McDonald's barış teorisi çöktü: Jeopolitik dönüşümler ve dron duvarları
Küreselleşmenin ve liberal ajandanın hayal ettiği dünya artık çok uzaktadır. Berlin Duvarı'nın yerini "Avrupa Dron Duvarı" alırken, 2026 ve sonraki yıllar muhtemelen bir önceki yıldan daha tehlikeli bir konjonktürle gelecektir.
Hudson Enstitüsü Kıdemli Savunma Analisti Dr. Can Kasapoğlu, 2025’te değişen savaş doktrinlerini, Türk savunma sanayisindeki gelişmeleri ve 2026’ya yönelik küresel savunma beklentilerini AA Analiz için kaleme aldı.
***
Yaklaşık 36 yıl önce Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla sembolleşen jeopolitik kırılma, yalnızca Soğuk Savaş'ın sonunu değil; belki de yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyordu. Berlin Duvarı'nın yıkılmasından bir yıl sonra Rusya'da ilk McDonald's restoranı açıldı. Rusya'dan 7 yıl sonra da Ukrayna aynı restoran zinciriyle tanıştı. Demir Perde artık demokrasi konuşurken hamburger yiyebilecekti. Bu sırada bir yandan da Avrupa siyasi entegrasyonu hızla devam etmekteydi. 1990'ların sonunda, liberal küreselleşmeci trendler heyecan uyandırıyordu. Thomas Friedman, hem 1996'da The New York Times'da yayımlanan makalesinde hem de 1999’da çıkardığı "The Lexus and the Olive Tree" başlıklı kitabında meşhur "McDonald’s Barış Teorisi" temellerini dile getirecekti: Küreselleşme ve ekonomik entegrasyon o kadar güçlüydü ki McDonald’s restoranlarına ev sahipliği yapan iki ülke hiç savaşmamıştı.
📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Oysa globalist-liberal hayaller, yerini realpolitik gerçeklere baş döndüren bir hızla bırakacaktı. 2022'nin karlı bir şubat gününde, Rusya Federasyonu Silahlı Kuvvetleri, Ukrayna'ya girdi. Ocak 2025'te bir füze saldırısında ise Ukrayna’da açılan ilk McDonald’s bir Rus füze taarruzuna maruz kaldı. Eylül 2025'te Polonya hava sahasında vurulan, Rus-İran yapımı Şahid-Geran ailesinin bir türevi olan Gerbera dronları, Avrupa'nın bir dron duvarıyla örülmesi planlarını da hızlandırdı. Dünya hızla çatışmalar sarmalına sürüklenmekteydi.
Çatışmanın yeni yüzü
2025 yılı, küresel ölçekte çatışma riskinin bir önceki yıla kıyasla belirgin biçimde arttığı, Rusya–Ukrayna Savaşı'nı sona erdirecek kalıcı bir formülün ise hala ufukta görünmediği bir döneme işaret etmektedir. Avrupa, uzun süredir ertelediği sert jeopolitik gerçeklerle yüzleşirken, süregelen çatışma, modern harp anlayışında derin bir kırılmayı da beraberinde getirmiştir. Orta Doğu da çatışmalara ev sahipliği yapmayı sürdürmektedir. İran-İsrail harbi artık bir siyasi-askeri kurgu değil, vakıadır. Tayvan senaryolarıysa dünyanın üzerinde oturduğu saatli bombadır.
Rusya-Ukrayna cephesi, geleneksel askeri unsurlarla ileri teknolojiye dayalı sistemlerin aynı muharebe sahasında iç içe geçtiği hibrit bir savaş laboratuvarına dönüşmüştür. Bu bağlamda, robotik sistemler her iki tarafın da harekat konseptlerinde merkezi bir rol üstlenmiştir. Ukrayna kaynaklarına göre Kiev yönetimi, FPV tabanlı platformlar odaklı olmak üzere, aylık 200 bin adedin üzerinde insansız hava aracı üretim kapasitesine ulaşmıştır. Sahadan derlenen veriler ve operasyonel analizler, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri tarafından imha edilen veya etkisiz hale getirilen Rus unsurlarının yaklaşık yüzde 60-70’inin taktik silahlı insansız hava aracı (SİHA) sistemleriyle hedef alındığını ortaya koymaktadır. [1] Öte yandan, sihirli silahlardan söz etmediğimiz açıktır. Yine aynı çalışmalar, yüzde 60 ila 80 arasındaki FPV SİHA'nın, hedeflerine ulaşmadan imha edildiğini ortaya koymaktadır. Taktik segmentte dronlar, özetle FPV'ler, çok sayıda üreyen ancak yavrularının da çoğunu kaybeden biyolojik türlere daha çok benzeme eğilimindedir. Bu nedenle, ucuz birim maliyeti ve yüksek endüstriyel çıktı denklemi, yüksek birim maliyeti ve en yüksek teknoloji ancak daha az endüstriyel üretim denklemine üstünlük sağlayabilmektedir.