Tarif yok, sos yok; şeflerin hayatlarını değiştiren yemek filmleri
Bazı filmler iştah açmaz; hatırlatır. Dünyanın önde gelen şefleri için bu yapımlar yemek sahnelerinden ibaret değil. Pişirme arzusunu, zanaati, sabrı ve neden hala mutfakta olduklarını yeniden hatırlatan sinemasal duraklar.
31 Aralık 2025 10:25 |Son Güncelleme: 31 Aralık 2025 10:25

Yemek filmleri çoğu zaman yanlış anlaşılır. Onları yalnızca “iştah açan sahneler”, “yakın plan soslar”, “parlayan tavalar” üzerinden okuruz. Oysa profesyonel bir şef için yemek, ekranda görüldüğü gibi romantik bir faaliyet değildir. Zamanla yarışır, bedeni yorar, zihni tüketir. Bu yüzden şeflerin gerçekten sevdiği filmler, çoğu zaman yemekten çok pişirme nedenini anlatan filmlerdir.
Bu yazı, şeflerin “beni acıktıran film” dediği yapımları bir öneri listesi olarak değil; mutfağın anlamını yeniden kuran anlatılar olarak ele alıyor. Ortak soru şu:
Bir insan neden, onca zorluğa rağmen halen yemek yapmaya devam eder?
**YEMEĞİN AŞIRISI; ZEVK Mİ, ÇÜRÜME Mİ?
****La Grande Bouffe (1973)
**Yönetmen Marco Ferreri’nin bu filmi, gastronomiyle kurulan en rahatsız edici ilişkilerden birini anlatır. Yemek burada besleyici değil, yıkıcıdır. Ruth Rogers’ın bu filme duyduğu ilgi, tam da bu yüzden anlamlıdır. Çünkü profesyonel mutfak, zaman zaman bu uç noktaya yaklaşır; haz ile yorgunluk, tutku ile tükenmişlik arasındaki çizgi silikleşir.
“La Grande Bouffe”, yemeği kutsamaz. Aksine, yemeği bir sınav alanı haline getirir. Şeflerin bu filmi hâlâ konuşuyor olması, mutfağın yalnızca estetik değil, felsefi bir mesele olduğunun kanıtıdır.
1 10

**MUTFAĞIN ÇOCUKLUK HALİ
****Good Burger (1997)
**Şef Charlie Mitchell’ın bu filme bağlanması, aslında pek çok şefin gizli hikayesi olması. Çocukken mutfağa ilgi duyan ama ciddiye alınmayan çocuklar… Good Burger, “iyi yemek”ten çok, yemekle kurulan saf ilişkiyi anlatır.
Ed karakteri bir şef değildir. Ama şeflerin çoğu, bir noktada Ed’dir; kendi dünyasında, başkalarının önemsemediği bir şeye tutkuyla bağlanan biri. Bu film, mutfağın ilk halini hatırlatır; oyun, merak ve neşe.
2 10

**YEMEĞİN DUYGUSAL GEÇİRGENLİĞİ
****Simply Irresistible (1999)
**Bu film ilk bakışta hafif, hatta “fazla romantik” bulunabilir. Ama Şef Silver Iocovozzi’nin anlattıkları, filmin alt metnini açar.
Yemek, aşçının duygusunu taşır.
Profesyonel mutfakta bu gerçek genellikle bastırılır. Oysa restoran, her gün onlarca ruh hâlinin içinden geçer. Kayıplar, yaslar, umutlar… Simply Irresistible, bunu neredeyse masalsı bir dille söyler;






