Zengezur Koridoru: Barışa açılan kapı mı, yeni satranç tahtası mı?
ABD’nin arabuluculuğunda şekillenen Türkiye–Azerbaycan–Ermenistan “ön barış” anlaşması, Zengezur Koridoru’nun açılmasıyla Güney Kafkasya’nın jeopolitik haritasını değiştirme potansiyeli taşıyor. 99 yıllığına ABD’ye kiralanacağı iddia edilen hat; ticaret, enerji ve teknoloji akışını canlandırma vaadiyle öne çıkarken, Moskova ve Tahran’ın tepkisini çekiyor. Ancak bölgesel milliyetçi dalgalar ve Trump sonrası belirsizlikler fırsatın önündeki en büyük riskler olarak görülüyor.
ABD’nin arabuluculuğunda şekillenen Türkiye–Azerbaycan–Ermenistan “ön barış” anlaşması, Zengezur Koridoru’nun açılmasıyla Güney Kafkasya’nın jeopolitik haritasını değiştirme potansiyeli taşıyor. 99 yıllığına ABD’ye kiralanacağı iddia edilen hat; ticaret, enerji ve teknoloji akışını canlandırma vaadiyle öne çıkarken, Moskova ve Tahran’ın tepkisini çekiyor. Ancak bölgesel milliyetçi dalgalar ve Trump sonrası belirsizlikler fırsatın önündeki en büyük riskler olarak görülüyor.
13 Ağustos 2025, 10:31 Güncelleme: 13 Ağustos 2025, 11:06
Güney Kafkasya, son otuz yılda çatışma, soğuk barış ve geçici ateşkeslerle yoğrulmuş bir coğrafya. Şimdi ise masada, bölgeyi kökten dönüştürme potansiyeli taşıyan bir anlaşma var.
Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında, ABD’nin arabuluculuğunda şekillenen bu “ön barış” çerçevesi, kağıt üzerinde oldukça cazip görünüyor.
Hele ki, Türkiye ve Azerbaycan’ın bölgesel ticaret ve ulaşım ağlarını genişletme; Ermenistan’ın ise izolasyondan kurtulma fırsatı yakaladığı düşünüldüğünde.
Fırsatın cazibesi
Anlaşmanın en çok ses getiren unsuru, Ermenistan’dan geçerek Azerbaycan’ı Nahçıvan’a ve oradan Türkiye’ye bağlayacak Zengezur Koridoru.
Bu hattın, 99 yıllığına ABD’ye kiralanacağı ve işletmesinin Amerikan yüklenicilere verileceği iddiası, Trump’ın kendi damgasını vurduğu bir “büyük anlaşma” olarak lanse ediliyor. Washington’a göre bu koridor, ticareti, enerji akışını, altyapı yatırımlarını ve teknoloji transferini canlandıracak; bölgeyi Avrupa ile Asya arasında stratejik bir köprü haline getirecek.
Koridora ABD damgasının vurulması, diaspora Ermenilerinin itirazlarını yumuşatma potansiyeli taşıyor. Ancak aynı damga, orta ve uzun vadede başka riskleri de tetikleyebilir: Bakü veya Erivan’da milliyetçi yönde bir iktidar değişimi, Rusya destekli bir darbe veya “özel askeri operasyon” girişimi, İran’ın tarihsel Bizans entrikalarını andıran hamleleri ya da Trump sonrası Washington’un bölgeden çekilme ihtimali, sürecin raydan çıkmasına yol açabilir.
Lakin bu riskler var diye de, bugünkü fırsatın heba edilmesi akılcı olmaz; diplomasi nadiren tüm şartlar mükemmelken ilerler.
Görünmeyen eksene dikkat
Unutulmaması gereken bir diğer boyut, anlaşma ve koridorun arka planında Azerbaycan’ın stratejik ortağı İsrail ve ABD’deki etkili Yahudi lobisinin güçlü varlığı.
Bu çerçevede, Azerbaycan–Ermenistan–Türkiye–Suriye–İsrail hattında, Kafkaslar’dan Doğu Akdeniz’e uzanan yeni bir jeopolitik eksen oluşuyor. Bu tablo, sadece ticaret ve enerji değil, istihbarat, savunma ve diplomasi boyutlarında da yeni fırsatlar ve riskler barındırıyor.
