PKK’nın fesih oyunu, jeopolitik stratejiler ve Türkiye için gelecek yol haritası
PKK’nın kongre kararıyla feshedildiği açıklansa da ne bu kongrenin yapısı şeffaftır, ne karar mekanizması demokratik, ne de uygulanabilirliği güven vericidir.
PKK’nın kongre kararıyla feshedildiği açıklansa da ne bu kongrenin yapısı şeffaftır, ne karar mekanizması demokratik, ne de uygulanabilirliği güven vericidir.
13 Mayıs 2025, 10:42 Güncelleme: 13 Mayıs 2025, 11:41
PKK’nın 45 yıllık silahlı mücadeleye “nokta koyduk” açıklaması, yüzeyde barışçıl bir dönüşüm izlenimi yaratıyor. Ancak meselenin görünen kısmıyla yetinmek, Türkiye’nin ulusal güvenliğini ve bölgesel dengeleri derinden etkileyecek stratejik bir oyunu göz ardı etmek olur. Zira bu “fesih” kararı, hem bölgesel hem küresel aktörlerin yeniden şekillendirdiği Orta Doğu haritasında PKK’nın rolünü sadece dönüştürmekte, sahadan silmektense yeniden şekillendirmektedir.
“Fesih” gerçekten fesih mi, yoksa taktiksel maske mi?
PKK’nın kongre kararıyla feshedildiği açıklansa da ne bu kongrenin yapısı şeffaftır, ne karar mekanizması demokratik, ne de uygulanabilirliği güven vericidir. Fesih kararıyla eş zamanlı olarak örgütün kadrolarının, ideolojik hattının ve stratejik hedeflerinin yerinde duruyor olması, bu hamlenin daha çok Batı nezdinde meşruiyet kazanma ve Türkiye içinde siyasi manevra alanı açma girişimi olduğunu düşündürmektedir.
PKK, yıllardır kullandığı “çok başlı yapı” stratejisiyle, bir kolunu sivil siyasete, diğerini sahada silahlı varlığa tahsis ederek hem Batı’nın hem bölge ülkelerinin desteğini dengede tutmayı hedefledi. Bugün de aynı stratejiyi daha rafine bir versiyonla sürdürüyor olabilir.
“Eski PKK bitti, yeni yapı başlıyor”
PKK’nın fesih açıklamasını Washington’un Orta Doğu’da kurmak istediği yeni denklemden bağımsız düşünemeyiz. ABD, artık uluslararası kamuoyunda “terör örgütü” olarak damgalanmış, kirli geçmişi olan yapılarla açıkça yan yana durmak istemiyor. Bunun yerine, daha yumuşak kimlikli, sivil görünümlü, yerel halkı temsil ettiği izlenimi veren ama nihai hedeflerinden sapmayan yapıların inşasına yönelmiş durumda.
Bu bağlamda:
- Suriye’de YPG'den dönüşen SDF, yerini daha kurumsal bir “özerk yönetim” yapısına bırakacak. Şam yönetimiyle anayasal bir çerçeve içinde tanınan bir bölgesel yönetim formülü geliştiriliyor. PKK kadrolarının bir kısmı bu yapıya kaydırılıyor.
- Irak’ta 2017’de başarısız olan bağımsızlık referandumu yerine, daha sakin, diplomatik, ekonomik ve kültürel yöntemlerle Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin uluslararası meşruiyeti ve kapasitesi artırılıyor. Türkiye ile kurulan enerji ve ticaret bağları, bu planın önemli sacayaklarından biri.
- İran’da PJAK üzerinden kurulan ama aktif hale getirilmeyen yapı, Tahran rejiminin zayıflaması halinde Batı’nın elindeki stratejik kozlardan biri olarak beklemede tutuluyor.
