Yıl sonunda vergi sürprizi... Dört soru dört cevap
Vergi Usul Kanunu’ndaki değişiklikle vergi hesapları değişti. Kanun değişikliği tartışmaları beraberinde getirdi.
19 Aralık’ta Resmî Gazete’de yayımlanan 7566 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile vergi hesapları değişti. Dünya Gazetesi yazarı Zeki Gündüz, bu kanun sonrası oluşan tartışma, yarattığı sonuçlar ve olası gelişmeleri dört başlık altında ele aldı.
1- ENFLASYON DÜZELTMESİNDE 3 YIL ERTELEME SONRASI NE OLACAK
Enflasyon düzeltmesinde 3 yıl erteleme kararının dönem kapanırken, kanuna göre vergi ödemeyecek şirketler için yıl sonu sürprizi olduğunu belirten Gündüz, “Enflasyon düzeltmesi yatırımlarını öz kaynaklarla finanse etmiş şirketlerde zarar etkisi ya da matrahta azalma etkisi yaratırken, borçlu (yatırımlarını kredilerle finanse eden) şirketlerde gelir etkisi yaratmaktaydı. Vergi ödeyecek mükellefler de tam bu nedenle enflasyon düzeltmesi kalksın istiyorlardı. Mali İdare enflasyon düzeltmesi nedeniyle gelir kaybına uğradığı için bu değişikliğe aslında dünden razıydı.” dedi.
Gündüz kararın sonuçlarını şöyle sıraladı:
‘BANKALAR İÇİN YÜK BİRAZ DAHA ARTTI’
Banka ve finans şirketleri enflasyon düzeltmesi yapıyor ancak sadece enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan zararı dikkate alamıyordu. Bu erteleme ile enflasyon düzeltmesi yapılamayacağı için bir kısım avantajlarını da yitirdi.
‘YENİDEN DEĞERLEME YAPILABİLİR’
Enflasyon düzeltmesi yerine yeniden değerleme yapılabilmek de mümkün. Mükellefler dilerlerse amortismana tabi kıymetlerini yeniden değerleme oranında artırarak amortismanlarını bu değerlenmiş tutarlar üzerinden ayırabileceklerdir.
‘LİFO METODU GERİ GETİRİLMELİ’
Enflasyon düzeltmesi ile lifo metodu uygulaması da kaldırılmıştı. Enflasyon düzeltmesi kaldırıldığı halde lifo geri gelmedi. Enflasyonist ortamda bu durum mükelleflere ilave bir vergi yükü getirecek.
‘TÜRK ŞARABI YERİNE VİSKİ İÇİLSİN’
Üretimi uzun yıllar alan ( örn.şarap) ürünlerin maliyetlerinin endekslenememesi, lifonun kalkmış olması, bir de işle ilgili ilave mali yükler getirilmesi (örn.yüksek teminatlar istenmesi) vergi yüklerini adaletsiz bir şekilde oluşmasına yol açmaktadır. Bu konuda bir çözüm bulunmaması bazı sektörlerin gelişmesini önlemekte, ihracatta yapılabilecek bu alanlar gelişemediği gibi Türkiye pazarında yabancı markaların daha az maliyetle kazanç elde edebilmesine yol açmaktadır.
Örneğin bu politikalar nedeniyle Türk şarapçılığı yerine yabancı damıtılmış içki satışı artmaktadır.
2-DİJİTAL HİZMET VERGİSİ ORANLARINDA DEĞİŞİKLİK
Yüzde 7,5 olan Dijital Hizmetler Vergisinin 2026’da yüzde 5, 2027’ de yüzde 2,5 olarak uygulanması kararlaştırıldığını belirten Gündüz, “Dijital Hizmetler Vergisi(%7,5) ve Reklam Stopajı(%15) her ne kadar geliri elde eden yabancı şirketler tarafından ödeniyormuş gibi gözükse de gerçekte dijital ortamda reklam veren şirketlere getirilmiş ilave vergi yükleridir. İnternet üzerinden teslimi yapılan bilgisayar program bedellerinin DHV’ye tabi olduğu iddiası gibi ”kapsam” sorunları yaşanan bu vergi(DHV) ile Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan yeni “iş yeri” tanımı sonrası iyice tartışmalı hale gelen reklam stopajı konusunun Yerel/Küresel Asgari Tamamlayıcı Kurumlar Vergisi sonrası gözden geçirilmesinde fayda bulunmaktadır.” dedi.
3-DEĞERLİ KONUT VERGİSİ MÜKELLEFİ SAYISI ARTACAK MI
Yapılan son düzenlemelerle Emlak Vergisi matrahının her yıl yeniden değerleme oranında artarken Değerli Konut Vergisi sınırlarını belirleyen tutarın yeniden değerleme oranının yarısı kadar artacağını kaydeden Gündüz, “2026 sonrası (emlak vergisi beyan değeri yeni düzenleme ile sınırlandırılsa da zaten kapsama giren mükellef sayısı artacaktı, 2027 sonrası muhtemelen patlama yaşanacak gibi duruyor.” diye yazdı.
4-EMLAK VERGİSİ DAVALARI NE OLUR
“Yapılan yeni düzenleme ile 2026 yılında 2025 yılı emlak vergisi tutarlarının iki kat fazlası aşılamayacak.” diyen Gündüz şöyle devam etti:
“Düzenleme sonrası hemen, düzenlemede geçen “iki kat fazlası” ifadesi tartışmalara yol açtı.
Yorumcular 2025 değerlerinin iki katı mı yoksa 2025 değerleri artı iki katı mı olduğu konusunda ikiye bölündü. Ben 2025 değerleri artı iki katçı kanatta yer alıyorum.
Mali İdare henüz bir açıklama yapmamakla birlikte bizim cenah görüşünde olması çok büyük olasılık.
Peki bu durum açıklanacak yeni Emlak Vergisi beyan değerlerinin dava edilmesi eğilimini nasıl etkiler? Bence dava etmeme eğilimi yönünde ağırlık kazanacaktır.
Halihazırda 2026 için belirlenen bina/arsa asgari m2 değerleri için dava açmış çok sayıda mükellefin durumu ne olacak?
Ne yazık ki bu yeni düzenleme görülmekte olan bu davalarda otomatik bir etki yaratamaz.
Diğer bir ifade ile takdir komisyonu kararlarına karşı açılan, bilirkişi, keşif vb. süreçler izleyen bu davalar sürdürülecek ve bir karara bağlanmak zorunda kalınacak.”
Odatv.com