Alışveriş merkezlerinde, havaalanlarında veya güvenli geçiş noktası oluşturulan her ortamda termal kameraların varlığını biliyoruz. Özellikle pandemi döneminde hasta insanları tespit etmek maksadıyla kullanımı artan bu termal kameralar bize temas etmeden vücut sıcaklığımızı nasıl algılarlar hiç merak ettiniz mi?

Elektromanyetik dalgalar, yüklü parçacıkların ivmeli hareketi sonucu ortaya çıkan, elektrik ve manyetik alana dik doğrultuda yayılan ve bu yayılma için ortama ihtiyaç duymayan dalgalar bütünüdür. Bu dalgalar, gözümüzün algıladığı ve algılayamadığı bir çok frekansta ışıma yaparlar. Buna göre; gama ışınları, X ışınları, UV ışınları, görünür bölge ışınları, kızılötesi ışınlar (infrared (IR)), mikro dalgalar, radyo dalgaları şeklinde düşük frekanstan yüksek frekansa doğru sıralanırlar. Bu ışınlardan kızılötesi olanlar termal kameraların bizi tespit etmesini sağlayan ışınlar olarak bilinir. Termal enerji, 0 Kelvin (-273°C) üzerindeki sıcaklığa sahip bütün maddeler tarafından yayılma yapar. Bundan ötürü termal enerji maddelerin sıcaklığına bağlı olarak değişebilir. Kızılötesi ya da infrared olarak adlandırılan ışınlar da termal enerji sayesinde açığa çıkar ve böylece termal kameraların algı mekanizmasını harekete geçirirler. Peki termal kameralar kızılötesi ışınları nasıl fark ederler?

Termal kameralar cisimlerin yaydığı termal enerjiyi (ısıyı), içerisindeki ızgara şeklinde tasarlanmış piksel dedektörleri sayesinde algılar ve elektronik görüntülere dönüştürürler. Aslında bu durum günlük hayatta çok sıklıkla kullandığımız akıllı telefonlarımızın kameralarında da mevcuttur. Aradaki fark ise, akıllı telefon kameraları çevreden aldığı görünür bölge ışınlarını dijital görüntülere çevirir; fakat termal kameralar görünmeyen bölgede bulunan kızılötesi ışınları dijital görüntülere çevirerek bir ısı haritası ortaya çıkarır. Genel itibariyle termal kameralar bir nesne üzerinden gelen kızılötesi enerjiyi, mercek tarafından kamera içindeki kızılötesi dedektör üzerine düşürür. Bu dedektör resmin işlenmesi için bilgileri dijital sensörlere gönderir. Bunların sonucunda bilgiler görünebilen dijital bir resme dönüştürülerek termal kameradaki ekranda gösterilir.

Gece görüş kameraları, ısıya güdümlü füzeler, binalardaki ısı yalıtımı, çatı nem denetlemeleri, topluma açık alanda ateşli hastalıkların belirlenmesi gibi birbirinden farklı alanlarda kullanımı yaygın olan bu kameralar, giderek gelişen teknoloji sayesinde artık toplum sağlığı ve güvenliği açısından tehdit oluşturabilecek unsurlara karşı kullanılmaya başlandı. Özellikle geçtiğimiz on iki yıl içerisinde görülen domuz gribi ve son iki yıldır dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü gibi hastalıkların teşhisinde de oldukça önemli rol oynamaktadırlar. Yakın gelecekte daha da geliştirilecek olan bu kameraları daha sık görmeye başlayabiliriz.