Türkiye hayvancılıkta üretmeden tüketiyor: Meralardaki mülkiyet sorunu çözülmeli
İSO'nun yeni raporu, Türkiye hayvancılığının ithalata dayalı kırılgan yapısını gözler önüne sererken, Başkan Erdal Bahçıvan veriye dayalı, kırsala yayılan ve sürdürülebilir bir model için politika değişikliği çağrısı yaptı.
İSO'nun yeni raporu, Türkiye hayvancılığının ithalata dayalı kırılgan yapısını gözler önüne sererken, Başkan Erdal Bahçıvan veriye dayalı, kırsala yayılan ve sürdürülebilir bir model için politika değişikliği çağrısı yaptı.
Türkiye, gıda güvenliğinden bölgesel kalkınmaya kadar birçok alanda stratejik öneme sahip olan hayvancılık sektöründe derin yapısal sorunlarla karşı karşıya. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) açıkladığı kapsamlı rapor, son 13 yılda hayvancılıkta üretim yerine ithalata dayalı bir modelin tercih edildiğini ve bu yapının artık sürdürülemez hâle geldiğini gözler önüne seriyor.
İSO tarafından 30’a yakın ilde yapılan saha çalışmaları, üretici görüşmeleri ve küresel sektör verileriyle hazırlanan rapor, sadece mevcut sorunların değil, geleceğe dair politika önerilerinin de altını çiziyor. Raporun ana mesajı net: Türkiye, hayvancılığı stratejik bir sektör olarak yeniden tanımlamak ve yönetmek zorunda.
Raporun tanıtım toplantısında konuşan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da bu çerçevede, “Sürdürülebilir gelecek ve devletlerin stratejik bağımsızlığı açısından tarım ve hayvancılığın çok boyutlu bir politika alanı olarak tanımlanması kaçınılmaz. Bu rapor sadece bir durum tespiti değil, aynı zamanda ortak akıl ve somut aksiyon planlarıyla yeni bir başlangıç” değerlendirmesini yaptı.
10 yılda 10,6 milyar dolar ithalat, 8,88 milyar dolar destek
Rapora göre Türkiye, 2010'dan bu yana canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı için toplamda 10,6 milyar dolar harcadı. Aynı dönemde hayvancılık sektörüne verilen desteklerin karşılığı ise 8,88 milyar dolarda kaldı. Bu rakamlar, üretimden uzaklaşıp dışa bağımlı hâle gelmiş bir modelin çarpıcı yansıması niteliğinde.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan
İSO Başkanı Bahçıvan, “Bu tablo, üretim yerine ithalata dayalı bir modelin sürdürülebilir olmadığını açıkça ortaya koyuyor. Bu topraklar, kendi yemini üretip kendi hayvan varlığını besleyebilecek kapasiteye sahip. Ancak bunu sağlayacak yapılar yeterince güçlü değil” dedi.
Meralar etkin kullanılmıyor, veri yetersizliği büyük engel
Türkiye’nin geniş mera varlığına rağmen hayvancılıkta verimliliğin düşük seyretmesi, en önemli yapısal sorunlardan biri olarak dikkat çekiyor. Meraların mülkiyet sorunları nedeniyle etkin şekilde kullanılamadığı belirtilen raporda, hayvanlarla meralar arasındaki bağın kopmuş olması da vurgulanıyor.
Bahçıvan, “Hayvanlar ile meralar arasındaki irtibat kopmuş bulunuyor. Bu nedenle meralardaki mülkiyet sorunları çözülerek etkin bir şekilde kullanılmalarının önü mutlaka açılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Öte yandan veri eksikliği, sektörün planlanabilirliğini de ciddi şekilde zorluyor. Bahçıvan, “Türkiye'nin, artık tarımla ilgili, hayvan varlığından ekilen araziye ve çıkan ürüne kadar tüm noktalarında çok daha güven veren bir veri setine ihtiyacı vardır. Veri setinin eksikliği ne yazık ki sorunlara teşhis koymayı, sağlıklı çözüm üretmeyi ve dahası gelecek planı oluşturmayı zorlaştırıyor” dedi.