Tarihin başlarından bugüne kadar ölen erkek, kadın ve çocukların yarısının ölüm sebebi sıtma. 2500 yıldır bütün kıtlık, kuraklık ve diğer salgınlardan daha güçlü ve önüne gelen her şeyi yavaş yavaş yutan bir kara bulut. 

Sıtma paraziti, grip ya da vebanın meteor yağmuru gibi aniden saldıran akıncı ordularının aksine, insanları ani bir şekilde öldürmez. Çoğunlukla bünyeyi zayıflatır,  kansızlığa yol açar, bağışıklık sistemini çökertir.

Sıtmanın insanlarla tanışması, muhtemelen, tatlı patates ve diğer nişastalıları yetiştirmek amacıyla ilk yağmur ormanını yok eden Afrikalı çiftçilerin eliyle oldu. Sıtma Afrika dışına çıktıktan sonra M.Ö. 5.yy’da "Hastalıkların Kralı" olarak adlandırıldığı Hindistan'a yerleşti. Avrupa’da ilk büyük salgın 1. yüzyılda, Romalı yurttaşları besleyen verimli ve bataklık bir tarla olan Campagna Romana'da meydana geldi. Bunu izleyen beş yüzyıl boyunca sıtma, Romalılar için korkunç bir baş belası olarak Roma’da kaldı. 

Afrika'dan köle gemileriyle Yeni Dünya’ya gelen sıtma, Karayipler'in ve Latin Amerika'nın alçak kıyı bölgelerinin yerlilerini yok etti. Etkisi o kadar büyüktü ki,  Latin Amerika kıyılarında sadece Afrikalılar yaşamaya ve kendi kültürlerini yaşatmaya başladılar. 

Antik Yunan'ın, Roma'nın çöküşünde etkili bir rol oynayan sıtma, Büyük lskender'den Amerikalı General Westmoreland'inkine kadar birçok ordunun en büyük düşmanı olmuştur. 

1957 yılında Dünya Sağlık Örgütü sıtmanın yok edilmesini ulaşılabilir bir hedef olarak kabul etti. Sivrisineklerin öldürülmesi için geliştirilen DDT ilacı sıtmayı kısa vadede zayıflattı ama kuşları, balıkları ve anne sütünü zehirledi. Dünya Sağlık Örgütü, sıtmanın alanını geçici olarak yüzde 80 oranında daraltmayı başardıysa da, sıtma paraziti Sri Lanka Guyana, Hindistan gibi ülkelerde, DDT’ye dirençli yeni yavrular üredi. Brezilya'da yıllık sıtma vakaları, son yirmi yılda 50 binden 600 bine sıçradı.

Günümüzde sıtma, Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarıyla, daha sınırlı yayılan ama çok daha zalim bir hastalık haline gelmiştir. Sıtma bugün bile her yıl yaklaşık 600 milyon insanın vücudunu işgal etmekte, her yıl 1 milyon Afrikalı bebeği öldürmektedir