Wellbees, Körfez’de büyüdü ABD’ye ‘esenlik’ ihraç edecek
Wellbees, Körfez’de büyüdü ABD’ye ‘esenlik’ ihraç edecek
Kalifiye çalışanlarını ellerinde tutmaya çalışan dev şirketler ‘esenlik’ hizmeti almaya ağırlık veriyor. Tam da bu süreçte Türkiye’de doğan Wellbees, şimdi 100’ü aşkın ülkeye uygulamaları vasıtasıyla esenlik ihraç ediyor. Wellbees CEO’su Melis Abacıoğlu, "Türkiye’nin esenlik ihracatçısı olduk. Gelirimizin yarısı yurt dışından" diyor.
Dünya genelinde büyüklüğü 65 milyar dolara ulaşan kurumsal esenlik pazarının yaklaşık yüzde 80’i ABD’de harcanıyor. New York merkezli finans kuruluşları ve San Francisco merkezli teknoloji şirketleri, çalışan bağlılığı, zihinsel dayanıklılık ve verimlilik başlıklarını artık doğrudan iş sonuçlarıyla ilişkilendiriyor. Türkiye’de 2013’te kurulan, bugün 100’ü aşkın ülkede, 250 bini aşkın çalışana hizmet veren ve gelirlerinin yarısını yurt dışından elde eden Wellbees, Körfez Bölgesi’nde edindiği çok kültürlü operasyon deneyimini şimdi dünyanın en rekabetçi pazarı ABD’ye taşımayı hedefliyor.
Dijital esenlik platformu Wellbees’in CEO’su Melis Abacıoğlu, şirketin geldiği noktayı “Türkiye’den dünyaya ihraç edilen bir esenlik modeli” olarak tanımlıyor. Abacıoğlu’na göre bu yolculuk bir ölçeklenme hikâyesinden çok daha fazlası. “Biz esenliği bir yan hak olarak değil, şirketlerin sürdürülebilir performansını belirleyen temel bir kültür alanı olarak ele aldık” diyen Abacıoğlu, Wellbees’in küresel büyümesinin arkasında bu bakış açısının yattığını vurguluyor.

PANDEMİ İLE BÜYÜDÜ: Melis Abacıoğlu (ortada) “İlk dört yıl esenlik danışmanlığı yaptım. O dönemde MBA tezimi yazdım ve Stanford Üniversitesi’nden BJ Fogg’dan eğitim aldım. Tiny Habits adı verilen eğitim metodunun ilk koçlarından biri oldum. Ardından COO’muz Seçil Gürcüoğlu (solda) ve CTO’muz Kerem Gönülkırmaz’ın ortak olarak ekibe katılmasıyla güçlendik. Pandemide değişime çok hızlı adapte olmamız büyümemizi hızlandırdı” bilgilerini veriyor.
Danışmanlıktan teknoloji ihracatına
“Esenliğin sürdürülebilir olması için davranış değişimini tetiklemesi gerektiğini çok erken fark ettik” diyen Abacıoğlu, bu nedenle danışmanlık modelinin tek başına yeterli olmayacağını söylüyor. Abacıoğlu, şunları söylüyor: “Zaman içinde ekibe operasyon ve teknoloji tarafında yeni ortaklar katıldı. Böylece ürünleşme sağladık. Pandemi dönemi ise bu dönüşümün katalizörü oldu. Uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin yaygınlaşması, çalışan bağlılığı ve ruh sağlığını şirketlerin ana gündem maddelerinden biri haline getirdi. Wellbees bu dönemde, esenliği veriyle ölçen ve yöneten bir SaaS platformuna dönüştü.”
Körfezde ilk üçte
Küresel büyümenin ilk adımı için Wellbees, 2021'de kritik bir kararla Dubai'yi hedef pazar seçti. O dönemde Körfez'de kurumsal esenlik kavramı yeni filizleniyordu. Abacıoğlu, başarının "yerinde olmak" ve kültürel köprüleri doğru kurmaktan geçtiğini vurguluyor. Bu süreç kişisel fedakarlıklarla da şekillendi. Abacıoğlu, hamileliği ve geçirdiği bir ev kazasına rağmen Dubai'ye sık seyahatlerini sürdürdü, hatta doğumdan sonra birçok görüşmeye bebeğiyle katıldı. “Bu azmim, özellikle kadın yöneticilerden büyük destek aldı. Onların inancı, ilk büyük müşterilere ulaşmanın kapısını araladı” diyen Abacıoğlu, “2022'de Scale Effect programına seçilmemiz ve 2023'te Dubai’de ofis açmamızla birlikte süreç daha da hızlandı. Bugün Wellbees, bölgede kurumsal esenlikte ilk üç firmadan biri. Bugün ABD pazarında masaya koyduğumuz en önemli referanslardan biri de Körfez’de kazanılan bu deneyim. New York’ta finans şirketleriyle San Francisco’da teknoloji devleriyle görüşüyoruz” açıklamalarını yapıyor.
Gelirin yüzde 50’si yurt dışından geliyor
Wellbees için gerçek kırılma noktası, on binlerce çalışanı bulunan çok uluslu bir şirketle yapılan iş birliği oldu. Bu iş birliği, Wellbees’in yalnızca teknolojik değil; operasyonel olarak da dünyanın farklı coğrafyalarında aynı kaliteyi sunabildiğini gösterdi. Bu eşikle birlikte şirketin gelir kompozisyonu da değişti. Bugün Wellbees gelirlerinin yaklaşık yüzde 50’sini yurt dışı pazarlardan elde ediyor. Abacıoğlu, bu tabloyu “Türkiye çıkışlı bir yazılımın küresel şirketler için stratejik bir partner olabileceğinin kanıtı” olarak değerlendiriyor.
İşten ayrılmayı yarı yarıya düşüren
‘Challenge’ Abacıoğlu, “Wellbees, rakiplerinden farklı olarak fiziksel, zihinsel, mesleki gibi esenliğin sekiz boyutunu tek çatıda sunuyor. Bu bütüncül yaklaşım küresel ölçekte kritik bir avantaj yaratıyor” diyerek, şunları kaydediyor: “2021’de başladığımız ve 2026 itibarıyla yılda dört kez yapmayı planladığımız ‘Wellbees Challenge’adlı küresel adım yarışması, bu yıl 132 şirketten on binlerce çalışanı bir araya getirdi. Toplanan adımlar, UNICEF iş birliğiyle 500 binden fazla çocuğa besin desteğe dönüştü. Platform, kişiselleştirilmiş yapay zeka ve sosyal topluluk odaklı tasarımı sayesinde kullanıcı katılım oranını küresel ortalamanın çok üzerine, yüzde 64'e taşıdı. Bu yüksek katılım, çalışan bağlılığını yüzde 10 artırdı ve işten ayrılma oranlarını yarı yarıya düşürdü. Bu sonuçlar, Wellbees’i şirketler nezdinde bir ‘verimlilik aracı’ konumuna getirdi”.
“Esenlik nabız gibi sürekli ölçülmeli”
Wellbees, esenliği ölçme konusunda da klasik yöntemlerin dışına çıkıyor. Kurulan Bilim Takımı ve yapay zeka algoritmaları sayesinde çalışanların esenlik durumu günlük olarak izleniyor. Abacıoğlu, yıllık ya da dönemsel anketlerin yanıltıcı olabildiğine dikkat çekerek, “Esenliği nabız gibi sürekli ölçmek gerekiyor” diyor.
Bu yaklaşım, şirketlerin daha sağlıklı ve zamanında aksiyonlar almasına olanak tanıyor. Türkiye’de deprem ve seçim süreçlerinin çalışan psikolojisi üzerindeki etkilerinin verilerle ortaya konulması, bu modelin somut örnekleri arasında yer alıyor.
37 dil, tek platform!
Melis Abacıoğlu, “Wellbees’in 37 dilde hizmet veriyor. Bu da şirketimizin küreselleşmesinin en görünür çıktısı” diyor ve şunları ekliyor: “Bu sadece dille sınırlı değil. Asıl mesele, çalışanın kendi kültüründe ve kendi dilinde gerçekten anlaşılabildiğini hissetmesi. Bu nedenle farklı ülkelerden uzmanlarla çalışıyoruz. Platform üzerinden sunulan psikolojik destek, beslenme danışmanlığı ve egzersiz programları, çalışanların kendi dillerinde ve kültürel bağlamlarında erişilebilir hale geliyor. Veri Bilimi Takımımızın çalışmalarına göre, dijital platformumuzda sosyalleşen çalışanlar kendilerini yüzde 10 daha iyi hissediyor ve sosyal bağlarını yüzde 21 artırıyor. Ayrıca Wellbees kullanıcılarının yüzde 82'si platform sayesinde en az bir sağlıklı alışkanlık geliştiriyor. Bu yaklaşım da Wellbees’in ürün değil, kültür ihraç eden bir modele dönüşmesini sağlıyor.”
“Çalışan kırılganlığı artık küresel bir risk, yönetici çökerse şirket çöker”
Melis Abacıoğlu, küresel pazarlarda özellikle ABD merkezli şirketlerle yapılan görüşmelerde insan kaynakları gündeminin hızla değiştiğini söylüyor. Bu değişimin, yalnızca çalışan refahına yönelik bir hassasiyet olmadığını vurgulayan Abacıoğlu’na göre konu, şirketlerin iş sürekliliğini ve performansını doğrudan etkileyen bir risk alanına dönüşmüş durumda. “Uluslararası müşterilerimizle yaptığımız görüşmelerde stres, kaygı ve tükenmişlik artık açıkça konuşuluyor. Bunun nedeni soyut bir ‘iyi olma’ arayışı değil, performansın sürdürülemez hale gelmesi” diyor. Gallup’un 2025 Küresel İş Yeri Durumu Raporu’na göre küresel ölçekte her 100 çalışandan 40’ı yüksek stres altında çalışıyor, 20’si daha öfk eli, 20’si ise daha mutsuz hissediyor. Abacıoğlu, Türkiye’de bu oranların küresel ortalamanın 1,5 ila 2 katına çıktığını belirterek, “Bu tablo, hem yerel şirketler hem de Türkiye’den dünyaya açılan yapılar için ciddi bir uyarı” değerlendirmesinde bulunuyor. Abacıoğlu’na göre ABD ve Avrupa’daki şirketler bu durumu artık bireysel bir mesele olarak görmüyor. Kriz ve belirsizlik dönemlerinde çalışanların ne kadar ‘yılmaz’ kalabildiği, şirketlerin rekabet gücüyle doğrudan ilişkilendiriliyor. Bu nedenle İK ekiplerinden beklenenin yalnızca ücret ve yan haklar değil, psikolojik dayanıklılığı güçlendiren sistemler kurmak olduğunu vurguluyor. Orta kademe yöneticilere de dikkat çeken Abacıoğlu, Wellbees kullanıcılarının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturan bu grubun son yıllarda ekiplerinden daha kötü hissettiğini söylüyor. “Yönetici tükendiğinde yalnızca kendisi değil, tüm ekip ve şirket etkileniyor. Yönetici çökerse, şirket de çöküyor” diyor.
Zebra modeliyle sürdürülebilir büyüme
Wellbees, büyüme stratejisinde “unicorn” hedefi yerine kâr ve amacı dengeleyen zebra modelini benimsiyor. Yapay zeka ve veri bilimi yatırımları önceliklendirilirken, büyüme EBITDA odağında ve sürdürülebilir kârlılık hedefiyle şekilleniyor.