Sırt ve bel ağrılarını önlemek ve hafifletmek için tavsiyeler
Her yaştan insanın sırt ve bel ağrılarını önlemede ve ağrıyla yaşamakta faydalı bulabileceği beş ipucu.

Kaynak, Getty Images/BBC
4 saat önce
Okuma süresi: 5 dk
Çoğu insan, yaşamlarının bir döneminde bel ve sırt ağrıları çekiyor. Genelde ağrılar birkaç hafta içinde geçse de, tekrarlanan ağrılar büyük bir soruna dönüşebiliyor ve günlük yaşamı zorlaştırıyor.
İnsan omurgası sadece göğüs kafesi ve kalça kemiklerine değil, aynı zamanda çok sayıda tendon, bağ, kıkırdak, kas ve sinir dokusuna da bağlı olduğundan, bu bölgelerin herhangi birindeki bir sorun sırt ağrısına neden olabiliyor.
İşte her yaştan insanın sırt ve bel ağrılarını önlemede ve ağrıyla yaşamakta faydalı bulabileceği beş ipucu.
Sırt mı, bel mi?
ABD'deki Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Ölçütleri ve Değerlendirme Enstitüsü araştırmacıları tarafından hazırlanan Küresel Hastalık Yükü (GBD) çalışmasının son versiyonuna göre, kronik bel ve sırt ağrısı çeken insan sayısının 2050'ye kadarki 30 yılda üçte birden fazla artması bekleniyor.
Yani, o zamana dek her 10 kişiden birinden fazlası bu ağrılardan etkilenecek.

Fotoğraf altı yazısı, İnsan omurgası normalde 33 omurdan oluşuyor. Kafatasının tabanından kalçaların üst kısmına kadar uzanıyor ve alttaki dokuz omur birbirine kaynaşıyor.
GBD'ye göre sadece inme, kalp ve akciğer hastalıklarıyla, yeni doğan bebekleri etkileyen hastalıklar, küresel sağlıkta daha fazla bir yük oluşturuyor.
Bel ağrısı daha sık görülse de, vücudun bu kısmı daha fazla hareketi destekleyip, daha fazla stres altında olduğundan, sırt, boyun ve omuz ağrıları da acı çekilmesine yol açabiliyor.
Tedaviden önce teşhis
Tıptaki tedaviden önce teşhis ilkesi sırt ve bel ağrıları için özellikle önemli. Çünkü birçok muhtemel nedeni olabiliyor ve bu da teşhis için tek bir test bulunmaması anlamına geliyor.
Doktorlar genelde ilk olarak, safra kesesi, böbrek hastalıkları ve bazı kanser türleri gibi yaşamı tehdit eden olasılıkları saf dışı bırakmaya çalışıyor ve teşhis fiziksel muayeneyle birlikte hastanın tıbbi geçmişinin kontrol edilmesi anlamına geliyor.
Eklem iltihabına yol açarak kıkırdağa zarar verebilecek kanser ya da enflamasyon kan testleri yoluyla teşhis edilebiliyor.
Teşhisin teyit edilebilmesi için, eklem, kemik, diskler, organlar ve yumuşak dokuları inceleyen röntgen, bilgisayarlı tomografi (CT), ultrason, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi yöntemler de kullanılabiliyor.
Çoğu bel ve sırt ağrısı hafif bir ağrı ve tutulma şeklinde hissediliyor. Fakat kas ya da bağ yırtılmaları keskin bir acıya yol açabiliyor.

Kaynak, Getty Images
Fotoğraf altı yazısı, Omurganın diğer kemiklerden daha hızlı uzaması çocuklarda büyüme ağrılarına neden olabilir.
Ağrının kalça ve bacaklara yayılması ve bu bölgelerde iğne batması hissi ya da uyuşukluk, bir tür sinir hasarına da işaret edebiliyor.
Kaslardaki elektrik faaliyetinin bir analizi olan elektro tanı da, kas ve sinir hastalıkları arasında ayrım yapabiliyor.
Bu teşhis yaklaşımı hem çocuklar hem de yetişkinler için geçerli.
Hindistan, İngiltere ve şu anda Almanya'da çocuk doktoru olarak çalışan omurilik cerrahisi uzmanı Dr. Areena D'souza BBC Dünya Servisine, anne ve babalar çocuklarını kendisine getirdiğinde neleri aradığını anlattı.
"Çocuklar sürekli ortalıkta hoplayıp zıplıyorlar. Benim şu soruların yanıtlarını bulmam gerekiyor:
- Bu aktiviteler sırasında incinme mi oldu?
- Kas ve iskelet yapısında herhangi bir gizli bozukluk var mı?
- Anne ve babalar da sırt ağrısı çekiyorlar mı?
- Dengeli besleniyorlar mı?"
Dr. Souza ayrıca "Bacaklarda ve dizlerde büyümeye bağlı ağrılar olur ama zaman zaman sırt ve belde de olabiliyor. Çünkü çocuğun omurgası, diğer kemiklerden daha hızlı uzayabiliyor" diye de ekliyor.
Sağlıklı psikoloji, sağlıklı vücut
Uzmanlar, bazı hastaların bel ve sırt ağrısının geri döneceği kaygısıyla çekinceli davranması nedeniyle iyileşmenin de durabileceğini vurguluyor.
İngiltere'deki Down2U fizyoterapi kliniğinin direktörü Adam Siu "Yeniden ağrı olabileceği kaygısı, herhangi bir omurga ya da kas sorunları olmasa bile, bel ve sırtın güvenli bir şekilde kullanımını etkiliyor" diyor.
"Korku, hastaları daha az aktif hale getiriyor. Hatta bazıları keyif aldıkları aktivitelerden vazgeçiyor."

Kaynak, Adam Siu
Fotoğraf altı yazısı, Adam Siu, bir eklem yüzeyi modeli kullanarak omurga disklerinin oturma veya eğilme hareketlerine nasıl tepki verdiğini gösteriyor.
Avustralya'daki Macquire Üniversitesi'nden fizyoterapi Profesörü Mart Hancock da "Bazı hastalar, sırt ve bellerine zarar vermekten o kadar çok korkuyorlar ki sosyal hayattan çekiliyorlar" diyor.
"Tüm bunları bir araya getirdiğinizde, sosyal stres, ağrı kaygısı ve bir parça rahatsız bel ya da sırtla birlikte aniden büyük bir soruna dönüşüyor."
Ve bütün bunlar da daha bütüncül bir yaklaşımı beraberinde getirdi.
Prof. Hancock "Dünya genelindeki bütün tedavi rehberlerinde, fiziksel, psikolojik ve sosyal faktörlerin ele alınmasından bahsediliyor" diyor.
"CFT (bilişsel fonksiyonel tedavi) hastaların ağrıya yol açan şeyleri öğrenmek için terapistleriyle konuşmalarını sağlıyor. Sonra da sevdikleri aktivitelere geri dönebilmeleri için aşamalı bir plan yapılabiliyor. Gerektiği durumlarda da terapistler, yaşam biçimlerinde değişiklik yapabilmeleri için hastalarla birlikte çalışabiliyor."
Harekete devam edin
Ağrıların geri dönmesinden duyulan korkuyla birlikte, bazı hastalar dinlenmenin iyileşmelerine yardımcı olacağını umuyor.
Fakat Britanya Omurilik Cerrahları Birliği'ne (BASS) göre, aktif kalmak ağrıyı önlemekte çok önemli ve son 10 yıldır yapılan araştırmaların çoğu, dinlenmenin iyileşme süresini uzattığını gösteriyor.
Siu "Omurga, omur adı verilen tek tek kemiklerden oluşur ve doğal olarak farklı bölümlerinde kıvrımlıdır" diyor.
"Bu kıvrımlar, bel kemiğinin vücudun ağırlığını ve hareketlerini desteklemesine yardımcı oluyor.
"Üstteki 24 omur esnektir ve her biri omurganın arkasında bir sonrakine faset eklemlerle bağlanır. Her omur arasında bir disk bulunur.
"Bu doğal yapıyı ve diskin şok emici işlevini zayıflatmamak için, uzun süre tek bir pozisyonda kalmamak çok önemli."
Fakat modern hayat, genellikle hareketsizliği getiriyor.
Ofislerde çalışanlar ekrandan kısa süreliğine uzaklaşabilir ve hareket edebilirken, birçok meslekte bunlar mümkün değil.
Siu "Kamyon şoförüyseniz, trafikte beklerken biraz esneme hareketleri yapmaya çalışın" diyor.
"Ağır kaldırma işleriyle uğraşan inşaat işçisiyseniz, yaralanmaları önlemek için kurallara uyun ve egzersizler için fizyoterapistlere danışın."

Kaynak, Getty Images
Fotoğraf altı yazısı, Fetüs büyüdükçe, anne adayları duruş, ağırlık dağılımı ve streste önemli değişimler yaşıyor.
Hamileler için öneriler
Hamilelik de ilk dönemlerinde bile sırt ve bel ağrılarına yol açabiliyor.
Gebe kaldıktan hemen sonra relaksin hormonunun üretimi artıyor.
Bu hormon doğuma hazırlık olarak leğen kemiğindeki bağları gevşetiyor ve rahim ağzını yumuşatıyor, fakat aynı zamanda omurgadaki bağ dokularını ve eklemleri gevşetip, belde rahatsızlığa yol açabiliyor.
Fetüs büyüdükçe, anne adayları duruş, ağırlık dağılımı ve streste önemli değişimler yaşıyor.
Bu ağrıları hafifletmek için şunlar yapılabilir:
- Dönme hareketlerinde omurganızı bükmemek için ayaklarınızı hareket ettirmeye çalışın.
- Ağırlığınızı eşit dağıtan ayakkabılar giyin.
- Hamilelik destek yastıkları ve iyi bir yatak, yeterli derecede dinlenmenize yardımcı olabilir.
Ne zaman ağrı kesici almalı?
Siu "Başlangıç aşamasında, hareket etmenize yardımcı olmak için reçetesiz satılan standart enflamasyon önleyici ilaçları almak sorun değil" diyor.
"Ancak bunları sadece birkaç hafta veya daha uzun süre alıyorsanız ve sürekli ağrıya yol açan nedene eğilmiyorsanız yaptığınız tek şey sorunu maskelemek.
"Ne yazık ki, yıllardır ilaç kullanan hastalar görüyorum."
Bazıları ağrıyı uyuşturmanın, sırt ağrısına neden olan sorunu daha da kötüleştirebileceğine inanıyor. Ancak BASS buna katılmıyor ve "Bu kesinlikle doğru değil" diyor.
"Vücudun çok güçlü koruyucu refleksleri var ve basit ağrı kesiciler bunları ortadan kaldırmaz."