Trump'ın Putin’le yakınlaşması Almanya'yı nükleer silahları düşünmeye itiyor
Batı ittifakının yaşadığı sıkıntılar, ABD'nin nükleer şemsiyesine karşı yerli alternatiflerin tartışılmasına aciliyet kazandırdı. Almanya’nın yeni başbakanı olması beklenen Merz, ülkenin nükleer silahları düşünmeye başlaması gerektiğini söyledi.
Batı ittifakının yaşadığı sıkıntılar, ABD'nin nükleer şemsiyesine karşı yerli alternatiflerin tartışılmasına aciliyet kazandırdı. Almanya’nın yeni başbakanı olması beklenen Merz, ülkenin nükleer silahları düşünmeye başlaması gerektiğini söyledi.
ABD Başkanı Trump'ın Rusya'yı kucaklaması Avrupalıların güvenliklerini yeniden düşünmelerine ve ABD'nin uzun zamandır kaçınmaya çalıştığı bir fikrin gündeme gelmesine neden oluyor: Nükleer silahlara sahip bir Almanya.
Almanya'nın bir sonraki başbakanı olmaya aday Friedrich Merz, muhafazakar siyasetçinin haftalık Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung gazetesine verdiği röportaja göre Berlin'in Fransız ve İngiliz nükleer caydırıcılığını Avrupa'yı kapsayacak şekilde genişletmek için görüşmelere başlaması gerektiğini söyledi. Almanya'nın kendi cephaneliğini kurup kurmayacağı sorulduğunda Merz, “Bugün buna gerek yok” dedi.
Bu sözler uzun süredir devam eden bir tabuyu yıkarak Almanya'nın ve Avrupa'nın güvenliğinin temellerinin ne kadar şiddetli bir şekilde sarsıldığını gösterdi. Merz halen hükümet kurma görüşmelerini sürdürüyor ve henüz başbakan seçilmedi ancak Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana hiçbir Alman lider Avrupa'da ABD'nin nükleer caydırıcılığına bir alternatif oluşturulması çağrısında bulunmamıştı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Federal Almanya Cumhuriyeti, Sovyet bloğuna karşı bir siper olarak Batı ittifakına kabul edildi. Ancak Fransa ve İngiltere'nin aksine, kendi nükleer silahlarına sahip olmaktan vazgeçmiş ve bunun yerine Amerikan nükleer şemsiyesi altında kabul görmüştür.
ABD’nin caydırıcılığı sarsıldı
ABD'nin taktik nükleer silahları şu anda Almanya'nın batısındaki Büchel Hava Üssü'nde depolanmış durumda ve ABD Başkanı'nın emir vermesi halinde Alman Hava Kuvvetleri tarafından konuşlandırılmaya hazır. ABD, Avrupa'dan asker çekmek istediğini söylemedi. Ancak Trump ilk döneminde bunu yapmaya çalıştı. Şimdi ise Rusya'nın otokratik lideri Vladimir Putin ile ilişkileri yumuşatma arayışında ve bazı analistlere göre bu durum ABD'nin Avrupa'daki caydırıcılığına onarılamaz bir zarar vermiş olabilir.
Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü'nde misafir akademisyen ve siyaset bilimci olan Maximilian Terhalle, “Putin neden Avrupa'da bir tırmanma olması halinde Trump'ın nükleer bir karşılık vereceğini düşünsün ki? Trump'ın attığı her adım aksini gösteriyor” dedi. Avrupa'nın hiçbir yerinde terk edilmişlik duygusu, ABD'nin denizaşırı ikinci en büyük askeri varlığını sürdürdüğü Almanya'da olduğu kadar hissedilir değil.
Bir düşünce kuruluşu olan Bertelsmann Vakfı'nın Avrupa'nın Geleceği programının direktörü Christian Mölling, güvenlik boşluğunu doldurmak için Almanya'nın dört seçeneği olduğunu söyledi: Amerikalılar nükleer caydırıcılıklarını sürdürür; Avrupalılar bunu üstlenir veya ikisi birden yapılır; ya da konvansiyonel olarak telafi etmeye çalışırsınız. Bunların hepsi riskli” dedi ve nükleer olmayan askeri güçlere atıfta bulundu.