazı kapanan ihtisas mahkemelerinin yeniden açılması, yeni mahkemelerin kurulması ve mahkemelere ilgili alanda daha tecrübeli hakimlerin olumlu bir gelişme. Bütün bunların yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının, Adalet Bakanlığı ile etkileşimde bulunma çabaları, ayrıca Adalet Bakanlığı'nın hakimler için gerekli eğitimi sağlama girişimleri, hakimler arasındaki bilgi eksikliğinin giderilmesine yönelik çabaları gösteriyor.
