"Küresel Isınma" dünyamızın geleceği için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Yenilenebilir enerji kullanıldığında küresel ısınmaya etkisi fosil yakıtlara göre oldukça azdır. Buna rağmen insanlar yenilenebilir enerji yerine hala eski tarz fosil yakıtları kullanıyor. Bu durumun nedeni nedir? Fosil yakıtlar ve yenilenebilir kaynakların etkisi nedir?

Fosil yakıtlar dünya enerji üretiminin %60.6'sını karşılıyor. Bunun %40’ını doğalgaz, %20'sini kömür, geri kalanını petrol ve türevleri oluşturmaktadır. Doğaya bu kadar zararlı olmasına karşın fosil yakıtların verimi yüksek ve maliyeti düşüktür. Bu sebepten ekonomik olarak daha kullanışlıdır. Öte yandan çoğu enerji sistemi fosil yakıtlarla çalışmaya uyarlanmıştır. Yani özetleyecek olursak insanlar alışkanlıklarından vazgeçemediği ve parasını harcamaya kıyamadığı için hala fosil yakıtları kullanmak zorundayız. 

NÜKLEER ENERJİNİN BİLİNMEYENLERİ

Nükleer enerji konusunda ise durum biraz daha farklıdır. Nükleer enerji diğer enerji türlerine nazaran verim ve maliyet açısından daha kullanışlıdır. Aynı zamanda doğayı fosil yakıtlardan daha az kirletir. Fakat nükleer enerjinin atıklarını saklamak oldukça zordur. Bir diğer kullanılmama sebebi ise oluşabilecek aksiliklerdir. Oldukça güvenli olmasına karşın doğal afetler veya ardı ardına yaşanan talihsizlikler sonucu ortaya çıkan kazalar oldukça ölümcül olabiliyor. Fukuşima ve Çernobil nükleer krizlerinin dünyaya zararlı etkileri hala sürmektedir. 

Yenilenebilir enerji kaynaklarının çevreye etkisi diğer iki kaynağa göre yok denecek kadar azdır. Fakat diğerlerine kıyasla verimi oldukça düşük, maliyeti oldukça fazladır. Aynı miktar, bir enerjiyi üretmek için güneş enerjisi ile kömürü kıyasladığımızda kömür 4,5 kat daha ucuza üretebiliyor. Bu da ekonomik olarak fosil yakıtları oldukça kullanışlı kılıyor. Aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarının santrallerinin her koşula uyumlu olmaması da bu sebeplerden bir tanesidir. Örnek vermek gerekirse güneş ışınlarının dik gelmediği bir yere güneş paneli yapmak mantıksız bir seçenek olarak görülür. Dünyada enerji kullanımı yüksek olup güneş ışığını oldukça az alan ülkeler mevcuttur. Belçika ve Hollanda bu örnekler arasındadır. Yağmurlu bir iklim kuşağı olan bu ülkelerde güneş panelleri kullanmak oldukça verimsizdir. Tıpkı güneş panellerinde olduğu gibi rüzgâr ve jeotermal enerji için de aynı durumlar geçerlidir. Yani tamamen yenilenebilir enerjiye geçmek oldukça zaman alacak bir süreci bize imlemektedir. 

Tüm bu bilgiler ışığında yenilenebilir enerjinin ekonomik etkisi yüzünden önümüzdeki 10 sene içinde dünyadaki enerji ihtiyacının tamamının yenilenebilir kaynaklardan karşılanmasını bekleyemeyiz. Fosil yakıtlar ve nükleer enerji muhtemelen bir süre daha hayatlarımızı etkilemeye devam edecek. Elbette önümüzdeki günlerde daha düşük maliyetli bir yenilenebilir enerji kaynağının keşfi veya halihazırda var olan yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetinin düşmesi durumunda işler değişebilir. Bilimin bize bu konuda neler göstereceğini önümüzdeki yıllarda göreceğiz.