Lojistiğin yeni paradigmaları
Küresel ticaretin hızlandığı, tedarik zincirlerinin kırılganlaştığı ve teknolojinin oyunu yeniden tanımladığı günümüzde lojistik sektörü, stratejik bir değer yaratma alanı haline geliyor. Türkiye, doğru stratejilerle bu yeni paradigmaların merkezinde yer alabilir ve küresel ölçekte bir lojistik üs olma potansiyelini hayata geçirebilir.
Küresel ticaretin hızlandığı, tedarik zincirlerinin kırılganlaştığı ve teknolojinin oyunu yeniden tanımladığı günümüzde lojistik sektörü, stratejik bir değer yaratma alanı haline geliyor. Türkiye, doğru stratejilerle bu yeni paradigmaların merkezinde yer alabilir ve küresel ölçekte bir lojistik üs olma potansiyelini hayata geçirebilir.
02 Ekim 2025, 08:00
Teknolojik yenilikler, lojistiğin geleceğini hızla dönüştürüyor. Yapay zeka destekli öngörücü analitik, rota planlamasından talep tahminine, depolama stratejilerinden risk yönetimine kadar birçok alanda etkin kararlar alınmasını sağlıyor. Büyük veriyle çalışan algoritmalar sayesinde tedarik zincirleri daha öngörülebilir hale geliyor, şirketler ani dalgalanmalara daha hızlı uyum sağlıyor. Depoların akıllı sistemlerle donatılmasıyla birlikte mal hareketleri gerçek zamanlı takip edilebiliyor. Bu dönüşüm, depoları yalnızca stok alanı olmaktan çıkarıp stratejik operasyon merkezlerine dönüştürüyor.
Lojistikte insan kaynağı da olumlu bir dönüşüm içinde. Gençlerin ve kadınların sektörde güçlenmesi lojistikte çeşitliliği ve kapsayıcı yönetim anlayışını güçlendiriyor. Kadınların daha fazla dahil olmasıyla birlikte operasyonel disiplin, müşteri odaklı yaklaşım ve kriz yönetiminde dayanıklılık artıyor. Bu değişim yalnızca insan kaynağı çeşitliliği yaratmıyor, kurumsal kültürü de dönüştürüyor.
