Günümüzde veganların sayısı artsa da nüfusa oranla vegan sayısı oldukça düşüktür. Vegan diyetlerinin ve beslenme biçimlerinin sağlık üzerindeki etkisini anlayabilmek için çok sayıda veriye ihtiyacımız var. Beslenme ve diyet işin içine girince incelemeler aylar sürebiliyor. Örnek verecek olursak bir ilaç geliştirdiğinizi düşünün, bu ilacı deneyen kişiyi 1 hafta ile 1 ay arasında incelemelisiniz ki ilacın etkisini tam anlamıyla anlayın. İş beslenme biçimine gelince bu deney aşaması biraz farklılaşıyor, deneyin süresi gittikçe artıyor, aylar hatta bazen yıllar sürüyor. Gelin bu beslenme biçiminin belirli insanlar üzerinden etkisine bakalım ve inceleyelim.

Dünyada ilk vegan beslenen sporcular gladyatörlerdir. Genelde televizyonda izlediğimiz dizilerde eski savaşçılar veya dövüşçülerin genellikle güçlü olmak için et yediklerini görürüz fakat bu durum gerçek hayatta öyle değildir. Gladyatörler ve çoğu Roma savaşçısı vegan (mısır, tahıl vb.) beslenmiştir. Onun dışında güümüzde birçok vegan beslenen sporcu örneği vardır. Katharina Wirnitzer bu örneklerden bir tanesidir. Katharina bir dağ bisikleti sporcusudur. Dağ bisikleti sporu oldukça dayanıklılık isteyen bir spor yani "vegan beslenmenin dayanıklılık üstüne bir etkisi yok’’ gibi düşünülebilir. Aynı zamanda ünlü tenisçi Serena Williams da vegan beslenen sporcular arasındadır. Tüm bu sporculara baktığımız zaman hepsi vegan beslenerek sporlarına devam edebiliyorlar ve bu sporların hepsi dayanıklılık, hız, ve güç içeren sporlardır. Bir sporcunun ihtiyacı olan besinleri vegan besinlerden alabildiğini verdiğimiz örneklerden anlayabiliriz, bu da bizi sporcular için dezavantajı olmayan bir beslenme biçimi olduğuna rahatça ikna edebilir. Bununla beraber, normal beslenme biçiminden vegan beslenme biçimine geçen çoğu sporcu yeni beslenme şekillerinin spor hayatlarında olumlu gelişmelere yardımcı olduğunu iddia ediyor. 

Kalsiyum, protein, B12 vitamini, örneğini verdiğimiz besin ve mineraller vücudumuzun mutlak ihtiyacı olan maddelerdir. Peki tüm bu maddeleri vegan bir insan vücuduna yeteri kadar alabiliyor mu? Kalsiyum açısından bakarsak durum çok basit, aşırı sebze ve meyve içeren beslenme şekillerinde yeterli kalsiyum vücuda alınamaz fakat tahıl, fındık, badem gibi kuru gıdaların içinde bol bol bulunur. Protein kısmından bakacak olursak Cambridge Üniversitesinden Joe Milward’ın açıklamasına göre tahıl ve mısır bazlı besinlerin günlük protein ihtiyaçlarını karşılamada oldukça yeterli olduğu fakat bu besinlerin olmadığı beslenme şekillerinde protein yönünde eksik kalma ve kas kaybı gibi sorunların ortaya çıktığını savunuyor. B12 vitamini yalnızca hayvansal gıdalarda bulunan bir vitamindir. Birçok kanıtlanmış araştırma B12 vitaminin besinlerden yeteri kadar alamadığımızı kanıtlar nitelikte, yani vegan da beslensek normal de beslensek B12’yi dışarıdan almak zorundayız.

Vegan beslenme şeklinin küresel ısınmaya etkisi ise inanılmaz düşük. İnekler ve tavuklar gündelik hayatlarında metan gazı çıkarırlar. Metan gazı çevre kirliliğine sebep olan gazlardan bir tanesidir. bu sebeple normal beslenen birinden dört kat daha az çevre kirliliğine neden oluyorsunuz. Çocuklarımızın geleceğini düşünecek olursak çevreye sağlıklı bir beslenme biçimi gibi gözüküyor.

Sonuç olarak, çoğu bilim insanı vegan beslenmenin hem gezegenimiz için hem de vücudumuz için yararlı olduğunu savunmaktadır. Tabii ki hâla vegan beslenmeye şekline yöneltilen tüm sorular cevaplanmış değil. Öte yandan çevreye etkisinin oldukça pozitif olması insanları vegan beslenmeye yönlendiriyor. Tüm bunlara bakılırsa vegan beslenmenin bir problem oluşturmadığını söyleyebiliriz.