Yengeç Sepeti Sendromu: Ben Sahip Olamıyorsam Sen de Olma!
Yengeç sepeti sendromu bencil kişilerin başkalarının yükselmemesini istemeleri olarak açıklanabilir. Bu sendroma sahip kişiler hayatta her yerde karşımıza çıkabilir. Başkalarının başarılı olmasını istemezler.
Hepimiz okulda, işte ya da aile içinde bencil insanlarla baş etmek zorunda kalmışızdır. Spor yapmak ya da kilo vermek istediğimizde, yeni bir dil öğrenmek ve hobi edinmek için kurslara gitmek istediğimizi biriyle paylaştığımızda yani kısaca ‘kendimizi geliştirmek’ istediğimizde bizi o fikirden uzaklaştırmak isteyen kişiler olmuştur. Bu kişilere yapmak istediklerimizi anlattığımızda ‘ya bence hiç uğraşma’ ya da ‘bu saatten sonra ne gerek var’ gibi cümleler söylerler ve tüm motivasyonunuzu aşağı çekerler. Bu durum oldukça can sıkıcı olsa da bu tip insanlar hayatın her alanında karşımıza çıkabilir.
Psikoloji biliminde bu durum ile ilgili bir terim vardır, yengeç sepeti sendromu.
Yengeç Sepeti Sendromunun Hikayesi
Literatürde ‘crab in barrel syndrome’ olarak bilinen ve Türkçe’ye ‘Yengeç sepeti sendromu’ olarak geçen metafor, Filipinli bir balıkçının anonim hikayesi ile anlatılmaktadır.
“Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri bir yengeç sepetinin içinde görür. Kovanın üstü açıktır, kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır. Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz.”

Yengeç sepeti sendromu ilk olarak Filipinli yazar Ninotchka Rosca tarafından anlatılmıştır. Yazar ‘yengeç kişilikler’ olarak kullanmış daha sonra zamanla yengeç sepeti sendromu olarak toplum içinde yaygın bir şekilde anlatılmaya başlamıştır.
Bu metafor kısaca ‘ben başaramıyorsam sen de başaramazsın’ davranışını anlatmaktadır. Başkalarının kendilerinden daha yüksek mevkide olduğunu düşünen insanlar, o kişilere karşı kin ve kıskançlık duyguları besler. Bu nedenle kendilerinin ulaşamayacağını düşündüğü bir hayatı başkalarının da yaşamasını istemezler. Odaklandıkları tek şey; her şeyin en iyisini en çok kendilerinin hak ettiği gerçeğidir. Bu nedenle kendi hırsları ile hareket ederler.
İnsanlar Neden Yengeç Sepeti Kişiliğine Sahip Oluyor?
Soubhari ve Kumar’a göre iş hayatı, akademik hayat ya da sosyal hayat fark etmeksizin insan hayatı iç içedir, insanlar birbirinin gelişmesine ve yükselmesine engel olduğunda kendi hayallerinin gerçekleşeceğine inanması ve kendilerine avantaj sağladıklarını düşünürler ve bu nedenle birbirleri ile çıkar ilişkisi çerçevesinde yaşar, yengeç kişiliklere ve zihniyete bürünürler. Bu sendromu göstermeleri, bencil ve hırslı karaktere sahip olmalarından kaynaklanmaktadır.

