Trump’ın gümrük vergileri ABD’nin Brexit’i mi?
Birleşik Krallık’ın 2016 yılında Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı, seçmenlere ülke ekonomisini canlandıracak sihirli bir değnek olarak sunuldu. Ancak kararın yankıları hala sürüyor. ABD Başkanı Trump’ın gümrük tarifeleri kararının da benzer bir etki yaratacağı söyleniyor.
Birleşik Krallık’ın 2016 yılında Avrupa Birliği'nden ayrılma kararı, seçmenlere ülke ekonomisini canlandıracak sihirli bir değnek olarak sunuldu. Ancak kararın yankıları hala sürüyor. ABD Başkanı Trump’ın gümrük tarifeleri kararının da benzer bir etki yaratacağı söyleniyor.
İngiltere, ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergilerini şaşkınlıkla izledi. Ne de olsa ülke, 2016 yılında Avrupa Birliği'nden ayrılma yönünde oy kullandığında benzer bir ekonomik izolasyon deneyine girişmişti. Brexit referandumundan yaklaşık dokuz yıl sonra, ülke hala bunun maliyetiyle hesaplaşıyor. Trump, ABD'nin etrafına duvarlar örmek için benzer bir oyun kitabını kullanırken, bu deneyimden çıkan dersleri aniden yeniden gündeme geldi. Eleştirmenler bir zamanlar Brexit'i İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde bir Batı ülkesinin kendi kendine verdiği en büyük ekonomik zarar olarak tanımlamıştı. Şimdi Atlantik'in öte yakasında da bu tanımın karşılığı alınıyor olabilir.
Trump'ın geçen hafta tahvil piyasalarının isyanı karşısında gümrük vergilerinin bir kısmını aniden geri çekmesi bile, kısa ömürlü bir başbakan olan Liz Truss'un piyasaları korkutan radikal vergi indirimlerinden geri adım atmak zorunda kaldığı İngiltere'yi hatırlattı. Onun yanlış denemesi, İngiltere'nin dünyanın en büyük ticaret bloğunu terk etme kararıyla başlayan politikalar döngüsünün doruk noktasıydı.
ABD ile bağlarını koparacak mı?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcılığı yapmış olan İngiliz diplomat Mark Malloch Brown, “Bir bakıma Brexit'in en kötü miraslarından bazıları hala sürüyor” dedi. İngiltere'nin şimdi Avrupa ile ticari bağlarını yeniden inşa etmek ya da Trump'ın Amerika'sı ile bağlarını korumak arasında zor bir seçimle karşı karşıya olduğunu söyledi. “Temel sorun en büyük ticaret ortağımızla aramızdaki anlaşmazlık olmaya devam ediyor” diyen Malloch Brown, ‘Eğer Birleşik Krallık artık ABD ile çalışamayacağı için Avrupa'nın kucağına düşerse, bu sadece yarım bir zafer olur’ diye ekledi.
Trump 2016'da Brexit'in ateşli bir savunucusuydu ve Brexit ile yürüttüğü siyasi hareket arasında açık paralellikler kurdu. Başlangıçta İngiltere'ye Avrupa Birliği'nden daha düşük gümrük vergileri uyguladı ve bazıları bunu İngiltere'nin ayrılma kararının bir ödülü olarak değerlendirdi. Brexit'in İngiliz ekonomisi üzerindeki etkisi artık çok fazla tartışılmıyor ancak etkilerini corona virüs pandemisi, Ukrayna'daki savaş ve şimdi de Trump'ın gümrük tarifelerinin yol açtığı sonraki şoklardan ayırmak zaman zaman zor oldu.
Ticaret hacmi yüzde 15 daha düşük
Hükümetin Bütçe Sorumluluk Ofisi, İngiltere'nin genel ticaret hacminin, Avrupa Birliği'nde kalması durumunda olacağından yaklaşık yüzde 15 daha düşük olduğunu tahmin ediyor. Uzun vadeli verimlilik ise Avrupa ile olan ticari engeller nedeniyle olması gerekenden yüzde 4 daha düşük. Verimlilikteki düşüş Brexit'ten önce de geriliyordu ancak Avrupa'dan kopuş, özel yatırımları soğutan belirsizlik tohumları ekerek sorunu daha da derinleştirdi. Referandum ile Britanya'nın Ocak 2020 sonunda resmen ayrılması arasındaki yıllar, çıkış koşullarına ilişkin tartışmalarla felç oldu. Brexit'in olmadığı bir Britanya'yı temsil etmek üzere karşılaştırılabilir ekonomilerden oluşan bir sepet kullanan John Springford'un modeline göre 2022 yılının ortalarında Britanya'daki yatırımlar Brexit olmasaydı olması gerekenin yüzde 11 altındaydı. Londra'daki bir düşünce kuruluşu olan Avrupa Reformu Merkezi'nde çalışan Springford'a göre mal ticareti yüzde 7, gayrisafi yurtiçi hasıla ise yüzde 5,5 daha düşüktü.