Küresel ısınma ve insani atıklar Baltık Denizi'ndeki doğal hayatı durma noktasına getiriyor
Baltık Denizi ekosisteminin karşılaştığı en büyük sorunlar arasında yer alan ötrofikasyon nedeniyle özellikle karadan gelen fosfor, azot ve diğer besin maddelerinin büyük oranda artması sonucu yosun ve plankton sayısında artış meydana geliyor.
Küresel ısınma ve insani atıklar, son zamanlarda güvenlik endişelerinin odağındaki Baltık Denizi'ndeki doğal yaşamı durma noktasına getiriyor.
Anadolu Ajansının (AA) "Baltık Denizi" başlıklı üç bölümlük haber dosyasının son bölümünde, Baltık Denizi'nde doğal yaşamın karşı karşıya olduğu tehditler ve Avrupa Birliği (AB) ile denize kıyısı olan ülkelerinin bu konudaki politikaları ele alındı.
Baltık Denizi'ndeki doğal yaşam, son yıllarda küresel ısınmanın artan etkileri, insani atıklar ve coğrafi koşullar gibi nedenlerle tehlike altında.
AB ile Baltık Denizi'ne kıyısı olan İsveç, Finlandiya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Almanya ve Danimarka, bu tehlikelere karşı önlem almaya çalışıyor.
📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
İsveç, Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Almanya ve Danimarka, Baltık'ın korunması için kurulan Baltık Deniz Çevresi Koruma Komisyonu (HELCOM) üyesiyken, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasının ardından 4 Mart 2022'de, Moskova'ya tepki olarak Komisyonun düzenli toplantılarına katılmayacaklarını ve faaliyetlere "stratejik ara verdiklerini" açıkladı.
Ancak Helsinki Komisyonu olarak da bilinen HELCOM, balıkların, kuşların, memelilerin ve belirli habitatların korunması hedefini içeren 2021 Baltık Denizi Eylem Planı dahil faaliyetlerinde herhangi bir sorun olmadığını, her şeyin planlandığı gibi devam ettiğini belirtiyor.
Küresel ısınma ve doğal sebeplerin Baltık ekosistemine etkisi
Baltık Denizi ekosisteminin karşılaştığı en büyük sorunlar arasında ötrofikasyon yer alıyor. Bu süreçte, özellikle karadan gelen fosfor, azot ve diğer besin maddelerinin büyük oranda artması sonucu yosun ve plankton sayısında da artış meydana geliyor.
Su yüzeyinde toplanan yosun ve mikroskobik organizmalar, güneş ışınlarını engelleyerek su altı yaşamı için hayati önem taşıyan oksijen emilimini engelleyebiliyor.
Küresel ısınmanın da Baltık Denizi ekosistemi üzerinde olumsuz etkileri bulunuyor. Bu bağlamda, Baltık'ta su sıcaklığı ve deniz seviyesinin yükselmesi, buz örtüsünün ise azalması öngörülüyor.
Baltık Denizi'nin tuzluluk oranında azalma eğilimi göze çarparken ekosistemde oksijen eksikliğinin artacağı ve suyun daha asidik hale geleceği tahmin ediliyor. Bu değişimlerin, Baltık Denizi ekosisteminin dayanıklılığını azaltacağı ve buradaki doğal yaşamın hayatta kalma oranlarını olumsuz etkileyeceği uyarısında bulunuluyor.